Kent merkezine bağlı Geyiksuyu köyünde yaşayan, bir çocuk annesi 42 yaşındaki Karataş, üç yıl önce Tarım ve Orman Bakanlığınca hayata geçirilen "Genç Çiftçi Projesi"ne başvurdu.
Başvurunun kabul edilmesiyle 40 arılı kovan desteği almaya hak kazanan Karataş, daha sonra çeşitli kurslara katılarak aldığı eğitimlerle arıcılığın önemli noktalarını öğrendi.Bu sayede arılar ve bal üretimi hakkında kısa sürede bilgi sahibi olan Karataş, yaklaşık 3 yıldır sürdürdüğü arıcılık mesleği sayesinde geçimini sağlıyor.
Karataş, hem ev işleriyle ilgileniyor, hem de endemik türleri ve zengin florasıyla öne çıkan köyündeki arılarıyla ilgileniyor.
İLKBAHAR VE YAZ AYLARINDA İŞ YOĞUNLUĞU ARTIYOR
İlkbaharda arıların kovan durumunu, ana arıların yaşını, kovanlardaki bal miktarını kontrol eden Karataş, arıların bal toplamaya başladığı haziran ayından itibaren de çıta çakımı, bal mumu yapımı, kraliçe arı üretimi ve kovandaki arı sayısını çoğaltma gibi işlerle uğraşıyor.Yaz mevsimi boyunca yakıcı güneş altında ve bunaltıcı sıcaklarda ekmeğini kazanmak için çabalayan Karataş, doğal bal üretiminin yanı sıra polen ve kraliçe arı üretimi de yaparak çevre il ve ilçelere pazarlıyor.Bal hasadının yaklaşmasıyla da tatlı bir telaş yaşayan Karataş, bugünlerde boz ayıların arı kovanlarına zarar vermemesi için de geceleri belirli aralıklarla harmanın çevresinde nöbet tutuyor.Kadın girişimci Yeter Karataş, AA muhabirine, yaz aylarında arılarını Geyiksuyu köyünde kışın ise Türkiye'nin güneyindeki sıcak kentlerde konaklattığını söyledi.Gezgin arıcılık yaptığını dile getiren Karataş, yaklaşık 3 yıldır bu işle uğraştığını ve başlangıçta çeşitli tereddütlerinin olduğunu belirtti.
Geçmiş yıllarda hayvancılıkla da uğraştığını ifade eden Karataş, "Bir kadın olarak hayvanı gütmek ve otunu biçmek çok zordu. Arıcılığın hem geliri güzel hem de değişik insanlar tanıyorum. Bu sayede çok güzel dostluklar edindim. Çok memnunum, çok mutluyum ve çok güçlüyüm. 40 kovan arıyla mesleğe başladım ve arılarımı güneydeki sıcak illere götürüp çoğalttım. Şimdi ise 150 kovan arım var." dedi.
"ÜÇ GÜN ARILARIMA BAKMADIĞIM ZAMAN ÇOK ÖZLÜYORUM"
Karataş, gelecek yıl arı sayısını 200 kovana çıkarmayı hedeflediğini dile getirerek, "Arıcılık konusunda kendimi sürekli geliştiriyorum ve işi öğrendikten sonra hiçbir şey zor gelmiyor. Üç gün arılarıma bakmadığım zaman çok özlüyorum. Arı kovanlarının kapağını açmak ve kovanların içindeki arıların hareketini izlemek beni çok mutlu ediyor." ifadelerini kullandı.Bal üretiminde özellikle organik bala yönelik çalışmayı tercih ettiğini aktaran Karataş, şunları söyledi:"Kara kovan balı üretimi de yapıyorum. Balımı alan müşteriler beni çevresindekilere de öneriyor. Bir de burada tarım arazilerinin ilaçlanmaması gibi durumlar ve floranın zengin olması bana büyük avantaj sağlıyor. Doğadaki bütün bitki ve çiçeklerden balları benim arılarım topluyor. Ankara, İzmir ve İstanbul başta olmak üzere birçok kentte daimi müşterilerim var. Bal hasadı yapar yapmaz direkt iki haftada elimdeki tüm ürünler tükeniyor ve kaliteli olduğu için de müşteri sürekli sipariş ediyor."
Tarım ve Orman İl Müdürü Orhan Kaya da Tunceli'de endemik bitki türlerin ve floranın zengin olması nedeniyle arıcılığın yaygın olduğunu anlattı.Kaya, hazırladıkları projelerde kadın üreticilere daha çok öncelik verdiklerini ifade ederek, "Kadınlar üretime daha çok katkı sağlıyor. Bu nedenle biz arıcılığı geliştirmek ve daha ileri seviyelere çıkarmak için yaptığımız her projede kadın üreticilere yönelik çalışma yaptık. Verdiğimiz destek ve hibeler boşa gitmiyor. Üreticilere 40 kovan arı verdiysek bu sayı her sene arttırılıyor. Bu nedenle de bütün üreticilerimize teşekkür ediyorum." diye konuştu.
