Munzur Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü 2’nci sınıf öğrencisi Gülistan Doku, 5 Ocak tarihinden bu yana tam 248 gündür kayıp. Gülistan Doku’nun en son görüldüğü nokta olan Uzunçayır Baraj Gölü boşaltılmış, ancak bir sonuç çıkmayınca 226 gün süren arama çalışmaları durdurulmuştu. Bunun üzerine Doku ailesi, kızlarının bulunması talebiyle Seyit Rıza Parkında başlattıkları oturma eylem sonrası gözaltına alınmıştı.
Gülistan Doku’nun annesi Bedriye Doku ve ablası Aygül Doku’nun oturma eylemine destek vermek amacıyla Diyarbakır’da yaşayan yakınları Dersim’e gelerek basın açıklaması gerçekleştirdi.
Basın açıklaması yapmak isteyen Doku ailesi ile polis arasında kısa süreli gerginlik yaşandı. Kendilerinin hukuksuz bir şekilde gözaltına alındığını ve darp edildiğini belirten anne Bedriye Doku, tek derdinin Diyarbakır anneleri gibi çocuğunu aramak olduğunu ancak gözaltına alındıklarını söyledi.
Diyarbakır’dan Dersim’e gelen baba Halit Doku ise kayıp kızı Gülistan Doku bulununcaya kadar oturma eylemini sürdüreceğini söyledi.
Dersim Barosu’nunda aralarında bulunduğu siyasi parti ve sivil toplum örgütleri, Doku ailesinin oturma eylemini ziyaretinin ardından basın açıklamasına katılarak Doku ailesine destek verdi.
Baba Halit Doku, “Ben kızımı almadan buradan gitmem, Cumhurbaşkanı ile görüşmek istiyorum, görüştürmezlerse ben oturma eylememi sabah akşam sürdüreceğim. Kızımı görmeden almadan buradan ölsem de gitmeyeceğim, biz buraya savaşmaya gelmedik kızımızı bulmaya geldik”dedi.
Dayı Mehmet Nuri Kan ise, “Polislerin görevi burada aileleri gözaltına almak değil, polislerin görevi bize yardım etmek, bizim tarafta dursunlar ki bu kızı öldürmüşler mi? suya mı atmışlar, bulsunlar gidip evimize oturalım. Bir insani anlamak için empati kurmak lazım o yüzden yüz yılda geçse bizim bedenimiz böyle bir şeyi kabul etmez. Ya kimliğini versinler, zaten o çocuk hakkında başından beri yanlış yapmışlar o çocuğun telefonuna, bilgisayarına el koysalardı bu mesele bu kadar uzamazdı, mesele açığa çıkartılırdı. Ne yaptılar ne ettiler biz bilemiyoruz bu yüzden kesin bir kanıya varamıyoruz, bu durumu çözmek devletin görevidir ”diye konuştu.
Diyarbakır’da HDP binası önünde çocuklarını arayan annelerle aynı muameleyi görmediklerini ifade eden anne Bedriye Doku, polisin kendilerini darp ederek telefonlarına el koyduğunu söyledi.
Bedriye Doku, “Dün gelip buraya oturduk, tek amacımız kızımıza ulaşabilmek başka bir amacımız yok. Diyarbakır’da anneler oturduğu için aile bakanı da oraya ziyaret ettiği icin ben de gelip buraya oturdum, Aile Bakanı beni ziyarete gelsin ve cumhurbaşkanıyla görüşme sağlansın diye, ama polisler ne yaptı gelip bizi gözaltına aldı, ellerimizi kelepçeledi kızımı yerde sürükleyip götürdüler benim de kızımın da elleri dünden beri ağrıyor, bizi zorla arabaya koydular. Bizi hastaneye götürdüler, polis memuru kızımın telefonuna el koydular tabi bu arada kıpırdamamıza bile izin vermediler, kızımın telefonunu alıp tekmeleme anına ait videoları sildiler. Sonra getirip telefonu verdiler. Vali isteseydi o görüntülere yarım saat içerisinde ulaşabilirdi videoyu izleyip o memuru yakalayabilirlerdi. Ben dun buraya gelip kayıp kızımın fotoğraflarını göstermek is istedim bu suç mu? Diyarbakır’da da benim yaptığımı yapıyorlar bu orda suç değil, peki ya benim yaptığım suç? Diyarbakır’daki annelere cesur kadınlar diyorlar peki ya benim o annelerden ne eksiğim var. Gelsinler kamerayı açıp baksınlar kim vardı etrafımızda? Ben ve kızımdan başka kimse yoktu orada. Neden bizi gözaltına aldılar?”dedi.
Doku ailesinin gözaltına alınmasının kabul edilebilir bir şey olmadığına dikkat çeken Dersim Baro Başkanı Kenan Çetin, “ Aile oturma eylemi başlattıktan sonra bir müdahale oldu, hukuki anlamada değerlendirdiğimizde bugün Diyarbakır’da da insanlar evlatlarını arıyorlar. Bu aileler nasıl devletten çocuklarını istiyorlarsa bu ailenin de talebi olduğunu ve oturma amaçlarının bu olduğunu söylediler. Ailenin ana talebi cumhurbaşkanı ile görüşmek. Burada yapılması gereken iş gözaltına almak değildir. Dersim Barosu’nun talebi Gülistan Doku’nun şahsında kim kaybolursa kaybolsun, akıbeti ne olursa olsun canlı ve veya cansız bir şekilde bulunması ve aileye teslim edilmesidir. Dosyaya ilişkin tartışmalar sürüyor, an itibariyle suyun altında olmadığı netleşti yapılması gereken başka seçeneklere kafa yormaktır. Davanın takipçisi olmaya devam edeceğiz”şeklinde konuştu.