Barış, insanı ve insanlığı yücelten en önemli değerlerden biridir. Barış oldukça insanlık, kendine yakışır insan hak ve özgürlüklerinin paylaşıldığı güvenli huzurlu bir dünyada yaşar. Üzerinde yaşanılan doğada barıştan payını alır. Savaşla tahrip edilmeyen, savaş artıkları ile kirlenmeyen doğa bütün yaşama renk katar.
Barışçıl bir dünyada yoksul çocukları hak etmedikleri yaşta toprağa düşmez. Esaretler yaşanmaz. Ülke ekonomisi savaş giderleri ile kriz yaşamaz. En önemlisi de ayakları altında Cennetin olduğu analar ağlamaz. Gözyaşları sel olup akmaz.
Her yılbaşlarında, dini bayramlarda ve Dünya Barış Gününde Yurtta cihanda barış olsun dileklerinde bulunduk. Barışın bir gün mutlak geleceğine inanarak hep umutla bekledik.
Barışı istemeyenler ve sevmeyenler barışın gelmemesi için ellerinden geleni yaptılar. Ülkemize barış gelsin istemediler. Kardeşin, kardeşi öldürmesini istediler.
Savaştan, kandan ve gözyaşından beslenenler BARIŞ’ı istemediler. Binlerce yıl birlikte yaşayanları kardeş saymadılar. Birbirlerine düşürüp düşman yaptılar.
Emperyalist Ülkeler, icat ettikleri yeni silahları denemek ve satmak için Ülkemize barışın gelmesini istemediler.
İsteseler barışı sağlayabilen güçler ‘Size her türlü silahı ve desteği veririz. Siz silah üstünlüğü ile onları yenersiniz’ deyip, kardeş kavgasının kan ve gözyaşının onlarca yıl sürmesini sağladılar.
Ülkemizin barış içinde ekonomik olarak kalkınmasını istemeyenler, Ülkemizin ekonomik olarak zayıf kendilerine bağımlı muhtaç kalmasını sağlamak için savaşın sürmesini istediler.
Aynı Emperyalist Ülkeler, Ülkemize her dediklerini kabul ettirmek için Ülkemizi kendi Emperyalist politikaları için ileri karakol olarak kullanmak için ülkemize barışın gelmesini istemediler.
Kendilerinin emperyalist yayılmalarına karşı çıkan ve engel olan anti Emperyalist ülkeleri, demokrasinin olmadığı ülkeler ilan edip saldırıların hedefi yaptılar. Kendilerine kuklalık yapan demokrasinin kırıntısı olmayan ülkeleri, demokrasi ülkeleri diye yanlarına alıp savaş kışkırtıcılığı yaparak dünyaya ve ülkemize barışını gelmesini engellediler.
Aynı Emperyalist Devletler, ülkemizde kardeş kavgasının ve savaşın sürmesini isterlerken ülkemizi BARIŞ içinde yaşadığı komşuları ile de savaşın eşiğine getirdiler.
Savaştan beslenen bu ülkeler, Dünya savaştıkça silahlarını satıp ekonomilerini büyüterek emperyalist olmanın keyfini sürdürdüler.
Yoksullar, çocuklarını savaşta kaybedip ülke ekonomisi ile birlikte yoksullaşırken savaştan beslenen içerdeki uzantılar da, servetlerine servet kattılar.
İnsanları birbirine bağlayan ve yakınlaştıran milli duyguları istismar edenler, siyasi getirim elde etmek için insanlığın ortaklaşa paylaştığı değerleri, savaşı teşvik edici olarak kullandılar.
Annelerin gözyaşından, akan kardeşkanından hicap duymayan, vicdanları sızlanmayan bu kandan beslenenlerden başa çıkamadığımızdan ve onları engelleyemediğimizden dolayı onları engellemesi cezalandırması için en büyük makama havale ediyoruz.
Yeter artık. Akan kardeşkanı ve Annelerin gözyaşı dursun.
Barış gelsin ülkemizin bütün coğrafyasına.
Barış rüzgârları essin ülkemizin bütün üstünde…
Fikri TAŞ
[email protected]