Yüz yıllar oldu hep baskı, hep zulüm, hep hakarete uğradılar, hep korku yaşadılar.
Kerbela'da katledildiler, Pirsultan gibi asıldılar, Hallacı Mansur gibi kıyıldılar, Nesimi gibi yüzüldüler, yetmedi Dersim, Sivas, Çorum, Maraş, Gazi...
Ama...
Yüzyıllar oldu vergi alınır, görevlerini en iyi yapar ülkesine toz kondurmazlar.
Ama...
Halen ibadethanesi kabul edilmez, çümbüş evi denir, ticarethane denir, devletin her kademesinden hakaret edilir, evleri işaretlenir, devletin sınavlarında kötü çocukturlar, atamaları yapılmaz, köylerine hizmet gitmez.
Ama..
Alevinin vergisini kendi inanç merkezlerinde kullanır, maaşlarını alırlar iken sorun olmaz.
Hiç mi vicdanınız yok, Saygı ne zaman duyacaksınız..
Dünyada bir çok ülkede bu saygıyı alırken, eşit yurttaş sayılır iken bu ülkedeki kin niye..
Alevi derki "Dini, dili, ırkı ne olursa olsun iyiler iyidir" Hacı Bektaş Veli.
"Hayatı ve Dünyayı kendi küçük dünyaları ile bir tutanlar bizi anlayamazlar." Pirsultan Abdal
Alevilik inancının temelinde insan vardır.
”Benim kabem insandır”
“Her ne ararsan kendinde ara, Kabe’de Haç’ta Mekke’de değildir”
“Eline, diline, beline sahip çık” vs. gibi özlü sözlerin temeli de insandır. Alevilik insan odaklı bir inanç sistemidir. Hümanizm yoğun bir biçimde vardır Alevilikte.
Bundandır her uğradıkları insanlık dışı davranışta en demokratik yollar ile cevap vermiş olmaları.
Yinede sabır ediyorlar..
Yüz yıllar oldu bu nasıl sabır alevide, daha ne kadar sabır ölçülecek, ne olmali ki alevi eşit yurttaş olmalı bu ülkede, daha ne kadar canı yanmalı..
Bunların sebeplerinden bazılarıda içinde ki düşkünlerdir..
Ya sabır...