1996 yılında Dersim'de doğan Senem Arın, köy hayatında bağlama ile iç içe yaşamış. Aleviler'de bağlamanın inanç ve kültürde önemli bir yere sahip olması ve her evde bir bağlamanın bulunması Arın'da bağlama sevgisinin gelişmesine vesile oldu.
Lise yıllarında bağlama kursunun açılması ile bağlama sevgisini farklı bir noktaya taşıyan bağlama ustası Arın, lise eğitimini tamamlamasının ardından Adıyaman Konservatuar bölümünü kazandı. Konservatuar okuduğu zamanlarda parmakları olmayan bağlama ustası ile tanışması Arın’da önemli bir etki yarattı.
5 yıldır sürdürdüğü bağlama yapımı serüvenini anlatan Senem Arın, şu ifadeleri kullandı:
"Lise zamanında Cafer hocam vardı, onunla birlikte bağlama dersleri almaya başladım. O zaman bağlamaları tamire gönderdiğimiz bir yer vardı. Bağlamaların tamiri uzun sürdüğü için haftalar sonra bize ulaşıyordu. Hocamız keşke bizden biri de bağlama tamiratı yapsaydı dedi. O dönem böyle bir düşünce oluşmadı bende. Daha sonra konservatuar sınavlarına hazırlandım. Adıyaman'da Konservatuvar bölümünü kazandım. Orada okuduğum zamanlarda, bir bağlama ustası Abuzer ustayla tanıştım. Atölyesine gidip geliyordum. Sol elindeki iki parmağını kaybetmesine rağmen çok güzel işler çıkarıyordu. ‘Çalamıyorum ama yapabilirim’ diyordu. Bu beni çok etkiledi sonra oradaki konservatuarı bıraktım geldim ve İzmir'de hocamın yardımları ile okula hazırlandım ve Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi konservatuvarı Çalgı Yapımı bölümünü kazandım. 2015 yılındaki bu süreçten sonra, yine hocamla beraber bağlama yapımını öğrenmeye ve yapmaya başladım."
Bağlama yapımcılığını çok sevdiğini ve tutkuyla yaptığını belirten Arın, kadınların bağlama yapamayacağı yargısını da yıkmak istediğini ifade etti.
Arın, kadınlardan çok erkeklerden daha olumlu tepkiler aldığını kaydetti.
Senem Arın, şöyle devam etti:
“Bu işi yapmak istiyorum, genel olarak erkeklerde kadınlar bağlama yapamaz yargısı vardır. Benim istediğim bu yargıyı kırmak, severek yapıyorum, bir inat uğruna yapmıyorum. Sağ olsun hocalarımız çok yardımcı oldular bana, gerek Ümit hocam gerek Kemal hocam açısından şanslıyım. Hocamın bir arkadaşı buraya geldi ve ben içerde çalıyordum bir baktı ve dedi ki, aklımdaki usta modelini alt üst ettiniz, beklemediğim bir görüntü ile karşılaştım dedi. İnsanlar bu tür görüntüye alışık değil ama alışmaları lazım, kadın hayatın her alanında her şeyi var ediyor bunu da gayet güzel yapabilir. En azından buna inanıyorum onlar yapabiliyorsa ben neden yapamayayım.”
İzmir'de bağlama yapımı hayatının ardından İstanbul'a taşınan Senem Arın, Türkiye'nin tanınmış bağlama yapım ustalarından biri olan Kemal Eroğlu ile birlikte bağlama yapımı işini sürdürüyor.
"BAĞLAMA KADIN ELİNE ÇOK YAKIŞIYOR"
Kemal Eroğlu ise, bağlamanın kadın eline çok yakıştığını belirterek, bir kadın ile aynı atölyede çalışmaktan dolayı mutlu olduğunu söyledi.
Uzun yıllardır bu sanatla uğraşan ve birçok üstatla birlikte çalışan Eroğlu, yaptığı sayısız bağlamayla gelenekten gelen bir takım vazgeçilmez teknikleri geliştirerek başarıyla uyguluyor.
1938 Dersim katliamında sürgüne gönderilen bir ailenin çocuğu olan Kemal Eroğlu, 56 yıldan beri kendisine ait yapım atölyesinde çalışmalarını sürdürüyor.
Eroğlu, "Baba kız ilişkimiz olan Senem'in de bu işe meyil vermesiyle heyecanlandım ama Türkiye'de maalesef, konservatuar mezunu enstrüman yapımcılarının sayısı 3-5'i geçmiyor. Oysa herhâlde 300'ün üstünde öğrenci mezun etmiştir çok acı, bu çocuklar öğretmen oluyor. Konservatuar mezunlarının öğretmen olmasına sıcak bakmıyorum. Bu mezunların hoca olması lazım, eğitici ve sanatçı olması lazım. Benim bildiğim bu alanda 3 ya da 4 kadın yapımcı var. Ne kadar devam ettirirler bilmiyorum ama ben sayılarının daha fazla olmasından yanayım. Kaldı ki enstrüman bir kadının eline daha çok yakışıyor. Zarif kendi nezaketi ve zarafeti içinde bağlama daha zarif duruma geliyor. Örselenmesi, yerlere atılması, gelişi güzel yerlerde çalınması işin başka bir boyutu ama işin güzel ellerde yapılıyor olması benim çok önemlidir” ifadelerini kullandı.
Müzik aleti yapımının zor olduğunu ve yapan kadın sayısının ise az olduğuna dikkat çeken Eroğlu, konuşmasına şunları ekledi:
“Müzik aleti yapmak biraz zarif bir iş, bayanların eline çok yakıştırıyorum, çalanlara da çok yakıştırıyorum yapanlara da çok yakıştırıyorum. Maalesef yapanların sayısı çok az, burası önemli bir atölye ve benim mabettim, herkesi buraya sokmam, ben bu işi yapamadığım da çok küfürler savuran bir adamım ama Senem burada olduğu için kendimi frenliyorum. Bu işin öfke ve sevinç tarafı da var. Bu enerji ve potansiyeli Senem'de görüyorum, tabi ki bunu başarır ve usta olursa bende bundan bana düşen onur payını alırım.”
Kendini henüz çırak olarak gören Senem Arın, yeteri ölçüde geliştikten sonra kendi atölyesini kurmayı planlıyor.
Haber: Ali Haydar Gözlü