Babası Tunceli Valisiydi. Tunceli’de gözlerini dünyaya açmıştı. Tunceli’yi, Tunceli Halkını çok seven anne ve babası, Ona Dersim Halkının kutsal saydığı DÜZGÜN BABANIN adını vermişlerdi.
Bunu Tunceli Halkı bilmiyordu. Babası çok sevdiği Tunceli’den ayrılırken, Ailece Tunceli Halkına kendilerini uğurlamaya gelenlere veda ederlerken, Annesinin kucağındaki küçük bebeğin adı sorulmuştu. Adının Düzgün olduğunu öğrenen uğurlamaya gelenler, basın mensupları şaşkınlığını gizleyememişlerdi. Tunceli’yi çok seven Vali, Tunceli Halkının kutsal saydığı DÜZGÜN BABANIN adını oğluna vermişti.
Annesinin kucağında, durmadan yanıp sönen onlarca kamera ışıklarının önünde gözlerini kırmadan, Yüzü, DÜZGÜNBABAYA dönük bakıp duruyordu.
Gazeteciler, yukarıda makamında babasına ‘Tunceli’den ayrılırken neler hissediyorsunuz?’ Diye sormuşlardı. Oda gözleri dolu dolu ‘Yüreğimin bir parçasını burada bırakıyorum. Bebeğimiz burada dünyaya geldi. Tunceli doğumludur. Artık hemşeriyiz.’ diyordu.
Akşam veda yemeğinde de gözleri dolu, dolu konuşmuş, dinleyenlerin gözlerini yaşartmıştı.
Dersim Halkına bir ilki daha yaşatmış. Devlet katında ender rastlanan devlet adamının dostluğunu, büyüklüğünü, halka yakınlığını sergilemişti.
Veda yemeğinde olduğu gibi, şehirden ayrılırken de haberdar olan sevenleri, Tunceli Halkı, oradaydı. Her kesimden insanlar, Tunceliler onu uğurlamak için oradaydılar.’ iyi valiydi.’ diyen Tunceli Halkı. Onu bu tanımı ile gönüllerinde uğurlamışlardı.
Tunceli’de Devlet adamı gibi devlet adamlığı yapmıştı. Hep o kimliği ile hatırlanacaktı.
Söz vermişti. ‘Tunceli Halkı ile dostluğumuz hemşeriliğimiz sürecektir.’ demişti.
Tunceli Halkı onunla devlet katında kendilerine ön yargısız güvenilir bir dost kazanmıştı.
Dersim Halkı, kutsal saydığı DÜZGÜN BABANIN, adını taşıyan DÜZGÜN’Ü hep koruyacağına inanıyorlardı.
DÜZGÜN adlı bebek, Annesinin kucağında yüzü DÜZGÜN BABAYA dönük,
Ona adını aldığı yere bakıyordu.
Bir kez daha güle güle hemşerim DÜZGÜN,
Güle güle…
Fikri TAŞ