Elazığ ile Dersim arasındaki 15 köyü sular altında bırakan Pembelik Barajı ve Hidroelektrik Satrali (HES) projesi nedeniyle yapılan acele kamulaştırmaların mülkiyet hakkını ihlal ettiğine hükmetti.
Bakanlar Kurulu kararının mahkeme tarafından durdurulmasına karşın acele kamulaştırmaların sürmesi nedeniyle Anayasa Mahkemesi’ne başvuran Hüseyin Akyol, Ali Haydar Akyol, Ali Ekber Akyol ve Mazruha Taydaş’ın bireysel başvurusu kabul edildi.
Mahkeme, yürütmenin durdurulmasının yanı sıra mülkleri acele kamulaştırma kapsamına alınan yurttaşlara 4 bin 800 lira maddi, 5 bin lira da manevi tazminat ödenmesini de kararlaştırdı.
Danıştay’dan sonra AYM’den de ‘ihlal’ vurgusu
Avukat Mehmet Horuş, Danıştay’ın acele kamulaştırma kararının Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğuna ilişkin çok sayıda karar aldığını anımsattı. Ancak buna karşın 15 köyü sular altında bırakan baraj için kamulaştırmaların sürdüğünü belirten Horuş, şöyle konuştu:
“Pembelik Barajı ile ilgili Anayasa Mahkemesi’nin verdiği ihlal kararı, Danıştay’ın yorumunu derinleştiren bir karar. Anayasa Mahkemesi, uygulamanın, ‘mülkten barışçıl yararlanma hakkının’ ihlali niteliği taşıdığını tespit etti. Tazminat kararının benzer uygulamalar için caydırıcı olup olmayacağını zamanla göreceğiz.
Acele kamulaştırma uygulamaları son 10 yıldır yaşam alanları üzerindeki en önemli tehditlerden biri. Ekoloji hareketi temsilcileri, bunun bir ‘savaş hukuku’ uygulaması olduğunu dile getiriyor. Acele kamulaştırma uygulaması 2’nci Dünya Savaşı hazırlıkları kapsamında askeriyeye tanınan bir yetkiydi. O dönemde, süvari atlarının yem ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla tarlalara, askerin ekmek ihtiyacını karşılamak için fırınlara nasıl el konulacağı konularını düzenlemek için getirilen bir uygulama.”
‘AİHM’de hak aramaya devam’
Uygulamanın bir ‘mülkiyet itilafı’ndan çok yaşam hakkına haksız müdahale niteliği taşıdığına dikkat çeken Horuş, “Verilen karara rağmen, Anayasa Mahkemesi, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı ile ilgili iddialarımızı bir ihlal sebebi olarak görmedi” dedi.
Anayasa Mahkemesi kararına konu olan sorunla ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi gündeminde de bir dosya olduğunu sözlerine ekleyen Horuş, “AİHM, Anayasa Mahkemesi’nin kararını bekleyeceği yönünde karar almıştı. Bugünkü kararla birlikte özellikle çevre hakkı boyutunda AİHM’de hak aramaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.