Dünya Ruh Sağlığı Federasyonu tarafından belirlenen “10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü” ruh sağlığı konusunda toplumun bilinçlendirilmesi ve bu kapsamda ortaya çıkan sorunlara kamuoyunun dikkatinin çekilmesi amaçlamaktadır.
Ruhsal hastalıklar, sanılanın aksine, toplumun bütününü ilgilendiren bir sorundur ve sanılandan daha sık görülürler. Sıklığı ve yaygınlığı giderek artmakta, toplumun her kesimini etkilemektedir. Ruhsal hastalıklar tedavi edilmediklerinde sonuçları hem bireyi hem de toplumu etkiler ve çeşitli kayıplara yol açabilir. Günümüzde, insanların % 25’i - her dört kişiden biri- yaşamlarının bir döneminde ruhsal hastalıklardan etkilenmektedir. 75 yaşına gelmiş kişiler arasında herhangi bir ruh hastalığı yaşamış olanların oranı %50,8 i bulmaktadır. Ruhsal hastalıklar tedavi edilemediği zaman; daha çok işlev ve işgücü kaybına, ailesel sorunlara yol açmakta, hastalığının yaygınlığının ve tedavi maliyetlerinin artmasına neden olabilmektedir.
Ruh sağlığı dengesinin sarsılması insanı ontolojik bir yalnızlık içinde çaresizlik duygusu ile birlikte sorunlar yumağı içine koymaktadır. Birey ve toplum psikolojisinin korunması için eşitlikçi ve herkes için ücretsiz ruh sağlığı hizmetinin sağlanması gerektiğini belirten Psikolojik Danışman Koray Yıldırım, sosyal-ekonomik ve politik koşular birey ve toplumların ruh sağlığını olumlu veya olumsuz etkilediğini ifade etti.
Türk PDR derneği Tunceli şube başkanı /Psikolojik Danışman Koray Yıldırım, “10 Ekim, Dünya Ruh Sağlığı Günü” ile ilgili bazı açıklamalarda bulundu: “21. yy’da hızla gelişen ve değişen toplumlarda insanlar duygusal ve bilişsel olarak bazı zorluklar yaşayabilmektedir. 20. yüzyılın en önemli düşünürlerinden biri olarak kabul edilen Sigmund Freud, ruh sağlığını “sevmek ve çalışmak” olarak tanımlamıştır. Bu açıklama, ruh sağlığı ile ilgili çok kısa ama oldukça kapsayıcı bir açıklamadır. Ruh sağlığı yerinde olan bir insan, hem kendisiyle kem de diğer insanlarla uyum ve denge içerisinde olur. Kişinin ruh sağlığı bozulduğunda, sevme yetisi etkilenir ve insanlarla olan ilişkisi bozulmaya başlar. Kişinin ruh sağlığının bozulması; iş, aile, sosyal ve fiziksel sorunlar yaşamasına yol açar.”
Son yıllarda ilimiz de travma ve travma sonrası stres bozukluğu sebebi ile özellikle intihar vakalarının çok arttığı gözlemlenmektedir. Bu konuyla ilgili olarak ilimizde ruh sağlığı alanında önleyici ve iyileştirici çalışmalara katkı sağlayabilmesi için ruh sağlığı derneğinin kurulması gerektiğini düşünmekteyiz.
Psikolojik Danışman Yıldırım, Ruh sağlığımızı korumamız için yapılması gerekenleri ise şu şekilde sıraladı:
“1- Kendinizi tanıyın,
2- Davranışlarınızı kontrol etmeyi öğrenin,
3- Sınırlarınızı koruyun,
4- Gerekli durumlarda ‘Hayır’ diyebilin,
5- Fikirlerinizi paylaşın,
6- Zihin ve beden sağlığınıza önem verin,
7- Gerçekleri net ve doğru şekilde algılayın,
8- Kendinizi gerçekleştirme yolunda emin adımlarla ilerleyin,
9- Üretken olmak için çabalayın,
10- Uyumlu, dengeli, esnek olun.