Saat 12.00’de yapılan toplantıda basın açıklaması Ankara Dersimliler Derneği Ankara Şube Başkan’ı Ali Ekber Çelik tarafından okundu.
“Dersimde Munzur vadisi yeni bir baraj ve HES’ saldırısı ile yok edilmek isteniyor” denilen açıklamada, “Dersimde yıkıcı bir proje daha hayata geçirilmeye çalışılıyor denilerek şunlar belirtildi:
“1967 yılından bugüne uygulanan kısa vadeli Baraj ve HES politikaları ile Munzur’da sadece suyun değil, doğanın, insanın kirlenmesi, yok edilmesi için büyük bir adım atıldı. Bu planın ilk uygulaması olarak Uzunçayır utanç (barajı) gölü sinsice bölgedeki çatışmalı ortamının yaratığı koşullarda bitirildi. Bu yıkımı yaşayan Dersimlilerin doğasını koruma bilinci ve barajları yaptırmama madenleri aratmama kararlılığı her geçen gün artarken, şirketlerin ve devletinde boş durmadığını, Munzur Vadisindeki Konaktepe Barajı ve Konaktepe I-II Hidroelektrik Santralleri’nin inşaatı ile ilgili yargı kararlarına rağmen çevre ve şehircilik bakanlığı tarafından imar planının onaylanması ile Munzur’u yok etmeye hazırlandıklarını gösteriyor.”
Dersimliler olarak, bu projelerin uygulayıcılarından olan ve Konaktepede yapılmak istenen bu yıkım projelerinin Türkiye’deki motor gücü Soyak Holdingi ve Ata Holdingi uyarmaya geldiklerini belirten Ali Ekber Çelik, “Soyak Holdingi iyi tanıyoruz biliyoruz. İşçilerin kanlarıyla yükselttikleri baraj ve konut projelerinden biliyoruz. İşten çıkardıkları Trakya döküm işçilerinden, Güllübağ barajının kapaklarını açtıkları için katlettiği 14 yaşındaki Bünyamin ve 17 yaşındaki Yücel’den tanıyoruz. “Sürdürülebilir Yaşam”, “Sera Gazı Emisyon Raporu” ve “Geleceğe Bir Damla Sakla” çalışmaları ile bizleri kandıramazsınız. Doğayı korumaya hevesliyseniz ellerinizi Munzur’dan çekin” dedi.
“YURTSUZLAŞTIRILMAK İSTEMİYORUZ”
Çelik, “Munzur’da yapılmak istenen Baraj ve HES hayata geçerse Tarihimizi, Kültürümüzü ve inancımızı yok edecektir. Bizler, doğal yaşam alanlarına, suyuna, toprağına, tarihine, kültürüne ve inancına sahip çıkanlar; vadilerinde yüzyıllardır yaşayıp, koruyan, kollayan ve geliştiren, üreterek bu toprakları var edenler olarak yurtsuzlaştırılmak istemiyoruz” ifadelerini kullandı.
Açıklamada Munzur Vadisi Milli parkında söz konusu bu projenin gerçekleştirilmesi halinde ortaya çıkabilecek tahribatlar da şöyle sıralandı:
* Türkiye’nin en büyük Milli parklarından olan Munzur Vadisi tamamen yok olacaktır.
* Munzur’un dünyaca ünlü kırmızı pullu Alabalığı, yapısı itibari ile baraj sularında yaşama imkânı olmadığı için nesli tükenecektir.
* 43 tanesi sadece Munzur Vadisi ve çevresinde bulunan toplam 1518 bitki türünün bir kısmının sular altında kalacak olması ve meydana gelecek olan iklim değişikliği nedeniyle önemli ölçüde yok olacaktır. İngiltere’de 1500, Hollanda’da 1850 kadar çiçekli bitki türü olduğu düşünülürse Munzur Vadisindeki bitki çeşitliliğinin önemi ayrıca düşünülmelidir.
* Koruma altındaki önemli bitkilerden olan dünyaca ünlü tek başlı Munzur sarımsağı (Allium tuncelianum) da yok olacaktır. Mathew adlı bir Botanikçi bu sarımsağın dünyadaki sarımsakların atası olduğunu dahi iddia emektedir.
* Vadi tüm güzelliği ile baraj sularına boğulacak, ardı sıra barajlar ile inşaat sahasına dönecektir. Konaktepe I ile Konaktepe II arasında su 14 km tüneller ile taşınacağından bu alanda çok az bir su akışı olacaktır. Bazı dönemler hiç su akmayarak kuru yatak haline dönüşecektir.
Seyid Dede Türbesi’nde birlik lokması paylaşıldı Seyid Dede Türbesi’nde birlik lokması paylaşıldı
* Bölgenin baraj suları ile gölleşmesi bölgenin iklimini değiştirecek kar yağışı azalacak bu durum kaynak sularının azalmasına ve bazı kaynakların tamamen kurumasına, belli bir süre sonra Munzur nehrinin kaynağı olan Munzur gözelerinin de yok olmasına neden olabilecektir. Vadideki Barajların, diğer nehirler üzerinde kurulan barajların aksine su kaynağına yakın bir mesafede olması nehir gözelerinin doğrudan etkilemesine neden olacaktır. Munzur Projeleri için devletin bugüne kadar hazırladığı bir iklim raporu bile yoktur.
* Konaktepe I barajının suları Ovacık İlçe merkezine kadar ulaşacaktır. Birinci derece deprem alanında bulunan Ovacık ilçe merkezinin zeminine sızan göl suları olası bir depremde ciddi can kaybı yaşanmasına neden olacaktır.
* Barajlar, ömürlerini 40-50 yıl içinde doldurması nedeniyle, Vadi bataklık alanlara dönüşme tehlikesi ile karşı karşıya kalacaktır. * Binlerce dönüm ormanlık alan gerek baraj inşaatlarındaki çalışma gerekse sulara altında kalacak olması nedeniyle yok olacaktır.
* Yine sosyal yaşam olanakları zaten kısıtlı olan Tunceli halkının birçok mesire, piknik yeri de yok olacaktır.
* Vadinin yok olması manevi ve kültürel açıdan da insanlarımızı olumsuz etkileyecektir. Yöre inancına göre kutsal kabul edilen birçok ziyaret sular altında kalacaktır.
* Barajlar arıcılık ve turizmi de olumsuz etkileyecektir. İklimin değişmesi arıcılığın sona ermesine neden olacaktır.
* Tunceli – Ovacık karayolu da sular altında kalacağından yeni yapılacak yolun Hozat ilçesi üzerinden düşünülmesi nedeniyle, Tunceli ile Ovacık ilçesinin irtibatı kopacaktır. Birçok ilçesi ile zaten ilişkisi kopmuş olan il merkezinin Ovacık ilçesi ile de ilişkisinin kopması İl merkezinin ilçelerden tecrit olmasına neden olacaktır.
* Türkiye’de en çok göç veren ve nüfusu sürekli azalan Tunceli’ de köylerin de sular altında kalması ve birçok köyünde ulaşımının kesilmesi nedeniyle göç daha da artacak, buda insansızlaştırmaya sebep olacaktır.
Munzur’da baraj istemiyoruz yargı kararları hemen uygulansın Munzur özgürdür özgür akacak” denilen açıklamaya şu kurumlar da katılarak destek verdi:
DEMOKRATİK ALEVİ DERNEĞİ
SARI SALTIKLILAR DERNEĞİ
DERSİM 37/38 BELLEK PLATFORMU
DERSİM MAĞDURLAR DERNEĞİ
SAĞLAMTAŞ KÖYÜ DERNEĞİ
KAYMAZTEPE VE ÇEVRE KÖYLERİ DERNEĞİ
PİR SULTAN ABDAL GENEL MERKEZİ
DİVRİĞİ KÜLTÜR DERNEĞİ
ARTVİN KÜLTÜR VE EĞİTİM DERNEĞİ
ARTVİN KÜLTÜR DAYANIŞMA DERNEĞİ
Cebrail Arslan/ANKARA