Seçimler yaklaşırken bir çok toplumsal kesim, kendi dünya görüşü ışığında partileri değerlendiriyor. Siyasi partiler ise bu kesimleri kendi potasına akıtmak için, bol keseden vaatlerde bulunuyorlar.
Türkiye’de önemli bir seçmen sayısını sahip olan ve son yıllardaki örgütlülüğü ile dikkati çeken Alevilerde siyasi partilerin iştahını kabartıyor.
İktidar partisi "Alevileri nasıl yok sayarım?" kurnazlığına materyal bulmak için sayısız çalıştaylar düzenledi. Bunun da ötesine geçerek "Cemevi ibadethane değildir, istiyorlarsa camiye gitsinler", "Cemevleri terörist yetiştiriyor", "Aleviler kendi aralarında anlaşamıyorlar" gibi, hakaret etmek ve fitne yaratmaktan öteye bir adım bile atmadı.
Daha da ileriye giderek, geçmiş seçimlerden daha pervasız bir tutumla seçim beyannamesinde Alevi sorunlarıyla ilgili bir cümle bile koymadı, dahası ne kadar Alevi düşmanı varsa aday listelerine koymakta beis görmedi.
İç güvenlik yasa tasarısı ile nasıl bir yeni Türkiye yaratacağının ip uçlarını veren AKP, yeniden tek başına iktidara gelirse, tahmin bile edemeyeceğimiz baskılar Alevileri bekliyor.
Yolsuzluğu tescillenmiş, zulmü tescillenmiş, farklı inançları ve etnik özellikleri inkarı tescillenmiş bir AKP büyük bir sayıyla tekrar iktidar olursa; farklı etnik ve inançsal kesimlerin birbirine düşmanlaştırılması, bir birine kırdırılması kaçınılmaz olacaktır.
Kendilerine "sağcı" ya da "mutaassıp" diyen faşist partilerin bu tavrı anlaşılır belki, ancak kendine "sosyal" ve "demokrat" diyen CHP ne vaat ediyor Alevilere?
CHP seçim beyannamesinde meşrebine uygun bir "laiklik" tanımı yaparak, egemen mezheple, yakılan, inkar edilen, asimilasyona uğratılan ve sayısız sorunlarla baş başa kalan Alevilere eşit mesafede durma kararı alıyor. Yani; Kurdun kuzuyu yemesine rağmen, kurtla kuzuya eşit uzaklıkta duracağını deklare ediyor.
Yine seçim beyannamesinde, egemen mezhebe şirin görünmek adına ve özellikle Alevilerin rencide olacağına aldırmadan Ramazan ve Kurban bayramlarında emeklilere birer maaş ikram vaadinde bulunuyor. Bunun Alevilerce bir sakıncası yok. Ancak "Muharrem" denilince "Mezhepçilik yapılmasına izin vermeyiz" diyerek ve "laiklik" teranelerine sığınarak "Ramazan" ve "Kurban" bayramları için vaadlerde bulunmak Alevilere büyük saygısızlıktır.
Öte yandan geçmişte nasıl ki, Kürtler, Kürtlüklerini dile getirmemek koşuluyla her şey olabiliyor, ancak Kürt olmasına izin verilmiyorduysa, şimdi de, Alevilere, "inkarı asimilasyonu dile getirmememe" ve "Aleviliğini unutmak" koşuluyla CHP'den aday olmak dayatılıyor.
CHP bu tür adayları da içine sindiremiyor, ancak Alevilerin, sesiyle, yaşam biçimiyle ve kendi inancını özgürce yaşamanın olanaklarıyla HDP'de buluşunca, CHP çaresiz birkaç tane "Aleviliğini" dile getirmeyeceğine inandığı "biyolojik Aleviyi", istemeden listesine koyuyor.
Aleviliği yok sayan kurum için "Diyanet işleri başkanlığı gereklidir" diyen CHP'nin Alevi sorununa kalıcı bir çözüm bulması elbette mümkün değildir.
CHP, Alevileri, AKP gericiliği ile korkutarak ölümü gösterip sıtmaya razı etme politikası yürütüyor. Bundan başka da Alevilerin bin yıllık sorunlarına bir cümlelik bir çözümü yok.
7 Haziran seçimlerinde Aleviler açısından en dikkat çeken parti ise HDP’dir. Türkiye’nin tüm renklerini listelerine yerleştiren HDP çok sayıda Alevi canımızı da listelerde seçilecek yerlerden aday gösterdi. Özellikle listelerinde yer verdiği kadın Aleviler dikkat çekiyor .HDP sadece listelerde Alevilere yer vermekle kalmıyor, Alevilik açısından olmazsa olmaz olan zorunlu din dersleri ve diyanetin kaldırılması, Alevi inancının anayasal güvenceye kavuşturulması ,cemevlerine yasal statü kazandırılması gibi bir çok talebi de seçim propagandasında ön plana koymuş durumda.
Seçime gidilirken siyasi partilerin durumu böyleyken, Aleviler bu kez tercihlerini yaparken kendi özgür geleceklerini düşünmeliler. Demokratik Alevi Hareketi bileşenlerinin büyük oranda mutabık kalarak destekledikleri HDP'yi desteklemek için Aleviler açısından bir çok neden sıralanabilinir .Kısa vadede Alevilerin çıkarı açısından baktığımızda ise üç temel konu Alevilerin HDP’ yi desteklemesini zorunlu kılıyor.
Birincisi siyasi olarak AKP gericiliği Türkiye’de yaşam alanlarını giderek daraltarak, resmi ideolojinin tekçi anlayışına şimdi yeniden tek adamlığı ekliyor .Tayyip Erdoğan’ın tek adam diktatörlüğüne giden süreci durduracak yegane güç HDP’ dir.HDP’nin başarısı Erdoğan’ın padişahlık özlemlerinin bitmesi ,Türkiye’nin yeniden nefes alması demektir. Alevileri AKP ile korkutan CHP ‘nin Erdoğan’ın tek adamlık diktatörlüğünü önlemeye ne niyeti ne de kudreti vardır. CHP’ nin yaptığı klasik korku üzerinden Alevi oylarını toplamaktır. AKP gericiliğine ve tek adam diktatörlüğüne karşı sayısal ve siyasal olarak tek güç olan HDP’ ye verilecek her oy kaçak sarayın yıkılması, padişahlık özlemlerinin bitmesi anlamına da gelecektir. CHP’ lilerin “HDP ile AKP anlaştı” yalanı kötü bir aldatmanın ötesinde bir değer ifade etmiyor zira HDP’ nin sloganlarından biri de ”seni başkan yaptırmayacağız!” dır.
HDP' ye oy vermek için ikinci önemli gerekçe ise mevcut partiler içerisinde zorunlu din derslerinin ve diyanetin kaldırılmasını savunan, Alevi kimliğine anayasal ,cemevlerine yasal güvence talep eden tek parti HDP'dir.HDP, inançların özgür, eşit ve kardeşlik perspektifi ile Alevilerin geleceği ile ilgili güvenilebilecek sözler söylüyor. Oysa CHP bugüne kadar bu konularda tek adım atmadığı gibi, bu asimilasyon ve güvencesizlik durumunun devamını sağlayan, resmi ideolojinin savunucusu olagelmiştir.Aleviler artık söz yerine pratik bir adım istiyorlarsa HDP’ yi desteklemelidirler.
HDP'ye verilecek destek için üçüncü önemli bir noktada ise; HDP Türkiye’nin geleceğini “yeni yaşamı” savunuyor olmasıdır. Aleviler gibi tarih boyunca tüm gericiliğin baskı politikalarının kurbanı olmuş, tüm etnik, inançsal kimlikler, emekçiler, ötekileştirilenler ve farklılıklar ilk kez bu kadar geniş bir demokratik cephede buluşuyor olmasıdır.
Felsefesi ve çıkarları mazlumun yanında olmayı gerektiren Aleviler bu yüzden HDP'ye destek vermelidir. HDP’ ye destek vermelidir ki, bu coğrafyada barış kalıcılaşsın, demokrasi ve özgürlükler gelişebilsin.
HDP’ yi desteklemek için bir çok madde daha sıralayabiliriz ama bu üç temel konu bile Alevilerin artık denenmişleri değil ,yeninin sözcüsü ve temsilcisi olan HDP’yi desteklemeyi gerekli kılar.
Listesinde bugüne kadar Demokratik Alevi Mücadelesinde emek vermiş bir çok canımızın yer aldığı HDP, sadece seçim barajlarını değil ,halklarımızın demokrasi ve özgürlük özlemlerinin önüne ceberut zihniyet tarafından konulan tüm barajları da yıkacaktır.
HDP’nin Türkiye’nin geleceği için çıktığı bu zorlu mücadelede elbette yol evlatları da yerini alacak ve gerekli desteği verecektir. Bu yüzden yola hizmet veren tüm canların önündeki görev gerçek ile yalan arasındaki farkı görüp HDP’ yi desteklemelidirler.
Ya Alevi düşmanlığını politika haline getirmiş AKP’nin yeniden iktidarına izin vereceğiz, ya yok sayan, ezen, inkar eden, egemen Sunni mezhebin karşısında, Alevi haklarını görmeyen CHP’yi tercih edeceğiz, ya da; "Alevilerin sorunları dağlar kadar ve bu sorunlar çözülmeden barıştan bahsedilemez" diyen HDP'nin içinde Alevi kalarak haklarımızı savunacağız.
Yani "Bir olacağız, diri olacağız, iri olacağız
Xızır ,gönlü yolda olan, yola hizmeti görev sayan tüm canlarımızın ve Türkiye’nin geleceği “yeni yaşamın” savunucusu olan HDP’nin yardımcısı olsun.
