AKP hükümetinin öğrencileri dindarlaştırma projesinden biri olan “kıyafet serbestliği” yönetmeliyine Aleviler tepki gösterdi. ABF: Başbakan Erdoğan’a sorumuzdur; Kılık kıyafet yönetmeliği için kaç tane Alevi ile anket yaptın?
Dersimnews.com/Ankara – Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) , AKP Hükümetinin okullarda kılık kıyafet serbestliğini öngören yönetmeliği değiştirmesine sert tepki gösterdi.
ABF tarafından yapılan yazılı açıklamada;” Sayın Başbakan Erdoğan’a sorumuzdur: Kılık kıyafet yönetmeliği için kaç tane Alevi ile anket yaptın?” denildi.
ABF tarafından yapılan açıklama şöyle:
AKP Hükümeti, Resmi Gazete’de yayınlanan ve okullarda kılık kıyafet serbestliğini öngören yönetmeliği değiştirerek, dayatmacı, baskıcı ve asimilasyoncu zihniyetinin bir örneğini daha sundu. Ne yazık ki, yaptığı her düzenleme ile Türkiye’yi teokratik devlet düzenine bir adım daha yaklaştıran AKP hükümetinin “kıyafet serbestliği” düzenlemesinin en dikkat çekici bölümleri ve temel amacı kız öğrencilerin, imam-hatip ortaokul ve liseleri ile çok programlı liselerin imam-hatip programlarında tüm derslerde, ortaokul ve liselerde ise seçmeli Kur`an-ı Kerim derslerinde başlarını örtebilecek olmasıdır.
4+4+4 düzenlemesiyle “dindar ve kindar” nesillerin eğitim sistemini kuran, “tek din, tek mezhepli” bir toplumdan yana olduğunu ifade eden, toplumu padişah gibi yöneten, dizilerin yasaklanması için yargıyı göreve davet eden, Alevilerin katlinin vacip olduğuna dair fetvalar veren Şeyhülislam Ebusuud’ların izinden gittiğini söyleyen Erdoğan’ın, okullarda türban serbestliğinin önünü açan yönetmelik çıkartması elbette ki, şaşırtıcı değildir.
Söz konusu bu düzenleme, tahminlerin ötesinde sosyal sorunlara yol açacaktır. Eğitimin sorunlarını kıyafet sorununa, sivilleşmeyi tek tip kıyafet uygulamasının kaldırılmasına indirgeyen bu zihniyetin elindeki Milli Eğitim Bakanlığı’ndan ve bu bakanın görev yaptığı AKP hükümetinden memleket yararına iş çıkmayacağı aşikardır. “Tek tip kıyafet uygulamasını kaldırdık, ileri demokrasiye geçtik” “sivilleştik” gibi iddialar, safsatadır. Erdoğan’ın “halkın iradesine uygun davranıldığı, anket yapıldığı” iddiaları ise gülünçtür, zavallılıktır. Bu anket yapılırken kaç tane Alevinin fikri sorulmuştur? Bu sorunun yanıtlanmasını istemek en doğal hakkımızdır.
Soruyoruz; kaç tane Alevinin fikrini aldınız? Sizin “halk” tanımınızın dairenizin içine Aleviler girmiyor mu?
İşin esasına gelince, söylenecek şeyler bizim açımızdan ürkütücüdür. Bu düzenleme açıkça eğitimi dinselleştirmenin bir başka türüdür. Öğrencilerin dinsel inançları, giydikleri kıyafetlere yol açacak, sınıflarda kamplaşma yaratılacak, kız çocuklarına ve ailelere yönelik fiilen baskılar artacaktır. İntihalci Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, yönetmeliği savunurken demektedir ki, “Kuran okumanın belirli bir adabı vardır” demektedir. Bu demektir ki, başı açıkken Kur’an-ı Kerim okuyanlar edepsizdir. Bakanın bu sözlerinden cesaret alan öğretmenler de hiç kuşku yok ki, derslere giren kız öğrencilerini “adaba davet edecek” onlar da bu davete icabet edeceklerdir.
Zorunlu din dersinden sonra bilindiği gibi 4+4+4 sistemiyle iki din eğitimi dersi daha konulmuştu. Her ne kadar seçmeli olduğu söylense de bizce zorunlu olan zaten “Zorunlu seçmeli” kelimeleriyle ifadelendirilen Kuran-ı Kerim ve Siyer derslerini şimdi başı açık olan bir öğrenci, Bakan Dinçer’in “mürebbiyeliği” nedeniyle türban takmak zorunda olacaktır. Mahalle baskısı nedeniyle, sınıf ve öğretmen yetersizliği gibi bizce kasıtlı, art niyetli zorlamalarla Alevi çocuklarını da “Kuran’ı kerim ve Siyer” derslerine girmek zorunda bırakan AKP hükümeti, şimdi o Alevi kız öğrencilerinin başına türbanı geçirecektir. Alevi Bektaşi Federasyonu olarak buna seyirci kalmayacağız…
Okullarda huzursuzluğu, kamplaşmayı artıracak olan bu düzenlemenin ayrıca sosyal problemlere yol açacağı açıktır. Öğrenciler kıyafet yarışına girecek, çocuklarına kıyafet alamayan öğrenci velileri çok büyük sıkıntılar, eziklikler yaşayacak, sınıfsal eşitsizlikler sınıf ortamında daha fazla görünür hale gelecektir.
Hükümeti uyarıyoruz; bunun adı, gerici insan tasarımıdır; toplum mühendisliğidir… Bu tavrınız toplumsal bünyemizde büyük tahribatlar açmaktadır, açacaktır. Bu tavrınızdan vazgeçin!
Halkımıza çağrımızdır; eğer çocuklarınız zorunlu seçmeli derslere girmek zorunda kalmışsa, başına türban takılmasına seyirci kalmayın.