Pembelik Barajı inşaatı yargı kararına rağmen devam ediyor. Sular altında kalacak 12 köy 'direniş çadırı'nda bir yıldır nöbette.
Tunceli, Elazığ ve Bingöl sınırları içinde kalan baraj inşaatı için Danıştay kamulaştırmada hukuksuzluk gerekçesiyle yürütmeyi durdurma kararı vermişti. Ancak iş makineleri durmadı. Köylüler kutsal mek nlarının da olduğu bölgeyi korumak için 24 saat nöbette.
Tunceli , Elazığ ve Bingöl sınırları arasında kalan Peri Suyu’nun üzerindeki Pembelik Barajı’nın inşaatı, Danıştay’ın Şubat 2012’de verdiği yürütmeyi durdurma kararına rağmen son hız devam ediyor. Baraj yapılırsa sular altına kalacak olan 12 köy genciyle, yaşlısıyla 24 saat nöbet tutuyor bir yıldır. Direniş çadırına ulaşmaya çalışırken bir patlama sesi duyuyoruz, yer sarsılıyor. Dallıbahçe Muhtarı Kazım Kaya, gülerek “Korkmayın, dinamit patlattılar yine” diyor.
İnşaat makinalarının kum çıkarttığı dağların üzerlerindeki ağaçlar kesilmiş, çırılçıplak kalmış. Nöbetteki köylülerden Ali Tanış, nehir yatağının neredeyse iki katı genişliğine ulaştığı bir yeri gösteriyor: “Yukarı köylere gidip kamulaştırmadıkları yerlerden kum almaya çalıştılar, izin vermedik. Bakın bu sefer de suyun içinden kum çıkarmaya başladılar, nehir genişledi.”
Köylüler ilk başlarda çadırda kalıyorlarmış, sonra da akşamları içinde yatmak için tek odalı bir baraka yapmışlar. Baraka, nehrin Tunceli tarafında, barajın gövdesinin yapılacağı Doluca Köyü’ne bağlı arazinin tam ortasında. “Burayı almadan barajı yapamazlar” diyorlar. Kimi çoban, kimi tarımla uğraşıyor, kimiyse üniversiteye hazırlanıyor. İşlerini güçlerini bırakmışlar, şimdi tek dertleri barajın inşaatını durdurmak. Her gece barakada 2-3 kişi kalıyorlar. “Burası bize dedelerimizden, nenelerimizden kaldı. Öleceğimizi bilsek de vermeyiz’ diyorlar.
Barajı yapan Bilgin Enerji ve Limak ortaklığı olan Darenhes Elektrik. Limak’ın internet sitesinde “Baraj nehir yatağından 77 metre yükseklikte beton dolgu baraj tipinde inşa edilecektir” yazılı. Baraj yapılırsa, Karakoçan’a bağlı Pamuklu, Aşağı Dolluca, Akarbaşı, Okçular, Surçay, Akkuş, Akarbaşı, Okçular, Çalıkaya, Alabal ve Özlüce köylerinin büyük kısmı sular altında kalacak.
Peri Suyu Koruma Platformu adına konuşan Eren Akyol, “Burası HES projelerinin en kuralsız şekilde hayata geçirildiği vadilerden” diyor. “Son 5 yılda Kiği Barajı, Selenk barajı, Tatar Barajı, Seyrantepe Barajı yapıldı. Burdaki çatışmalı ortamda sesiz bir şekilde peş peşe yapılan barajlar burayı insansızlaştırdı, organik tarıma elverişli bütün arazileri sular altında bırakıldı.”
Alevilerin kutsal mekanları da barajla sulara gömülecek. Örneğin hastalar, çocuğu olmayanların derman aradığı Düzgün Baba Ziyaretgahı, Peri Suyu’nun kenarındaki Golê Xızırı (Hızır Gölü). Hızır Gölü’nün etrafındaki bir kaya, üzerinde yakılan mumlarla kaplanmış. Şantiye şefi “Sorun gölse taşırız” demiş, köylülerden Ali Tanış, “Bu inancımıza büyük saygısızlık” diyor. “Mekke’yi ya da Medine’yi taşıyabilir misiniz?”
Köylülerin direniş çadırını barakaya çevirmesinin bir sebebi de güvenlik. Şantiyenin özel güvenlikleriyle aralarında sık sık çatışma yaşanıyor. Muhtar Kazım Kaya, “Çadırı ilk kurduğumuz günlerde karşı karakoldan havaya ateş açıyorlardı. Amaçları bizi korkutmaktı. Direnişteki bütün köylüleri de çocuklarını da fişlediler. Çocuklarımdan biri İstanbul’da yaşıyor, onu bile işyerinden alıp emniyette sorguya çekmişler” diyor.
Peri Suyu Koruma Platformu’ndan Eren Akyol, “Limak, dört tarafta karakollar olmasına rağmen kendi şantiyesinde 100 kişilik bir özel güvenlik ordusu kurup, bunları ağır silahlarla donattı. Köylüleri arıyor, hatta kimlik kontrolü bile yapıyorlar. 1994 yılındaki Özel Harekat Timleri’ni aratmıyorlar” diyor. Bir diğer köylü de “Yeni bir taşeron firma getirdiler, Tuncelili. Bizi bize kırdırmaya çalışıyorlar” diyor.
Bölge halkı, 9 Nisan’da Limak’ın Danıştay kararına uyması için Karakoçan Cumhuriyet Savcılığı’na 300 kişinin imzaladığı bir suç duyurusunda bulunmuş, fakat hala bir yanıt yok. İnşaat makinaları kazılarına aralıksız devam ediyor.
‘Köylerinizle birlikte sizi de yakacağım’
Danıştay 6. Dairesi, baraj inşaatının bulunduğu bölgedeki köyde yaşayan vatandaşların başvurusu üzerine “kamulaştırmada hukuksuzluk” gerekçesiyle barajın yapımını durdurmuştu. Köylüler, kararın üzerine Limak Koordinatörü Adil İlhan’ın “O köyleri yakacağım” dediğini öne sürmüş ve suç duyurusunda bulunmuştu. Suç duyurusunda, İlhan’ın “40 kişi getirip bu köyleri kendi ellerimle yakacağım. Geçmişte köylerinizi yaktılar ama sizler bundan ders alıp adam olmadınız. Bu sefer ben yakarsam köylerinizle birlikte sizi de diri diri yakacağım ki bu memleket rahat bir nefes alsın” dediği iddia edilmişti. Haberin basında yer almasının ardından Limak-Bilgin ortaklığı Darenhes Koordinatörü Adil İlhan görevinden alınmıştı.
ELİF İNCE