Benim 14 yıldır “aşka itibarını yerinden kazandırmak” için festival düzenleyen bir arkadaşım var: Işık Gençoğlu. Işık’la dört yıl önce, ortak arkadaşımız Ecmel Ayral sayesinde tanıştım. Bana o yıl festival mekanlarından biri olan santral müzede aşk üzerine bir konuşma yapmamı teklif etti.
Sivil toplum, koşu, toplumsal cinsiyet eşitliği, sosyal girişimcilik değil aşk...
Platon’dan Nietzche’te, Tagor’dan Barthes’a, Sappho’dan Kafka’ya, Alain de Botton’a aşk üzerine, aşkı anlatan sayısız metin okumuştum; aşk felsefesi üzerine dersler almıştım; tüm Shakespeare külliyatina hakimdim, Elytis’in en sevdiğim aşk şiiri Monogram’ı Yunanca orijinalinden çevirebilmek için bir yaz boyunca çalışmıştım, kolumda “aşk ve koşu” dövmesi vardı, The School of Life İstanbul’da “Aşkı Korumak” atölyesini ilk günden beri ben veriyordum ama daha önce kimse benden aşk üzerine bir konuşma yapmamı istememişti.
Büyük bir heyecanla, “aşk ve koşu üzerine konuşabilir miyim?” diye sordum. Işık aşkı istediğim yerden ele alabileceğimi söyleyince, 360 Dereceden Aşk Festivali ile ilgili detayları bile dinlemeden, kabul ettim. Onun bu festivalle ne yapmaya çalıştığını ancak basın toplantısında anladım: Tüm vitrinlerin pembe, kırmızı kalplerle süslendiği, sevdiğimize pırlanta, o olmazsa çiçek, o da olmazsa balonla aşkımızı göstermemiz, hatta ispat etmemiz gerektiğinin neredeyse megafonla bağırıldığı, heteronormatif flört ritüellerinin yeniden üretildiği Şubat ayında sanatla, sohbetle anlatmak istiyordu aşkı.
Festivalde, her yıl belirlenen bir tema etrafında, resimler, heykeller, fotoğraflar sergiliyor, aşkı konuşanlar sahne alıyor, ilahi aşk sohbetleri düzenleniyordu.
Promosyon kodlarından birini kullanıp sevgilimizle “baş başa” yemek yememiz ve hediyelerimizi açmamız beklenen “o akşam” da, Çorbada Tuzun Olsun Derneği ile birlikte, aşkta almaya değil vermeye odaklamamız gerektiğini hatırlatırcasına, aş paylaşma etkinliği yapılıyordu.
İşte o basın toplantısında dinlediklerimden sonra ben de Işık’ın hayalinin, heyecanının ortaklarından biri oldum. Kimi zaman, ilk katıldığım etkinlikteki gibi, aşk üzerine konuştum, kimi zaman işini aşkla, özenle, doğaya ve insana saygılı bir biçimde, özenle yapan dostlarımı Lovers Bazaar’a davet ettim, kimi zaman yalnızca sergileri gezdim, sanatçılarla sohbet ettim ama hep orada oldum.
Festivalin bu yılki teması “Evin Nerede?”. Mekanları Pera Palace Hotel, Soho House, Roma Kulübü Derneği ve Istanbul Concept Gallery.
Aşk, bu yıl da, bir ay boyunca, hak ettiği gibi, kutlanacak.
14 Şubat günü “Aşk ile Aş” paylaşılacak.
Bizler de, hep birlikte, festivalin logosundaki iki cinsiyetsiz başın aşkla birbirine eğildiği gibi, aşkı önünde eğilerek selamlayacağız.
