Yıl 2018, aylardan Kasım ayı, Tedavi nedeni ile İstanbul’a gitmiştim. O vakit damadım Halk Bankası’nda yetkili bir görevdeydi. Kızım da Uluslar arası bir şirketteydi. Tedavim 2,5 ay sürdü. İstanbul semtlerinden Alibeyköy’de kalıyordum. Zaman, zaman Eyüp Sultan’a inerdim. Bazen de Cemevi’ne giderdim. Her Allahın günü Eyüp Sultan Meydanı dolup taşıyordu. Hele Cuma günleri daha görkemli bir kalabalık, Hoca Fetva, vaaz veriyordu. Kulağıma gelen hoş bir seda ile dinlerdim. Camiye giren çıkanın haddi hesabı yok. Oturdum ağaçların gölgesinde gelen gideni seyrederdim. Ağrılarım fena halde devam ediyordu.
O arada başı sarıklı beyaz giyimli bir hoca yanında da iki kişi ile gelip oturduğum bankta oturdular. Merhaba ile birlikte kendimi tanıttım. Niye inliyorsun diye sordu hoca, ağrılarım var dedim. Namaz kılıyor musun diye sordu. Hayır hocam dedim. Neden dedi, ilaç içtiğimi ve hasta olduğumu söyledim. Kılsan Cenab-ı Hak şifa verir, ağrıların kesilir dedi. Sonrasında bacakların niye oynuyor ve titriyor dedi. Bende ameliyatlar sonucunda bu hale geldim. Önümüzden gelen geçen herkes Hoca’ya selam veriyor ve önüne doğru eğilerek elini öpüyorlar. Bu hoca olan adamı şöyle kafamda tasarlayıp, her halde sayılır bir din adamıdır diye düşündüm. Cami bahçesi tenhalaşmıştı. Bu konuşma akabinde nereli olduğumu sordu. Cevapsız bıraktım. Konuşmamız devam ederken, Namaz kılmayan, oruç tutmayan daha doğrusu islamın şartlarını yerine getirmeyene idam farz mı? Diye sordum. Olmaz dedi, Kuran’da böyle yazılmış bir açıklama yok tövbe de diye söyledi. Ben ise, ama söylentiler var diye dedim. İnanma dedi. Pekala, Müslüman müslümanı öldürüyor dedim. Bunun da yalan olduğunu söyledi. Sonrasında Suriye’de, Şam’da, Orta Doğu’da ve Dünyanın birçok ülkelerinde televizyon kanallarında dinledik, duyduk dedim. Bu hadiselere de inanma dedi. Peki, neye inanayım hocam, hep inanma, inanma diyorsun, ekranlarda gördüğümüzün, duyduğumuzun hepsine yalan mı diyelim hocam dedim. Sohbetimiz devam ediyor. Bir anda bütün ağrılarımı unuttum. Yanındakiler meğer müritleriymiş.
Ben daha sorumu sormadan fıldır, fıldır bana sen Hz. Ali taraftarı mısın diye sordu. O ne demek hocam dedim. Yani Alevi misin dedi. Bende evet hocam dedim. Siz aleviler namaz kılmazsınız, zaten fıtratınızda var. Alevi olmak suç mu hocam dedim. Hoca da yoook, o da bir millettir diye söyledi. Sonrasında peki alevi nedir, ne değildir bir fikriniz var mı? Alevilerin Müslüman olup olmadığını sordum. Yunus Emre’nin bir dörtlüğünü sana okuyacağım dedim.
Ben gelmedim davi (kavga) için
Benim işim sevgi için,
Dost evi gönüllerdir
Gönüller yapmaya geldik
Gelin tanış olalım
İşi kolay tutalım
Sevelim sevilelim
Dost aşkına beraber olalım
Hoca dinledikten sonra teşekkür etti ve beğendiğini söyledi. Önceki sorularıma elbette Müslümanlar diye cevap verdi. Sonra, merakımı bağışla hocam, kendim fazla İstanbul’u bilmiyorum. Birçok semtlerini biliyorum. Ama araştırmam fazla olmadı. Size bir din hocası olarak her sene Umreye (Hac’ca) gittiğinizi söylediniz. Hac mevsimi dışında Kabe’yi ve Mekke’nin öbür kutsal yerlerini ziyaret ettiniz. Kendinizde İstanbullu olarak diye devam ederken araya girip hayır aslen Bingöllüyüm 60 yıldan fazladır ailece burada yaşıyoruz. İyi o da güzel dedim.
Sayın hocam mademki bu kadar zamandır İstanbul’dasınız müsaadeniz olursa ve bir din hocası olarak eğer kabul buyurursanız, hoşgörünüze sığınarak size birkaç sorum olacak ve sonrasında konuşmamızı bitirelim. Bir batılı gözüyle sorularımı sormak istiyorum. Hoca da evet dinliyorum sor bakalım, bildiklerimi söylerim dedi. O bana hoca diyor, bende ona hoca diyorum. En iyisi siz bana ismimle hitap edin dedim ve şimdi satır, satır sorularımı soruyorum diye devam ettim.
Soru : İstanbul’da sayısız resmi bina var, sayısal olarak ne kadardır?
Cevap : 350.000 yanılmıyorsam
Soru : Ermeni ve Rum Kiliseleri kaç tanedir.
Cevap : 93
Soru : Katolik Kilise Sayısı kaç tanedir.
Cevap : 8
Soru : Sinagog Sayısı kaç tanedir.
Cevap : 34i Pek çok tekke ve türbeler var diyorsunuz. Ekleme yapayım dedim ve Eyüp Sultan Türbesi kim tarafından yaptırılmıştır. Fatih Sultan Mehmet tarafından dedi. Ben ise o mezarlıkta kimlerin mezarları var dedim. Hoca da inan ki mezarlıkların künyelerini okumadım dedi. Bende bir iki tane söyleseniz yeterli dedim. Peki dedi.
Soru : Medrese sayısı kaç tanedir.
Cevap : 518 adet
Soru : Kamuya açık kitaplık kaç tanedir.
Cevap : 200 Adet
Soru : İmaret Sayısı kaç tanedir.
Cevap : 200 adet
Soru : Hamam Sayısı kaç tanedir.
Cevap: 300 ün üzerinde yüzlerce han veya kervansaray, zarafet ve temizlik bakımından Avrupa’da bir benzerine rastlanmayan heybetli kışlalar bulunmaktadır dedi.
Biçim ve güzelliklerini de anlatıyorsunuz öyle mi hocam dedim. Tabi tabi dedi hoca. Bu binalar içinde en ilgi çekici olanlar hangileri dedim. Çınar ağaçlarıyla gölgelenmiş ve dini vazifesini yerine getirmeye gelen Müslümanların abdest aldıkları çeşmelerle çevrili avlularıyla simli kubbeleri ve sivri minareleriyle camilerdir dedi hoca.
Dıştan bakıldığında bu camiler büyüklük ve zevk bakımından birbirlerine benzerler. İçinin görünümü de aynıdır. Kuran’ın ayetleri ile meydana getirilen duvarları süslü, Kubbeyi tutan sütunların arasında gerili duran tellerle sayısız lambalar asılmış, yerde hasırlar veya kıymetli halılar, kürsü, şeref sandalyesi, özel olarak ayrılmış sıra diye bir şey görülmez. İmamların ve yoksullar ve yolcular için misafirhanelerin hasta ve sakatlar için hastaneler bulunmaktadır.
Hocam; bedensel ve ağır engelli karı koca olarak, ikimiz engelliydik. Sorduk taksi ile Sultan Ahmet’te bir görevliye sorduk, bize yerini tarif etti. Gittik bizi içeri almadılar. Barınmak için yer vermediler dedim. Hoca da ne diyorsun, sizi tanımamışlar dedi. Ben, yani tanımak, tanıyabilmek şart mı, tekrar yorgun argın geri döndük dedim.
Bu sorular çok önemli olduğu için özellikle sormak istiyorum,
- Eğitim öğretimle ilgili bir açıklamanız olmadı
- Nasıl
- İstanbul’da, ilköğretim okullarının sayısı ve öğretmen mevcudunu söylemediniz
- Bilmiyorum
- İstanbul’da kaç adet üniversite var
- Bilmiyorum
- Kaç tane Anadolu Liseleri ve Fen Liseleri var
- Vallahi, Bilmiyorum
- İstanbul’da ne kadar öğrenci okuyor. İlk, orta, lise, yüksek öğretim, diye sorunca bana baktı vazgeçtim.
- Son bir soru hocam,
- Kaç tane İmam Hatip Lisesi var biliyor musun?
- Vallahi epey var, epey var demekle yetindi.
- Bir daha geldiğimde öğrenip söyler misin?
- Eh! Ölmezsem hay hay!
Noktayı koydum son olarak ismini sordum, Abdulrezak dedi. Kendisi hem şerait uzmanı hem de bir din bilgini. Sonrasında iyi günler dileyerek uzaklaştım.
