Cumhuriyet Bayram tatili ile birlikte 10 gün süren bayram tatili, tam bir tatil gibi tatil oldu. Arife öncesi iki gün, resmen tatil sayılan masada kendiliğinden tatil edildi. Bayram tatiline eklendi. Resmi kurumların başları çoğunlukla on gün tatil yaptılar.
Dini bayram olması nedeni ile eş, dost, akrabalar, bu tatilde bir araya gelerek, bir arada olmanın mutluluğunu yaşadılar. Hasret giderdiler.
Basına yansıyan yurttan bayram görüntüleri, çocukları, yine üzdü. Bütün dünya, arasına katılmak istediğimiz ülkeler, görüntüleri şaşkınlıkla izlediler.
Bayramı, anlamlı kılan mezar ziyaretleri, her dini bayramlarda olduğu gibi yine duygulu görüntülere tanık oldu. Elinde mezhepçi katiller tarafından öldürülen babasının fotoğrafı ile babasının mezarını ziyaret eden Pakistanlı çocuğu bütün dünya izledi.
Şeker bayramında şeker için kapıları çalan çocuklar bu bayramda yoklardı.
Valilik tarafından düzenlenen, benim özel bir sorunum nedeni ile katılamadığım bayram kutlaması, geçen bayramda olduğu gibi Polisevinde fazla bir katılım olmadan kutlanmıştı.
Geçen bayramlar, şehrin merkezinde Öğretmen Evinde halkın büyük ölçüde katıldığı katılımlarla kutlanırdı. Bu kutlamalar, halkla, devlet yöneticilerini sıcak bir ortamda bir araya getirerek yakınlaştırır. Tanıştırırdı. Şimdilerde Gençlik Spor müdürlüğünün emrinde olan şehir merkezindeki aynı salonda, kutlamalar yapılabilir, halkın katılımı büyük ölçüde sağlanabilirdi. Bir başka mekân, ŞAROĞLU Otelinde, Yeraltı Çarşısının üstünde, yine halkın çoğunlukla katılacağı bir bayram kutlaması yapılabilirdi. Bunu, geçen Şeker Bayramı kutlaması sonrasında bu köşemde dile getirmiştim. Dini bayramlarda güvenliği tehlikeye atacak bir sorunun yaşanacağına çoğunlukla kimse ihtimal vermemektedir. Emniyet Müdürünün geçen bir bayramda hemen, hemen bütün esnafı gezerek ziyaret etmesi, bayramlarını kutlaması bunun örneğidir. Anlatılmak istenen, polisin orda olması değil. Halka yakın bir yerde halkla birlikte olunmasıdır.
DERSİMSPORUN Yöneticileri, Esnafın, Halkın bayramını kutlarken, bizimde bayramımızı kutladılar. DERSİMSPORU sorduk. Liderle aralarındaki puan farkının kapanmak üzere olduğunu, tamda başarılı oldukları bu süreçte yalnız bırakıldıklarından dert yandılar. Çalışacakları, antrenman yapacakları bir sahalarının olmadığını, şehrin mevcut sahasının onarımı için ihaleye verildiğini, ihaleyi alan müteahhidin, vaktinde taahhüt ettiği süre içinde yetiştirmediğini, işi ağırdan aldığını, antrenmanlar için il dışına komşu şehirlerin stadına gitmek zorunda kaldıklarını, bunun da ekonomik bir külfet getirdiğini, bu külfeti de karşılayacak güçleri olmadığını, kimsenin kendilerine yardım etmediklerini anlattılar.
Aradığım Gençlik Spor Müdürü, Sahanın bayram sonu 3 günlük gibi kısa sürede kullanıma hazır hale getirileceğini, ifade ederek, Dersimspora yardım için elinden gelen her türlü çalışmayı yapacağını, her kapıyı çalacağını ifade etti.
Bu bilgiyi ilettiğim DERSİMSPOR Yöneticileri, yinede bayram sonu yapacakları çalışmalara sahanın kavuşamayacağını, başka bir ilin sahasında çalışma yapmak zorunda kalacaklarını, bunun içinde yine ekonomik sorunla karşı karşıya kalacaklarını, üzgün bir şekilde ifade ettiler.
Özel İdare Genel Sekreterliğinin kulübün varlığını sürdürmesinde önemli bir kuruluş olduğunu, bunu yeterince yerine getirmediğini, ifade eden kulüp yetkilileri, Genel Sekreterin, sorunlarını kendileri ile paylaşmasını, gerekeni yapmasını istediler.
Fahri Başkanları sayılan, bir bakıma kulübümüzün kurucusu sayılan Vali beyi iki kez ziyaret edip sorunlarını aktardıkları halde Vali Beyden bekledikleri desteği hala alamadıklarını, ifade eden kulüp yetkilileri,’umarız Sayın Valimiz bizi unutmamıştır.’Diyerek Vali Beyden umudu kesmediklerini, yapacakları yardımı hala beklediklerini ifade ettiler.
Bayram tatilini, davetli oldukları, dünyanın en barışçı, en uygar, somon balıklarının ülkesi İSVEÇ’TE, geçiren gazeteci Arkadaşları aradım. Kuzeyin soğuğuna karşı hazırlıklı giden arkadaşların keyifleri yerindeydi. Anlaşılan, sarışın insanların yaşadığı ülke bizim genç gazetecilerin hoşuna gitmişti.
Bayram tatilinde bademciklerinden dolayı sık, sık ateşi çıkan anaokullu RONYA, oynayacağı mahalle arkadaşları ile bir araya gelemedi. O üzüntü ile hastalığını sebebi bizlermişiz gibi bize hep kızdı.
Şehre inen çoban köpeği KANGALIN, sokakta rastladığı bir başka kurt köpeği ile kavga etmesi, kavgayı karakolun önüne kadar götürmesi kavgayı ayırmak isteyen polislerin biber gazı sıkmak zorunda kaldıkları bayram tatilinde düşen bir başka kareydi.
Kışın, adım, adım yaklaştığı, ayak seslerinden duyulmaya başlanmış olacak ki kışlıklar saklandıkları yerden çıkarılırken, kaloriferciler hazırlıklara başladılar.
Bayramlar, bayram tatilleri, hep özlenendir. Hep beklenendir.
O görüntüler olmasa.