Maraş merkezli depremler 10 ilde büyük yıkıma yol açtı. MUDAK (Munzur Arama Kurtarma Derneği), depremin ilk günü Adıyaman’a ulaşan ilk ekiplerden. MUDAK’ın basın sorumlularından Arin İnan Aslan ile deprem bölgesindeki gözlemlerini ve Dersim’in risk durumuna dair yapılması gerekenleri konuştuk. Her şeyi karadan halletmeye çalışan afet planının eksik kaldığına dikkat çeken Aslan Adıyaman' da tam teçhizatlı ekiplerin depremin 4. günü geldiğini kaydetti.
‘TAM BİR KAOS VARDI’
Depremin kritik saatlerinde Adıyaman’a ilk ulaşan ekip olduklarını ve hızlıca organize olduklarını aktaran Arin İnan Aslan, “Geceden yağmaya başlayan yoğun bir kar vardı. Özellikle yol durumlarına dair doğru bilgi akışı sağlanamamasından dolayı ciddi zaman kayıpları yaşadık. Adıyaman’da tam bir kaos vardı. Elektrik, su, telefon hatları hepsi kesilmişti. Yolların çoğu enkazlarla kaplı olduğu için ara sokaklara girmek imkansızdı. Ortada bir afet durumu vardı doğru ama ihmalkarlık afeti felakete dönüştürmüştü. Her enkazdan insan sesleri geliyordu ve nerede durmamız gerektiğine karar veremiyorduk. Her yere yetişemeyeceğimize kanaat getirdik. Bir noktadan geceli gündüzlü çalışmaya başladık” diye anlattı.
‘TEKNİK TEÇHİZAT YOKLUĞU ÇARESİZ BIRAKIYORDU’
Makinelerle yıkım başladığında sahadan çekildiklerini söyleyen Aslan, “6. günden sonra insanların canlı çıkma ihtimali neredeyse tükenmişti, inşaat makineleriyle yıkım başladığında ilk ekibi çektik. İkinci ekibimiz ise olası ihbarlar için hazır bekledi. Dernek olarak teknik teçhizat olarak hiçbir şeyimiz yoktu. Bizi çaresiz bırakan şey; jeneratör, kırıcı ya da kesici aletin olmamasının elimizi kolumuzu bağlamasıydı. Bir yandan yetişemeyeceğimiz kadar büyük bir yıkım alanı, bir yandan bu yokluk, her şeyi imkansız kılıyordu” dedi.
‘ADIYAMAN’A EKİPLER 4. GÜN GİRDİ’
Bulundukları bölgede ilk 48 saat hiçbir donanımlı ekibin olmadığına dikkat çeken Aslan, “Gerçek manada ekip ve lojistik bölgeye ancak dördüncü gün giriş yaptı. Yakıt bulmak, yiyecek, içecek ya da barınacak bir çadır imkansız gibiydi. Biz kendi araçlarımızda uyuyor, bisküvi atıştırıp enkaza geri giriyorduk. Kızılay neredeydi mesela? Her şeyi karadan halletmeye çalışan bir afet planı zaten afet planı olabilir mi? Kim bunun sorumlusu? “ diye sordu.
‘ÖNLEYİCİ KONTOLLER YAPILMALI’
Dersim’ de deprem riskine dair çalışmalarına da değinen Aslan, “Adıyaman’dan döner dönmez Dersim Barosu ve TMMOB ile görüşme yaptık. Gözlemlerimizi aktardık. İlimizde olası bir deprem durumu için sivil toplum olarak nasıl bir kriz masası dizayn etmeli, hangi önleyici faaliyetlerde bulunmalıyız gibi istişarede bulunduk. Önleyici önlemler olarak, yorgun binaların kontrollerinin yapılması ve tahliyesi artık elzemdir. Yeni yapılacak binalar için mutlaka imar izinlerinin güncellenmesi gerekiyor” dedi.
‘ÇABAMIZA DESTEK OLUNSUN’
MUDAK olarak öncelikle her türlü afet durumuna dair çalışmak için hazır olduklarını belirten Aslan, “ İş insanları, sivil toplum kuruluşlarımız bizimle iş birliği yapsın, bu çabaya destek olsunlar. Bizler arama kurtarmayız; sıranın asla kendisine gelmesini istemeyenler. Ama eğer sıra bize gelirse bir daha herhangi bir teknik sebepten elimiz kolumuz bağlı olmak istemiyoruz. Çünkü bizim boyumuzu aşan bir ekonomi ile karşı karşıyayız. Bize uzanacak her el çoğalarak binlerce darda zorda olana uzanacaktır” çağrısında bulundu.
Haber: Serpil Berk
