• BIST 9652
  • Altın 2960.569
  • Dolar 34.6806
  • Euro 36.7281
  • İstanbul 13 °C
  • Ankara 5 °C
  • Tunceli 1 °C

26 yıldır Rekorları Kırılamayan Sporcu Haydar Doğan

26 yıldır Rekorları Kırılamayan Sporcu Haydar Doğan
Türk Spor Ajansı yazarlarından Nursel Gülay'ın, Haydar Doğan ile yapmış olduğu röportajı yayımlıyoruz:

Türk Spor Ajansı yazarlarından Nursel Gülay'ın, Haydar Doğan ile yapmış olduğu röportajı yayımlıyoruz:
 
N.G: Haydar Doğan' ın spor yaşamını anlatırken sporcu, yönetici ve bugünkü durumu hakkındaki bilgileri kendisinden izin alarak aynen paylaşıyorum.

 Her sporcuya sorulan ortak sorumuz; Sayın DOĞAN, seni spor yapmaya kim yönlendirdi?
 
Haydar Doğan: Bizden önceki kuşaklarda olduğu gibi ben de atletizme tesadüf eseri başlamış oldum. Henüz 11 yaşımda iken Türkçe dersinden kaytardığım bir süreçte şans eseri okul müdürümüz ve aynı zamanda beden eğitimi öğretmenimiz olan Sayın Fikret Şahin hocamızın sporcular arasında atletizm yarışmaları elemesine katılmış oldum. Benden yaşça büyük olan hatta lise son sınıf öğrencilerinin de aralarında bulunduğu 3 km'lik bu okul seçmesine katıldım ve 1.oldum. Böylelikle atletizm hayatına adım atmış oldum. 3 gün sonrada İstanbul, İstinye' de yapılan orta okullar arası 3000 metre yarışmasında uzak ara 1. olunca bütün dikkatleri üstüme çekmiş olmalıyım ki gerek okul müdürüm, aynı zamanda beden eğitimi öğretmenim olan Sayın Fikret Şahin ve sonra da hayatıma yön veren bana büyük hizmetleri olan değerli hocam Şevki Koru ile tanışmış oldum. Şevki Koru hocam, benim için büyük bir şanstı, çünkü Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk atletlerinden olan Şevki Koru bilgisi ve tecrübeleriyle benim hayatıma, antrenmanlarıma yön verdi ve en iyi şekilde yetiştirdi. Kendisini büyük bir özlemle anıyorum ve Allah'tan rahmet diliyorum.
 
N.G: Dile kolay bundan tam 26 yıl önce gençlerde 1986 yılında Fransa'da yapılan Liseler Dünya Şampiyonasın' da ( ISF ) 3000 mt. koştun ve 8.18.22'lik derecenle hem birinci oldun ve hem de Liseler Dünya rekoru kırdın. En önemlisi bu rekorun bunca yıl geçmesine rağmen hala kırılamadı. Ardından 5000 mt 14.11.6, ile 10.000 mt.29.23.45lik derecenle Avrupa Gençler Şapiyonasında Ülkemize gümüş madalya kazandırarak açık saha rekorları kırdın. Ve bu rekorlar' da hala kırılamadı. Merak ediyorum sen mi çok iyi bir sporcuydun, yoksa ardından gelen mi yok ?
 
Haydar Doğan:Evet, yıllarca kırılamayan 5 Türkiye rekoru bir tane liseler, (İSF) dünya rekorunun sahibiyim. Bu rekorlarımın kırılmayışı bana mutluluk yerine üzüntü verdiğini açıkça ifade etmek istiyorum. Çünkü bu kadar zaman içerisinde bu rekorların kırılmayışı, Türk Atletizm'nin geldiği nokta açısından hiç iç açıcı olmadığının kanıtıdır. Ben anatomik, fizyolojik, mental ve motorik yetenekli özelliklere sahip olan, orta ve uzun mesafeci bir Atlettim. Olması gereken tüm yeteneklere sahip olduğuma inanıyorum. Bu yetenekli yönlerim üniversitelerimizdeki Hocalarımız ve yurt dışında ki atletizm otoriteleri tarafından da bir çok defa gündeme gelmişti. Ancak, ülkemizin %50'ye yakını genç nüfustan oluşan bir toplumuz. 17 milyona yakın orta öğretimde öğrencilerimiz var. Bu kadar büyük genç bir nüfusa sahip olmamıza rağmen en büyük eksiğimizin yetenekli sporcu seçiminin yapılamamasından kaynaklanıyor. Ülkemizde benim gibi hatta benden de daha yetenekli binlerce sporcu adayı olduğuna inanıyorum. Ne yazık ki bilimsel yetenek seçimlerinden uzak, alt yapıya önem vermeyen, gençlerimize güvenmeyen atletizm yönetimi olduğu sürece ne yazık ki Türk Atletizm' i kendi evlatlarına yatırım yapamadığından hak ettiğimiz noktaya da ulaşamıyoruz.
 
N.G: Hayat hikayende senin de bir yurt dışında geçen spor yaşantın var, bu nasıl gerçekleşti. Bir eğitim yada başka bir kulüple mi anlaşman oldu?
 
Haydar Doğan:Evet 1987- 1988 yılında İngiltere'de bulundum. Bu yurtdışı maceram başarılı genç bir atlet olmam sebebi ile rahmetli Yılmaz Sazak abimizin beni yurtdışına gönderme isteğiyle başladı. Türk Atletizm camiası rahmetli Yılmaz Sazak'ın Spondorluğu ile başarılara ulaşmış bir çok ünlü sporcunun olduğunu biliyor. Yılmaz Sazak ve ailesi Türk Atletizm camiasın da başta Semra Aksu, Mehmet Terzi, Haydar Doğan, Zeki Öztürk gibi birçok şampiyon atlete maddi ve manevi katkısı olmuştur. İngiltere'de kaldığım süre içerisinde tüm maddi sorumluluğumu ve Sponsorluğumu sayın Yılmaz Sazak ve ailesi üstlenmiştir. İngiltere'de kaldığım sürece yabancı dil eğitimi ve belimde oluşan sakatlığımla ilgili tedavi gördüm. Sağlığıma kavuştuktan sonra İngiltere'nin en iyi kulüplerinden biri olan ve Olimpiyat ve Dünya rekortmeni Sebastian Coe gibi ünlü atletlerinde bulunduğu Haringey Spor Kulübünü temsilen 5000 ve 10.000 metrede yarıştım. Haringey Kulübü'nün 1988 yılında İngiltere Kulüpler Şampiyonu olmasında katkı sundum. İngiltere'de kaldığım yıllar içerisinde dünyanın en ünlü
sporcularıyla birlikte olmanın bir çok tecrübesini yaşadım. Antrenman sistemleri, tesisleşme ve sporcu yaşam biçimleri üzerinde çok büyük tecrübeler yaşadım ve ömrüm boyunca unutamayacağım anılarım oldu. Bu deneyimleri yaşamamda katkısı olan rahmetli Yılmaz Sazak büyüğümü ve çok kıymetli ailelerini minnetle ve şükranla anıyorum.
 
N.G: Spor kariyerin yaptığın derecelerden anlaşılıyor. Çok genç yaşlarda spor müdürlüğü de yaptın. Hiç yapılmayanları başardın. Acaba bunda yurt dışında bir süre yaşaman mı, yoksa çevreyi iyi tanıman mı etkili oldu?
 
Haydar Doğan:Çocuk yaşta spora başlamış olmam ve doğal olarak uzun yıllardan beri yurtdışına gidip gelmem ve yukarıda da bahsettiğim gibi yurtdışında yaşamış olmam doğaldır ki, bilgi, beceri ve hayata bakış açımın derinden etkilendiğine inanıyorum. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk maratoncularından Şevki Koru gibi bir antrenörün elinde yetişmiş olmam, Türkiye'nin en önde gelen spor adamlarından ve Türk Atletizminin duayenlerinden Cüneyt Koryürek, Hıncal Uluç, Abdül Kadir Yücelman, Osman Atakan Tekin, Selahattin Yıldız, Turan Şahin gibi değerli büyüklerimin bana aşıladıkları bilgi ve tecrübe sayesinde idarecilik hayatımda da Türk Sporuna hizmet etmeye çalıştım. İl Müdürlüğüm süresince tesisleşme başta olmak üzere bir çok spor branşında sporcularımızın yeteneklerinin tespit edilmesi, yetiştirilmesi ve uluslararası müsabakalarda ülkemizi temsil etmelerinde elimden geldikçe, edindiğim tecrübeleri de katarak hizmete dönüştürmeye çalıştım.
 
N.G : Atletizm Federasyonu Başkanlığına aday oldun, neden?

Haydar Doğan:Bilindiği gibi; Türkiye Atletizm Federasyonu, kurulduğu günden bugüne, yıllarca zor koşullarda idareci, antrenör ve sporcularının özverileriyle bir çok başarıya imza atarak günümüze kadar gelmiştir.

 Günümüzde de aynı çabalarla devam ettirilmek ve yönetilmek istenen federasyonumuzun, son yıllarda uluslararası arenada hedeflenen noktalara ulaşamaması ve hedeflenen derecelerin alınamaması, Türkiye Atletizm Federasyonunun hızla gelişen çağın gerisinde kaldığı izlenimi vermektedir. - Son Yıllarda hedeflenen başarıların alınamaması ile nerede hata yapıyoruz?
- Sorunlarımız nelerdir?
- Sorunlarımızı nasıl çözeriz?
- Başarıları nasıl elde edebiliriz?
gibi soruları birbirimize sormaya ve cevap aramaya başladık.
 Yüzyıla yakın bir zamandır faal olan Türkiye Atletizm Federasyonu neden ülkemize yakışır düzeyde sporcular yetiştiremiyor ve başarılar alamıyoruz? Sorunlarımızın ve çözümlerinin neler olduğunu hepimiz aslında çok iyi biliyoruz. Sorunlarımızın üzerine cesur ve kararlı adımlarla yürür, çağın gereklerine uygun şartlarda bilimsel kriterlere uygun uzun vadeli planlarla, antrenörlerimizi, hakemlerimizi ve sporcularımızı yetiştirirken, büyük organizasyonları yapacak tesisler yapabilirsek, Türkiye atletizmi çok kısa süre içinde hedeflenen noktalara kararlı adımlarla ulaşacaktır. 21. yüzyılda 75 milyon nüfusa sahip olan ülkemizde, federasyonumuza ayrılan bütçe ile orta ve uzun vadede Türkiye atletizminin gelişebilmesi için plan, proje ve yatırımlarını gerçekleştirebilmesi mümkün değildir. 2008 Yılı Verilerine göre 15 milyon nüfusa sahip olan Yunanistan Atletizm Federasyonu`nun yıllık bütçesi 25 milyon dolar (yaklaşık 40 milyon YTL) iken ülkemizde ise durum pekte iç açıcı görünmemektedir.
 Sadece ilk ve orta öğretimde eğitim alan 15 milyondan fazla öğrencinin olduğu ülkemizde; Atletizm Federasyonumuza ayrılan bütçe 5,5 Milyon YTL. Spor Toto Teşkilat Başkanlığı tarafından yapılan 1.5 Milyon YTL destekte dâhil edildiğinde yedi milyon YTL gibi bir bütçe ortaya çıkmaktadır.(2008 Yılı Bütçesi ) Özerkleşen federasyonlar arasında olan Türkiye Atletizm Federasyonu Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın ayırdığı bütçe dışında sponsorlukla ilgili herhangi bir proje geliştirmemiş ve gelir kaydedememiştir. Ülkemizde Atletizmin gelişmesi için öncelikli olarak yapılması gerekenlerin başında Antrenör sayısının artırılması gelmektedir. Mevcut antrenör sayısıyla ülke genelinde yüz binlerce gence ulaşamayacağımıza göre, hedeflediğimiz ve arzu ettiğimiz başarılara da ulaşamayacağımız herkes tarafından bilinmektedir.
İşte bu noktada böyle manzara karşısında başarı beklemek hayalcilik olmaz mı?
Mevcut antrenörlerimizin mesleki olarak kendilerini geliştirebilmeleri ve ekonomik olarak desteklenmesi için her türlü desteği sağlanmalıdır. Orta ve uzun vadeli planlamaları yerine getirebilmek için Beden Eğitimi ve Spor Bölümü mezunu olup görev bekleyen binlerce işsiz antrenör adayı var. İhtiyacımız olan sayı kadar antrenörlerle yapılacak sözleşmeler ve eğitim çalışmaları sonrasında Federasyonumuz bünyesinde İllerimizde görev yapan beşinci kademe antrenörlerimizin yanına vererek ülke çapında yapılması planlanan yetenekli çocukların tespiti çalışmalarında görev almaları sağlanmalıdır.
Aynı şekilde Hakemlerimize de uluslar arası standart ve kalitede eğitim verebilmek için Türkiye Atletizm Federasyonu olarak her türlü yurt içi ve yurt dışı eğitim olanağını yaratılmalıdır. Ve aynı zamanda yeterli olmayan hakem ücretlerinin camiamıza yakışır bir düzeye getirilmesi sağlanmalıdır.
 
NG: Spor hayatınızda unutamadığınız bir anınız varsa bizlerle paylaşır mısın ?

Haydar Doğan: 22 yıllık milli takım sporculuğum süresince 200'e yakın uluslar arası organizasyonlarda Ülkemizi Temsil etme Şerefine Ulaştım. Gerek uluslar arası ve gerekse ulusal düzeydeki bir çok organizasyonda unutulmayan anılarım oldu. Bunlar arasında birini sizlerle paylaşmak istiyorum. 1987 yılın da genç bir atlet olarak çok formda olduğum dönemi yaşıyorum. O yılda hedeflerim arasında İngiltere de yapılacak olan Avrupa gençler Şampiyonası var.
Antrenörüm olan Şevki Koru Hocamla her şey planladığımız gibi gidiyor. Derecelerimde rahatlıkla ülkemizi Avrupa Şampiyonasında temsil etmeye yetiyor. Yani Avrupa Şampiyonası baraj derecelerini çok rahat geçmiş durumdayım. Beklediğimiz gün geldi ve Daha önceleri Atletizm Federasyon Başkanlığını Yapan Prof. Dr İlker Çetin Hocamızın Başkanlığında sevgili Kardeşim Türkiye rekortmeni Atletimiz Sevgül Torbalı (Yaylalı) ile birlikte Avrupa Şampiyonasına Katılmak üzere İngiltere nin Birmingham Şehrine gittik. Ben 10000mt' de Doğu Alman atletin ardından çok az bir farkla Avrupa geçler Şampiyonasın da ikinci oldum. Bu benim ve ülkemiz için çok önemli bir Başarıydı.
TÜRK Atletizm tarihinde Rahmetli Ruhi Sarıalp'in Üç adımda 1948 Olimpiyatlarda aldığı 3.lük ve 1950 Yılındaki Avrupa Şampiyonasında Aldığı 3.lük ten sonra Ülkemize Avrupa Şampiyonasında Kazandırılmış İlk madalya olma başarısı olduğunu biliyordum. Bu anlamda Ülkemizi Temsilen Bir ilki başarmış olmanın mutluluğunu yaşıyordum. Tarifi İmkansız bu mutluluğumu Takım arkadaşım Sevgül Torbalıyla ve Kafile Başkanımız İlker Çetin Hocamla Paylaştım. Daha sora ki sohbetimizde ise İlker Hocam yarışmaların İngiliz televizyon Kanalında Canlı yayınladığını ve sunumu yapan spor Spikerinin benim Başarımı ve yarış içindeki mücadelemi anlatırken bir Türk Atletinin bur da ne işi var benzeri alaycı tavırda yorum yaptığını ve kendilerinin de bu duruma müdahale ederek düzelmenin yapılması için yetkililerle temasa geçtiğin ve sorumlularında bu yanlış anlaşılmadan dolayı kendilerinden özür dilediklerini bana anlatı.
Tabi ki biz Türk sporcu kafilesi olarak aldığımız spor başarısının yanında Kafile Başkanımız sayesinde Diplomatik Başarının da haklı gururunu yaşamış olduk. Bu anlamda unutamadığım bu anımı her yerde Özellikle genç sporcularımıza anlatıyorum. Yani Ülkemizi yurt dışında temsil eden sporcularımızın alacağı başarılarının yanın da Diplomatik başarılarında çok önemli olduğunu düşünüyorum.
 
NG: Bu dönem yine eskiden olduğu gibi Ülke Sporunu GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI yönetecek. Sence buna neden ihtiyaç duyuldu?
 
Haydar Doğan:Spor teşkilatımızın Gençlik ve Spor Bakanlığı adı altında varlığını sürdürüyor olması ekonomik ve yönetimsel olarak çok daha güçlenerek Türk sporuna büyük hizmetler yapacağına inanıyorum. Burada önemli olan Bakanlık bünyesinde görev yapan, idareci ve teknik personelin sporun içinden gelmiş eğitimli donanımlı kişilerden oluşmuş idareciler olması hayati önem taşımaktadır.
 
NG: Haydar Doğan ' söyleşimizi tamamlayarak siz sporcu gençlerimize çok önemli bir örnek olacağını ümit ediyorum.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 1971-2023 Dersim Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 (428) 212 10 16 | Faks : 0 (428) 212 10 16 | Haber Scripti: CM Bilişim