• BIST 9031.82
  • Altın 2940.718
  • Dolar 34.4659
  • Euro 36.3751
  • İstanbul 17 °C
  • Ankara 7 °C
  • Tunceli 8 °C

ANKARA

RIZA CAN

 

Rıza CAN

ANKARA… Bir kent… Kurtuluş savaşının karargâhı bir kent… Ve bir “başkent”. Bu bozkır kentinin bu şanı edinmesinin nedeni var: Ankara tarihi akış boyunca halkı ve mağduru bağrına basmış gibidir.

“Anadolu İhtilali” öncesi yaptığı budur. Yani, Heyet-i Temsiliye’ye buyur diyor… Oysa çok geride kalmayan iki büyük felaketi yaşamıştır: Işıklar içinde olsun, Bilal N. Şimşir, “Ankara… Ankara” adlı eserinde, kentin 1881 yılında çekirge istilasına uğradığını söylüyor. Öyle bir istila ki, ekili hiçbir şey kalmıyor… Kıtlık, devleti ve önder kişileri çok uğraştırıyor…

Öteki, 1916’da yaşanan yangındır. Kentin dörtte üçü kül olmuştur. Refik Halit Karay, sürgünlüğünün kısa bir zamanını Ankara’da geçirir. O nedenle yangına tanık olur. Karay, anlatımının bir yerinde şöyle der: “…Ankara yangınını görmeyenler, Roma şehrinin nasıl yandığına, o dehşete, o kıyamete akıl erdiremezler…”

Evet, işte o felaketzede kent Heyet-i Temsiliye’nin gelişine gıkını çıkarmıyor. Soylu bir tavır sergiliyor. Heyetin paradan yoksun olduğunu sezinlediği için Müftü RIFAT BÖREKÇİ hemen toplanan 1000 Lirayı Mustafa Kemal Paşa’ya veriyor. O büyük müftünün adını, Diyanet İşleri sayın başkanına, yazıya rast gelirse, rahat okusun diye büyük harflerle yazdım…

Ankara’yı da toprağı bozkırı da çok seviyorum. Ama buradan gitmek de istiyorum. Çünkü insana çok şey düşündürüyor.

İşte bazıları: Pahalılığın saltanatı hep böyle sürecek mi? Milyonlarca insan ete hasret, bu durumda rahat uyuyabilir misiniz?

Siyasal yaşamımızda, mahkeme kararları konuşulduğunda İsmet Paşa, İstiklal Mahkemelerine bile hiç karışmadığını söyler. Mahkemeler o itibara şimdi de sahipler mi? Rahmetli Demirel sık sık “Türkiye büyük bir devlettir” derdi. Bu büyük devlete bir büyük af ilanı yakışmaz mı? Generaller, Selahattin Demirtaş, Osman Kavala ve Geziciler içerde çürüsünler mi?

Evet evet bir yerlere gitmeliyim. Keşke benim de bir değirmenim olsaydı. Bakın şimdi Alphonse DAUDET’yi kıskandım. Değirmenden söz etmişken, Almanya’da yaşanmış masal gibi bir olaydan, daha doğrusu destansı bir olaydan söz edeyim:     İmparator bir gezisinde, yeldeğirmeninin bulunduğu bir araziyi çok beğenir ve oraya bir saray yapılmasını emreder. Ama bunun için değirmenin yıkılması gerekmektedir. Değirmenci buna direnir ve değirmenine el değdirtmez. İmparatorun adamları son çare, zorla yıkma tehdidine başvurur. O zaman değirmenci şu zengin karşılığı verir onlara: Berlin’de hâkimler var!

Ve bu değirmen günümüzde hala turistik bir değer olarak durmaktadır…

NİCE DERSLER…                                                                    

 

                                                                                  

Bu yazı toplam 13371 defa okunmuştur.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 1971-2023 Dersim Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 (428) 212 10 16 | Faks : 0 (428) 212 10 16 | Haber Scripti: CM Bilişim