CHP'nin önceki dönem il başkanı olan Av. Ali Rıza Güder, CHP'den milletvekilliği aday adaylığını açıkladı. CHP Tunceli İl Başkanlığında gerçekleştirilen açıklamaya çok sayıda partili katıldı. Güder, konuşmasının bir kısmında gözyaşlarına hakim olamadı. Ali Rıza Güder'in konuşmasından satırbaşları şöyle;
Rüşvetin suçken artık bir AK Partili için hakka dönüştüğü ve nerdeyse ihale şartnamesine girdiği, Hükümetin örgütlü yurttaşın değil örgütlü paranın, 3’lü, 5li, 10’lu çetelerin Hükümeti olduğu, bir dinleri olduğu için artık ahlaka ihtiyaç duymayanların zamanında. Bir alevi ile devlet dairesi arasındaki duvarın Nazi Almanyası’nın gettolarında bir Yahudi’nin önündeki duvar kadar yükseldiği, cemevinde tuttuğumuz cemin ibadetten sayılmadığı, anadilde eğitimin hala bir tabu olduğu, “zamanı gelmiş bir fikirden daha güçlü bir silah yoktur” diyenlerin “zamanı hiçbir zaman gelmemiş bir silahtan daha güçlü bir fikir yoktur” diyenlere bir türlü aklının ve gücünün yetmediği, demokrasinin aksine hukukun eyleme değil eylemin hukuka hükmettiği, suçlamaların delil savunmanın ise külfet olduğu zamanlar, reisin atadığı yargıçların siyasi her davada ondan işaret beklediği, Selahattin Demirtaş’ın ve Osman Kavala’nın demokrasi meydanından rehin alınıp Edirne Cezaevi’nde savaş esiri olarak tutulduğu zamanlar, siyasi değişim talebinin darbe sayıldığı zamanlar, Ulusun erdoğan’ın elinde tekrar cemaatlere bölündüğü, yurttaşın tekrar bir tebaaya dönüştüğü zamanlar. Sesimizin çıkmadığı, kalemimizin yazmadığı, korkunun baskısı ve hapis tehdidiyle ses çıkaracak halimizin kalmadığı, Hak uğruna protesto hakkının devlete küfür sayıldığı zamanlar, hak aramak için sokağa çıktığımızda Soylu’nun emrindeki polisin Nazilerin kahverengi gömlekli Fırtına Birlikleri gibi üzerimize saldırdığı faşizmin adının polis destanı olduğu, milli istihbarat teşkilatının Suriye’de ırkçı ve mezhepçi terör örgütlerine silah taşıyan ucuz bir nakliye şirketine dönüştüğü zamanlar.
Sadece devletin konuştuğu ve bu nedenle söylenenlerin hepsinin yalan olduğu zamanlar. Devletin tarihin en hazin felaketlerinden birinde vatandaşına çadır satabilecek kadar aklını yitirdiği, Devleti yönetmek için değil devleti ele geçirmek için var olan bir hükümetin zamanında. Daha umutsuz, daha yoksul, daha tutsak ve daha ölü olduğumuz zamanlar.. Harap edilmiş bir toplumsal doku, uzlaşmayı zayıflık sayma, patolojik mezhepçilik, vakaları ve hukuku inkar, kadın bedenini kontrol, kabile mantığı, azınlık düşmanlığı ve iflah olmaz bir kin ve nefret. Onlar kendisine AK Parti diyebilir. Muhafazakar diyebilir. Ve hatta demokrat diyebilir. Fakat biz onları oldukları gibi çağıracağız. “TÜRKİYE TALİBANI”.
Ülkemiz, Genel Başkanımız Sn Kemal Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı’nın liderliğinde yeni bir çağın gün doğumuna yol alırken Türkiye Talibanı’nın artık gecenin karanlığında gözden kaybolduğu zamanlardayız.
Bugün içinde bulunduğumuz zamanı, bu anın görkemini ve büyüklüğünü anlamak ve kavramak gerekir. Gerçekleşmekte olan basit olağan bir iktidar değişimi değildir. Bugün tarihin 3 uzun ve farklı sayfasını geçmişte bırakıyoruz.
1950’den bugüne 3 çeyrek asırdır merkez sağ iktidarların elinde kökleşmiş devleti halktan koruyan ve özel sektörü destekleyip çalışanların kazanamadığı, kazananların ise çalışmadığı liberal ekonomik düzen son bulmaktadır. Artık devletin hükümet için halka karşı yönetildiği siyasi düzenin yerine Cumhuriyetçiliğin görkemi halkın halk için halk tarafından yönetimi gelmektedir.
İkinci olarak, seçimi kazandığımızda sadece Türkiye Cumhuriyeti’nin hükümeti olmayacağız. Biz CHP, Ortadoğu ve Arap Dünyası isimli bu karanlık denizde yolunu yitirmiş gemilere ışık tutan bir feneriz. Biz CHP, neredeyse bir asırdır özgür ve laik dünyanın Doğu’daki sınır boyunda son kaleyiz. Sesi sokakta biraz olsun fazla çıktı mı Taliban kelpinin kırbaçladığı mazlum Afgan kadınının umuduyuz. IŞID soysuzları tarafından köle pazarlarında satılan Ezidi kadının çığlığı, Pakistan’da Kuran-ı Kerim yaktığı gerekçesiyle linç edilen zavallı Ferhunde’nin ahı gözyaşıyız. Kız çocukların eğitim hakkını savunduğu için Taliban’ın başından vurduğu Malala Yusufzai’in annesiyiz. Sn. Genel Başkanımızın, Millet İttifakı bünyesinde ülkemizin Cumhurbaşkanı olması 500 yıllık Anadolu tarihinde alevilerle sünniler arasında imzalanmış en görkemli barış antlaşmasıdır.
Haber: Caner Aktan
