Çağrıda, “Nenelerimiz/dedelerimiz buğday başağına ve ondan elde edilen ekmeğe 'namet' der ve ona büyük bir kutsallık atfederlerdi. Üzerine yeminler edilir ve en önemli sözler onun üzerinde verilirdi.
Günümüzde kimyasallarla adeta zehirlenmiş unlara karşı, bizler de gelenekten öğrenerek asırlık yerel tohumları suni gübre atılmamış topraklarda çoğaltıyoruz ve elde ettiğimiz buğdayı olabildiğince sağlıklı yöntemlerle asırlık su değirmenimizde öğütüp un haline getiriyoruz.
Toprağa hak diyen, ağaçta, suda, her varlıkta hakkı gören bir kültürün ardılları olarak önceliğimiz en başta doğaya, doğadakilere, ekosisteme ve doğanın yarattıklarına saygı ve onu koruma duygusuyla boyveren üretim anlayışımızdır.
Bu anlayışla ürettiğimiz undan hazırladığımız zerefetle (bıçka şire) pirimizin huzurunda Gağan'ı ve yeni yılı karşılıyoruz. Davetlimizsiniz” ifadelerine yer verildi.
Haber: Kenan Korkmaz