Avrupa Dersim Dernekleri Federasyonu (FDG) yönetim kurulu üyeleri Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’la görüşerek Dersim 38 Katliamı konusunda hükümetin somut adımlar atmasını talep ettiler.
Avrupa Dersim Dernekleri Federasyonu’undan (FDG) bir heyet 7 Mart 2013 tarihinde Köln’de Bülent Arınç ile bir görüşme yaptı. FDG heyeti Arınç’tan ”Dersim 1937/38 hakikatlerı araştırma Komisyonu” kurulmasını istedi.
Görüşmeye FDG adına Eşbaşkan Metin Bozdağ, yönetim kurulu üyeleri İsmail Yüceer, Diren Yeşil, Dersim 38 tanığı Süleyman Ağlar ve Seyit Rıza’nın Torunu Rüstem Polat katıldı.
Heyet başkanı Bozdağ Dersim 1937-38 ile yüzleşmenin tarihi önemine vurgu yaptı ve “Başbakan Erdoğan’ın özürü tarihi bir adımdır ancak aradan geçen uzun zamana rağmen gerekleri yerine getirilmedi. Bir Dersim özürü ile Türkiye’nin demokratikleşmesini savunuyoruz.” dedi.
Dersim’in acil sorunlarına dikkat çeken Bozdağ, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a FDG adına bir de mektup verdi.
“38 ” BİR DAHA YAŞANMASIN
Dersim Katliamı’nın yaşayan tanığı Süleyman Ağlar ise “bunca ilerlemiş yaşıma rağmen kalkıp buraya geldim. Bir devlet yetkilisine derdimizi anlatalım. Dersim 38 de çok acılar çektik büyük bedeller ödedik. 38 açığa çıkarılsın ki bir daha böyle üzücü hadiseler yaşanmasın.” dedi. Ağlar, Dersim 38 Katliamı’nda başından geçenleri Arınç’a anlattı.
“DEDEMİN MEZARINI İSTİYORUM”
Rüstem Polat ise “yedi senedir dedem Seyit Rıza’nın mezarını arıyorum. Sizin ile daha önceki görüşmemde de söyledim. Dedemin mezar yerini söyleyin. Gidip kurban keseyim dua edeyim, mum yakayım. Ancak bu güne kadar hiç olumlu bir gelişme olmadı. Meclise gelen belgelerden de bir sonuç çıkmadı. Ömrüm yettikçe dedemin mezarını aramaya devam edeceğim.” dedi.
“TALEPLERİNİZİ ANKARA’YA İLETECEĞİM”
FDG heyetini dinleyen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç; Dersim’de çok acı hadiselerin yaşandığını, sorunun ciddiyetinin farkında olduklarını söyledi. Arınç; “Sorunlarımızı ancak diyalog ile çözeriz. Taleplerinizi bir kez daha Ankara’ya götüreceğim.” dedi.
350 TANIKLA GÖRÜŞME YAPILDI
Süleyman Ağlar’ın yaşadıklarından etkilenen Arınç’ın; “tanıkları kayıt altına alıyor musunuz?” sorusuna FDG yetkilileri “Dersim 1937-38 Sözlü Tarih Projesi çerçevesinde 350 civarında tanık ile görüştüklerini ve bunları yakın zamanda Dersim’de kamuoyuna açmayı planladıklarını söylediler.
FDG’DEN ARINÇ’A DERSİM MEKTUBU
Görüşmede FDG heyeti taleplerini içeren bir mektubu Bülent Arınç’a verdiler.
İşte o mektup:
T.C. Başbakanlığı
Devlet Bakanı ve Başbakan yardımcılığı Makamına
ANKARA
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcımız Sayın Bülent Arınç,
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan´ın, 23 Kasım 2011 tarihindeki konuşmasında, 1937/38 Yıllarında Dersim’de yaşanan insanlık dramı nedeniyle, Dersim halkından ’’özür’’ dilemesi tarihi bir adımdır. Bu adımla Türkiye`de resmi tarih devri sorgulanarak ’’Hakikatler Tarihi’’ için yeni bir defter açılmış ve bu defterin ilk sayfası, Dersim ile başlamıştır. Sayın Erdoğan´ın açıklamalarından sonra Türkiye gerçek barışa ve özgür bir geleceğe daha yakınlaşmış olacaktır. Bu adım Türkiye için ırkçı ve sabote edici girişimlere aldırmadan, tarih ile yüzleserek demokratik hayat ve toplumsal barış için bir fırsattır.
Üzülerek belirtmek zorundayız ki Sayın Başbakan’ın özürü üzerinden onaltı ay gibi uzun bir süre geçmiş olmasına rağmen somut adımlar atılamamıştır. Tunceli Valiliği’ne Dersim Müzesi için yaptığımız yer tahsisi başvurusu gerekçesiz red edildi. Mahkemelerde açılan davaların tümü olumsuzlukla sonuçlandı. Zini Gediği’nde öldürülen Canlarımızın kemiklerinin DNA testi ile kimliklerinin tespit edilmesi talebi dahi red edildi. 2011 yılına sizin ile yaptığımız görüşmede dile getirdiğimiz taleplerin hiç biri karşılık bulmadı. TBMM Dersim Komisyonu bizde umut yarattı, ancak biz mağdurların taleplerini karşılamaktan uzaktır ve mağdurlar bu komisyonda temsil edilmemektedir.
Bu güne kadar yaptığımız siyasi, idari ve hukiki girişimlerimiz sonuçsuz kaldı. „Acılarımız siyaseten istismar ediliyor“ endişesinin arttığını belirtelim.
Umut etmek istiyoruz ki bu ’’özür’’ lafta kalmaz ve toplumsal barışa katkı sunacak bir fırsata dönüşür.
Biz 1937/38 mağdurları, bir toplumsal barış ve hakkaniyet adımı olarak bu ’’özür’’ün biçim ve içeriğindeki eksikliklerin giderilmesini , TBMM ve T.C. Cumhurbaşkanlığının
sürece dahil edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu amaçla; Siyasi partilerin Dersim Tertelesini siyasi polemik konusu yapmadan, mağdurların acılı hatıralarına saygılı ve
seviyeli bir dil kullanarak, yaranın iyileştirilmesi ve insan hakları zeminin de ortak hareket etmelidirler.
Özür ile önemli bir adım atılmış olmasına rağmen, yüzleşme sürecinin zamana yayılacağı açıktır. Bu insanlık dramının gün yüzüne bütün yönleriyle çıkması için meclisteki bütün partilerin temsil edileceği bir “Dersim 1937/38 Hakikatleri Araştırma Komisyonu” kurulması temennimizdir.
4 Mayıs 1937 Bakanlar Kurulunun Dersim ile ilgili kararı bizim için acılarımızın başlangıç günü olması vesilesi ile, 4 Mayıs dersimlilerce, Dersim’in acı günü olarak ilan edilmiştir. Bu acı günümüzde, hükümet ve muhalefet partilerinin yanımızda olmalarını bekliyoruz. Tüm bunların toplumsal barış, iç huzur, adalet ve kardeşlik için şart olduğuna inanıyoruz.
Dersim halkı, hiç bir zaman kan davası gütmedi. Töremizin, kültürümüzün bize öğrettiği insan sevgisidir, intikam duygusu değil. Devletin kendi vatandaşını “tehdit” olarak gören, politikalarının sona ermesini, toplumsal barış ve huzur için, geçmişte yaşanmış acılarla yüzleşmesini istiyoruz.
DERSİM’LİLERİN TALEPLERİ :
1. 4 Mayıs resmen Dersim’in acılarını paylaşma günü ilan edilsin.
2. 15 Kasım 1937 tarihinde Elazığ Buğday Meydanın’da idam edilen Dersim Seyitlerinin mezar yerleri, aradan 76 yıl geçmesine rağmen acıklanmamıştır. Bunun behemahal açıklanmasını talep ediyoruz.
3. Başta Genelkurmay arşivleri olmak üzere, Dersim katliamı üzerine, bütün arşivler açılmalıdır.
4. 1938 tarihinde evlatlık ve çocuk esirgeme yurtlarına verilen, yada dönemin yetkililerince kendi üzerine kaydedilen, Dersimli yetim çocukların tam listesi açıklansın.
5. 1938 senesinde, Erzincan il sınırları içindeki köylerden toplanarak Zini Gediği’nde katledilen 97 alevinin kemikleri, tek tek DNA Testi ile tesbit edilerek, dini törenle defnedilmesi sağlanmalıdır.
6. Dersim 1937/38 Tertelesi için “Dersim 1937/38 hakikatlerı araştırma Komisyonu” kurulsun.
7. 1972 tarihinde milli park ilan edilen Munzur nehri ve Pülümür çayi üzerinde kurulması düşünülen HES ve Baraj projelerine son verilsin.
8. Dersim bu günkü “Tunceli” olarak değil, tarihi sınırları ile Dersim ismi olmak üzere değistirilen bütün köy ve kasaba isimlerimiz geri verilsin.
9. Geri dönüş teşvik edilerek, 1994-95’te yıkılan ve yakılan evlerimizin yeniden yapılması sağlansın.
10. Dersim halkının, kendi dilleri, inancı ve kültürü ile yaşaması güvence altına alınsın ve bugüne kadar uğradıkları zararlar tazmin edilsin.