Kutsal Ocak olarak da adlandırılan ateşgahlar festivale katılan sanatçılara hediye edilecekti. Festival, siyasi partiler ve demokratik kitle örgütlerinin içerisinde olduğu tertip komitesi tarafından iptal edilince ateşgâhlar elde kaldı.
Şanlıurfa'da Karga Sanat Atölyesi kurucularından Abdullah Özgültekin, Terfa Yiğit ve Gülizar Yiğit Dersim Belediyesi tarafından düzenlenen Heykel, Seramik ve Hediyelik Eşya Atölyesi'ne katıldı. Halkın da katılım sağladığı atölye Celal Doğan Parkı'nda 18-19-20 Temmuz tarihleri arsında gerçekleştirildi. Atölye kapsamında Kutsal Ocak olarak da adlandırılan ve 5 bin yıllık tarihi olan ateşgâhlar üretildi. Hediyelik eşya şeklinde minyatür olarak 100 adet üretilen ateşgâhlar festivale katılan sanatçılara hediye olarak verilecekti. Ancak festival, tertip komitesi tarafından iptal edilince ateşgâhlar elde kaldı.
ÜZÜNTÜ VERİCİ BİR DURUM
Heykel, Seramik ve Hediyelik Eşya Atölyesi'nin keyifli bir çalışma olduğunu ifade eden Karga Sanat Atölyesi kurucularından Abdullah Özgültekin, "Güzel bir çalışma ortaya çıktı. Celal Doğan Parkı'nda atölye çalışması yaptık. Yaklaşık 100 adet ürettik. Bölgedeki halkla birlikte güzel bir atölye çalışması yaptık. Bu 100 adet çalışma festivalin katılımcılarına ve sanatçılara hediye edilmek üzere verilecekti. Festival iptal edilince bu çalışma kişilere ulaşamadı, bu üzüntü verici bir durum" diye konuştu.
AYŞE TÜTÜNCÜ'YE TAKDİM EDİLDİ
Öte yandan festival öncesi piyano atölyesi düzenleyen ve festival programında da olan Ayşe Tütüncü'ye Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu tarafından bir adet ateşgâh hediye edildi. Ateşgâhların bundan sonraki süreçte Dersim'e gelen misafirlere hediye edilmesi planlanıyor. Söz konusu ateşgâhın orijinal hali Tunceli Müzesi'nde de sergileniyor.
5 BİN YIL ÖNCESİNE AİT KUTSAL OCAKLAR HAKKINDA
Araştırma ve Kazı: Çemişgezek Pulur/Sakyol Höyüğünün baraj gölü suları altında kalacak olması; acil olarak bir kurtarma kazısı yapılmasını zorunlu hale getirmiş ve bu amaçla H.Zübeyir Koşay başkanlığında 1968-70 yılları arasında. (ODTÜ koordinatörlüğünde uluslararası işbirliği ile gerçekleşen en büyük kurtarma kazıları projesi)
Eskiçağlardan yakın geçmişe kadar evin ocağı veya aile ocağı kutsallığını sürdürmüştür. İnsanlar ocağın ve dolayısıyla ateşin veya ateşle ilgili tanrıların evi koruduğuna, bereketi ve uğuru temsil ettiğine inanmışlardır. Yazının kullanılmaya başladığı dönemlerden itibaren edindiğimiz bilgilere göre ocağın bir tanrı, tanrıça veya koruyucu bir güçle eşleştirdiğini söylemek mümkündür.
Baraj inşasından dolayı sular altında kalacak alanlarda gerçekleştirilen kazılar sonucunda, özel bir tapınım alanında bulunan iki "Kutsal Ocak" İlk Tunç Çağı'ndan kalma ve bölgenin yerel topluluklarına ait olduğu düşünülen bu ocaklar kilden yapılmış olup, ocaklardan birinde tanrısal bir betimlemenin yanında anne, baba ve çocuklardan oluşan insan yüzleri ocaklara işlenmiştir. Bu ocaklara "kutsal" denmesinin nedeni, yapılan kurtarma kazılarında özel bir tapınım alanı olarak adlandırılan bir mekan içinde bulunmasıdır. Pulur/ Sakyol kazılarında farklı kazı tabakalardan birçok ocak ortaya çıkarılmış, ancak bu ocakların günlük kullanım izi taşıdığı belirlenmiştir. Günlük kullanım izi taşıdığı için bu iki kutsal ocaktan farklı olarak belirlenen bu ocaklar şunu belgelemektedir ki "Kutsal Ocaklar" sadece dini tören ve ayinlerde kullanılmıştır.
Doğu Anadolu ve Dersim yöresinin kadim çağlarda sahip olduğu inanç kültürüne ait ritüelleri yansıtması bakımından kutsal ocaklar son derece önemli maddi kültür kaynaklarıdır.
5 bin yaşındaki "kutsal ocaklar" üzerinde yer alan koreografi aynı zamanda ocak-aile ilişkisini ortaya koymaktadır. Bölgede yaşamış yerleşik toplulukların aileye verdiği değer ve ailenin kutsallığı da bu ocaklar üzerinde vurgulanmıştır.
CANER AKTAN