STÖ temsilcileriyle birlikte Nusaybin'e hareket etmeden önce konuşan Mardin Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Ahmet Türk, "1937'de Dersim'de halkı terbiye etme, devletin gücünü göstermeye yönelik bir katliam gerçekleştirildi. Bugün de özel harekat timlerinin davranışlarına baktığımızda 1937 Dersim Katliamı'nı hatırlıyoruz" dedi.
Ahmet Türk: Bugün de 'Dersim'i yaşıyoruz
Mardin'de bulunan sivil toplum örgütleri, sıkıyönetim uygulamalarını protesto etmek amacıyla Nusaybin'e gideceklerini açıkladı. Mardin Ticaret ve Sanayi Odası'nda yapılan toplantıya, HDP Mardin milletvekilleri Mithat Sancar ve Erol Dora, HDP ve DBP il örgütü, Mardin Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Ahmet Türk, Artuklu Belediyesi Eşbaşkanı Sevinç Bozan, Barış Anneleri Meclisi, Mardin Ticaret ve Sanayi Odası, İnsan Hakları Derneği'nin yanı sıra çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı.
Toplantıda konuşan Mardin Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Ahmet Türk, bugün çatışmalı bir sürecin içerisinde olduklarını ve bu sürecin barışa evirilmesi konusunda her zaman çaba gösterdiklerini, göstermeye de devam edeceklerini söyledi. Bölge halkının üzerinde estirilen şiddetin güvenlikle bir ilgisinin olmadığı belirten Türk, "Kürt halkına ders vermeye yönelik bir anlayış yürütülmektedir. Bugün sivillerin hedef alındığı birçok olayın şahidiyiz. Ve burada güvenliği sağlamaya yönelik değil tamamen sindirmeye susturmaya ve terbiye etmeye yönelik bir anlayışın devrede olduğunu görüyoruz" dedi.
'1937 Dersim Katliamı'nı hatırlatıyor'
"Geçmişte 1937'de Dersim'de halkı terbiye etme, devletin gücünü göstermeye yönelik bir katliam gerçekleştirildi. Bugün de özel harekat timlerinin davranışlarına baktığımızda 1937 Dersim Katliamı'nı hatırlıyoruz" diyen Türk, şöyle devam etti: "'Türk'ün gücünü göstereceğiz' diyerek adeta bugün özel harekat timlerinin devreye girdiğini görüyoruz. Oysa bu anlayışın ne Türkiye'ye ne de barışa hiçbir şey katmayacağını çok iyi biliyoruz. Biz yine bu ülkede barışın kardeşliğini gelişmesi konusunda her türlü çabayı göstereceğiz. Ancak bu uygulamaları, ırkçı, milliyetçi ve faşist anlayışın ayak sesleri olarak değerlendiriyoruz. Stadyumlarda bir katliam karşısında saygı gösterilmesi gerekirken, bunun tam tersine sloganlarla, tekbirlerle bu olayı alkışlayacak bir anlayışın egemen olduğunu görüyoruz. Buna meydan veren bugünkü sistemin anlayışıdır ve bugünkü sistemin nasıl bir milliyetçiliği hortlattığının da ifadesidir. İnanıyorum ki bizler birlikte barış için daha güçlü bir kenetlemeyi sağlarsak, ortak demokratik bir geleceğin kurulması konusunda bir çaba gösterirsek bugün bu ırkçı milliyetçi anlayışı mahkûm etmiş oluruz."
İnsanların özgürleştiği ve kendilerini ifade edebileceği geleceği ile ilgili demokratik mücadelesine saygı gösterilen bir anlayışın egemen olmasını istediklerini ifade eden Türk, Mardin'de bulunan sivil toplum örgütlerinin de Nusaybin'i sahiplenen durumundan dolayı teşekkür etti.
'Sivil yaşam alanları giderek daralıyor'
Türk'ten sonra hazırlanan ortak basın metnini okuyan Mardin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Ali Tutaş, büyük bir emek ve çaba ile devam eden çözüm sürecinin askıya alınmasıyla başlayan çatışmalarda sivil yurttaşların katledildiğini ve yaşanan saldırıların günlük yaşamı tehdit eden bir noktaya vardığını ifade etti. Diyarbakır, Suruç, Ankara ve Paris'te yaşananların her zamankinden daha güçlü barış ve demokrasiyi savunma ihtiyacı doğurduğunu dile getiren Tutaş, "Her türlü şiddet ve çatışma ortamının sonlandırılması için daha çok çaba sarf etmemiz gerektiğinin farkındayız. Önceki çatışmalı dönemlerden farklı olarak çatışmaların şehir merkezlerine taşınması uzun sokağa çıkma yasakları, kolluk kuvvetlerinin olaylara müdahale etmede sınırlarını aşması nedeniyle sivil yaşam alanı giderek daralmakta ve direkt saldırı ya da çatışmaların etkisiyle sivillere özellikle de kadın ve çocuklara dönük ciddi hak ihlalleri meydana gelmektedir. Son olarak Nusaybin'de ilan edilen sokağa yasakları ve bu süre zarfında meydana gelen olay, saldırı ve müdahaleler yaşam hakkının ciddi şekilde ihlal edilmesine zemin hazırlamıştır. Nusaybin'de evinin kapısında 5 çocuk annesi olan kadının katledilmesi ve çocuklarının yaralanması olayın ciddiyetini göz önüne sermektedir" şeklinde konuştu.
'Sokağa çıkma yasağı kaldırılsın'
Sokağa çıkma yasağının devam ettiği ve kaldırıldığı bölgelerde duvarlara yazılan yazılara değinen Tutaş, "Yazılan ırkçı ve hakaret içerikli yazılar Kürt meselesini besleyen ve körükleyen atmosfere dönüldüğünü açıkça ortaya koymuştur. Türkiye'nin yapısal ve sorunlarının çözümü için gerekli olan barış sürecine dönülmesi gerektiğini her fırsatta dile getirdiğimiz gibi bir kez daha hatırlatıyoruz. Çatışmaların acil olarak sonlandırılması ve tekrar barış müzakerelerine dönülmesini sokağa çıkma yasağı uygulamalarından vazgeçilmesini, davranış sınırlarını aşan kişi ve uygulamalarla ilgili adli süreçlerin başlatılması çağrısını yapıyoruz" dedi.
Heyet yola çıktı
Yapılan konuşmaların ardından sivil toplum örgütü temsilcileri ve HDP Mardin milletvekilleri Mithat Sancar ve Erol Dora, HDP ve DBP il örgütü ve Mardin Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Ahmet Türk, 6 gündür sokağa çıkma yasağının uygulandığı Nusaybin'e doğru hareket etti. (DİHA)
