• BIST 9884.07
  • Altın 2954.659
  • Dolar 34.7445
  • Euro 36.5021
  • İstanbul 10 °C
  • Ankara 4 °C
  • Tunceli 1 °C

Bedensel Pozitivizmle Özşefkate Evet!

Dr. Nil KESKİN

Özşefkatin iyi yaşam ve güçlenme yolculuğundaki ilk anahtar adım olduğunu sizlerle daha önceki yazılarımda paylaşmıştım. Ataerkil yanılgıların insan bedenleri üzerinde yarattığı en büyük baskılardan biri olan kusursuz, mükemmel bedenlere karşı çıkan ve özşefkati destekleyen bedensel pozitivizm hakkında derlediklerimi ve fikirlerimi paylaşmak istedim sizlerle bu defa da. Bu bir evrensel hareket aslında. Gencinden yaşlısına hepimizin bu hareketin içinde katkılarının önemli olduğu da bir gerçek. Bu yüzden olabildiğince kapsamlı ele almaya çalışacağım bu konuyu.

Beden Pozitifliği Nedir?
İlk olarak kilolu bedenlere olan algı adına 1960’larda çıkmış olan beden pozitifliği, toplumun ve popüler kültürün ideal şekli, boyutu ve görünümü nasıl gördüğüne bakılmaksızın, tüm insanların her koşulda ve formda olumlu bir beden imajına sahip olmayı hak ettiği iddiasını savunuyor.

Vücut pozitifliği hareketinin hedeflerinden bazıları ise şöyle ;

Herkes için gerçekçi olmayan vücut standartlarını ortaya dökmek

Toplumun bedeni nasıl gördüğüne meydan okumak

Bedenin bütününün, o andaki oluş halinin, organların kabulünü teşvik etmek

İnsanların kendi bedenlerini kabul etmelerine ve kendilerine güvenmelerine yardımcı olmak

Bununla birlikte, beden pozitifliği sadece toplumun insanları fiziksel boyutlarına ve şekillerine göre nasıl gördüğünü sorgulamakla ilgili değil. Ayrıca yargıların genellikle ırk, cinsiyet, cinsellik ve engellilik temelinde yapıldığını kabul ederek bunlara da karşı çıkan bir hareket.

Beden pozitifliği aynı zamanda, popüler medya mesajlarının, yemek, egzersiz, giyim, sağlık, kimlik ve öz bakım hakkında nasıl hissettikleri de dahil olmak üzere, insanların bedenleriyle olan ilişkilerine nasıl katkıda bulunduğunu anlamalarına yardımcı olmayı amaçlıyor.

Bu tür yaşam koşullarının etkisini daha iyi anlayarak, insanların bedenleriyle daha sağlıklı ve gerçekçi bir ilişki geliştirebilmeleri hedefleniyor.

Bütün bu saydıklarım özellikle yeni dönem erkek ve kadın formu ve etkileşimini konuşmak durumunda olduğumuz bu günlerde oldukça önemli diye düşünüyorum.

Çünkü bu yargısal ve kalıplara sokan bilinçle hareket etmeye devam ettikçe baskı altında kadın ve erkekler ve ilişkiler içinde yaşamak zorunda kalıyoruz. Bu da oldukça demoralize edici...

Ortaya çıkan her kavram gibi bedensel pozitivizm kavramı da farklı toplum ve sektör kollarında farklı anlamlara da çevriliyor.  İlk çıkış noktası olan kilo ile bağlantılı yargısal algıyı yönetme yıllar içinde farklı genişlemelere uğramış durumda anlayacağınız.

2012 yılından beri de şu an özellikle benim için de bu yazıyı yazma sebebimin başında gelen bedenlerin yaş aldıkça, yada yaşanan özel durumlarla birlikte alabileceği her formun ÖZŞEFKATLE ele alınarak “tüm vücutlar güzeldir” mesajına doğru kaymaya başlayan yerinde söylemi.

Kabul edelim ki insanın mutluluğu için kendini olduğu gibi kabulü çok önemli. Bedenden zevk almak ve yaşlanma, hamilelik veya yaşam tarzı seçimleri nedeniyle doğal olarak meydana gelen değişiklikler için kendimizi hırpalamamak önemli. Pek çok danışanım ve öğrencilerimde görebildiğim bir baskı unsuru bu. Olması gerektiğini düşündüğü kadın formu ve mevcut durumu arasındaki fark ve tabi bunun hayatının kalitesini, ilişkideki durumunu etkilediğinin yargısı. Sanki eşi, sevgilisi belinin etrafındaki biraz yağlanmadan, yada doğum sonrası buruşuk karnından dolayı onu sevmeyecekmiş gibi inanç kalıpları...

Sosyal medya bu tip inanç kalıplarını desteklerken, yine son yıllarda özellikle Instagram, vücut pozitifliği hareketinin yükselişinde çok önemli bir rol oynadı. Bazı dergi ve şirketler, yayınlarında ve pazarlama çabalarında daha fazla beden olumlu olma çabalarını birleştirdi. Hatta bazı markalar bu konuda önderlik de yapıyor ve reklamlarında bu konudaki duyarlılıklarını gösteriyorlar. Bunların hepsinin faydalı olduğunu düşünüyorum. Bu yargının oluşunu engellemek, var olanları ortadan kaldırmak adına.

Tam da bu alanda son yıllarda milyonlarca kişinin takip ettiği ünlü mankenlerin, hamilelikte çatlayan karınlarını göstermeleri, yada artan kilolarıyla olan kabullerini ifade etmeleri biraz daha duyarlılık ve kusursuzluktan uzaklaşma adına yine önemli hareketler.

Şimdi dilersen bedensel pozitivizmin olmaması halinde ruhsal anlamda gençlerden başlayarak ne gibi bireysel ve toplumsal zararlar oluşturabileceğinden bahsedebiliyoruz, biraz bu konuyu açalım.

Zayıf vücut imajının bir sonucu olarak ortaya çıkabilecek sorunlar neler?

Araştırmalar, olumsuz bir beden imajına sahip olmanın, depresyon ve yeme bozuklukları dahil olmak üzere bazı zihinsel durumlar için artan risk ile ilişkili olduğunu gösteriyor. Hatta bir çalışma, 'ideal bir fiziği' tasvir eden medya mesajlarına kısa süreli maruz kalmanın bile artan vücut imajı endişeleri ve artan yeme bozukluğu semptomları ile bağlantılı olduğunu ortaya koydu.

Beden imajı, bir kişinin kendi bedenine ilişkin öznel algısını ifade eder . Bu açıkçası bedeninin gerçekte nasıl göründüğünden farklı olabilir. Kendi algı bütünlüğünün bir dışa vurumudur. Buna göre de davranış seçimi yapar. Beden imajıyla ilgili duygu, düşünce ve davranışların zihinsel sağlığımız ve kendimize nasıl davrandığımız üzerinde dolayısıyla büyük etkileri var. Ne yazık ki, tam da bu yüzden küçük çocuklar bile vücut memnuniyetsizliğinden muzdarip olabilir. Common Sense Media tarafından yayınlanan bir raporda, 6 ila 8 yaşları arasındaki kızların %50'sinden fazlasının ve erkeklerin yaklaşık %33'ünün ideal vücut ağırlığının mevcut kilolarından daha az olduğunu hissettiği ortaya çıktı. Sonuçlar ayrıca çocukların %25'inin yedi yaşına kadar bir tür diyet davranışı denediğini ortaya koydu.

Toparlayacak olursak bedensel pozitivizmin olmadığı durumlarda başlıca sorunlar :

Düşük benlik saygısı

Yeme bozuklukları: Araştırmalar ayrıca, özellikle ergen kızlar arasında, beden memnuniyetsizliğinin düzensiz yeme ile bağlantılı olduğunu gösteriyor.

Hatta toksik davranışlar geliştirip depresyona kadar varabilecek ruhsal durumlar diyebiliriz.

Benlik algısı, öziradeyle içten dışa güçlenen genç kızlar, genç erkekler, kadınlar ve erkekler olabilmek için hep birlikte bu hareketin küçük dünyalarımızda savunucu olmamızı diliyorum..

Hepinizi şefkatle kucaklıyorum..

Bu yazı toplam 915 defa okunmuştur.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 1971-2023 Dersim Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 (428) 212 10 16 | Faks : 0 (428) 212 10 16 | Haber Scripti: CM Bilişim