‘Kadim halkların sarı sıcak ışığında kültür deryasıyla buluşuyor’ sloganıyla açılışını gerçekleştiren Behzat Firik Kültür Evinde yaklaşık 40 çocuktan oluşan çocuk korosu ve eğitmenleriyle bir araya geldik. Eğitmen İsmail Gönek, “Hedefimiz; bu koro çalışmalarını ilerleterek çocukların gelecek yıl kendilerinin çalıp kendilerinin söylemelerini sağlamak” dedi.
2016 yılında Dersim Ovacık Belediyesi bünyesinde Behzat Firik anısına kültür evi oluşturulmuştu. Oluşturulan kültür evi; kültür, sanat, felsefe gibi birçok alanda faaliyet yürütülmesi ve bunları ileri taşımak adına yola çıktı. ‘Kadim halkların sarı sıcak ışığında kültür deryasıyla buluşuyor’ sloganıyla açılışını gerçekleştiren kültür evinde yaklaşık 40 çocuktan oluşan çocuk korosu ve eğitmenleriyle bir araya geldik.
İstanbul’un kirli havasından kaçıp kendi memleketine geri döndüğünü belirten kültür evinde çalışan eğitmenlerden İsmail Gönek, “Burada kooperatif sayesinde birçok çalışma yaptık. İş alanı açıldı. Terzilik yapıyorum; nohut torbası dikiyorum. Behzat Firik Kültür Merkezine başlama sebebim şu: Burada eksikliğin olduğunu hissettim. Bu kültür merkezinin daha iyi bir yere gitmesi için bir şeyler yapma çabası içerisinde bulunmaya çalıştık” ifadelerini kullandı.
“ANADİLİMİZDE TÜRKÜLER SÖYLETMEYE ÇALIŞIYORUZ”
Başlangıçta bağlama ve gitarla çalışmaya başladıklarını belirten Gönek, “Çalışmalarımızda 40’a yakın öğrencimiz vardı. İster istemez sayı düşüyor. Ama hala çocuklarımızla devam ediyoruz. Güzel çalışmalar çıkartıyoruz. Festivale hazırlandık, güzel şeyler yaptık. Daha birçok etkinlik yapacağız. Çocuklarla olan çalışmalar çok sağlıklı ve güzel geçiyor. Çocukları buraya alıştırdık, güzel işler çıkarmaya başladılar. Ana dilimizde türküler söyletmeye çalışıyoruz. Bu eksik bir durum. Çocuklar yeterince öğrenemiyorlar. Bildiğimiz kadarıyla ana dilimizde çocuklarımıza aktarmaya çalışıyoruz. Türkülerimizle bunun daha iyi ve keyifli olacağını düşündük. Ama hala eksik olan yanlarımız mutlak vardır” dedi.
“KÜLTÜR MERKEZİMİZE KADINLARIMIZI DAHİL ETMEK İSTİYORUZ”
Gönek, 5 kişiyle birlikte koro çalışmalarını sürdürdüğünü belirterek şunları aktardı:
“Bir koro çalışmamız oluştu. 22 kişilik bir çalışma. Dersim merkeze çıktık, güzel bir etkinlik yaptık. 5 arkadaşımız da bu çalışmalara dahil oldu. Eksikliklerimizi tamamladık, birbirimize yardımcı olduk. Gerçekten buranın çocuklarının buna ihtiyacı var. İyi şeyler çıkacağının farkındayız. Hedefimiz; bu koro çalışmalarını ilerleterek çocukların gelecek yıl kendilerinin çalıp kendilerinin söylemelerini sağlamak. Kültür merkezimizde drama, ebru sanatı, bağlama, gitar ve birçok müzik aleti çalışmamız var. Çalışmalarımız için biraz daha çaba gerekiyor. Ahşap çalışmalarımız başlayacak. Kültür merkezimize kadınlarımızı dahil etmek istiyoruz. Eylül ayında çocuk şenliğimiz olacak. Güzel şeyler çıkartmaya çalışacağız. Uçurtma şenliği, güneşin sofrası vb. burada kültürel anlamda çocuklara bir şeyler katabilirsek o kadar iyi şeyler olacak.”
“KÜLTÜRÜ VE İNANCIMIZI ÖĞRENMEDE EN BÜYÜK ETKEN ANA DİLİMİZDİR”
Çocuklara ana dilinde eğitim veren Taner İnal ise, “Çocuklar ilk geldiklerinde ana dillerinde konuşmaya çekiniyorlardı. Daha sonra türküler söylemeye başlayınca alıştılar. Kendi yazdığımız Zazaca parçayı çocuklara söylerken bir daha bir daha söylememizi istediler. Ailelerin çocuklarla ana dilinde konuşmaması en büyük olumsuzluk. Burada iyice alışmaya başladılar. Zazaca’ya ısındıklarını, yaklaştıklarını hissedebiliyorum. Korodaki amacımız; çocukların hem sanatsal hem kültürel anlamda beceriler kazanması, dilimize daha yaklaştırmak çocukları. Dilimiz, yazılı değil de kültür ve inancımızla birlikte çağımıza kadar geldi. Çocukların kültürü ve inancımızı öğrenmesindeki en büyük etken ana dilimizdir” ifadelerine yer verdi.
“BEHZAT FİRİK; OVACIK’IN EN BÜYÜK DEĞERLERİNDENDİR “
Daha sonra ‘Güneş Gören Yamaç’ anlamına gelen Veroc grubunu kurduklarını belirten İnal, “14 ve 11 yaşında arkadaşlarımız da var. Bizim amacımız Zazaca eserler üretip çocuklara aktarmak. Bestelerimiz oturmaya başladı. Daha önce çalışmalar yapıyorduk ve ben de iki aya yakın bir süredir bu çalışmalara dahil oldum” dedi.
“Tatillerde Ovacık’a gelip giderken hocamızın burada ders verdiğini duydum” diye sözlerine başlayan Tolga Akgül ise, şunları kaydetti:
“Burada çocuklara bağlama dersi veriyorum; çocukların kültürel anlamda bağlamayı tanımalarını isteyerek geldim. Süreç içerisinde bu çalışmaya gönüllü olarak dahil oldum. Aynı zamanda kültür merkezimizde sadece bağlama üzerine değil farklı sanat dallarında da dersler veriliyor. Gitar, ebru sanatı, drama vesaire etkinliklerle çocuklar kendi kültürlerini, dillerini öğrenmeye başladılar. Çocuklar müzik anlamında süreç içerisinde daha da geliştirmeye başladılar. Kendilerine olan özgüven artmaya başladı. Güzel dostluklar kurdular. Aynı zamanda istekleri daha çok arttı. Daha çok merak edip sorular sordular. Bizi de etkiliyor; kendimizi de daha fazla geliştirmeye çalışıyoruz. Çocuklarla beraber hareket ediyoruz.”
Akgül, Behzat Firik’in Ovacık’ın en büyük değerlerinden biri olduğunu belirterek, buranın isminin Behzat Firik olmasını çok anlamlı bulduğunu söyledi.
Sevim KAHRAMAN – Hüseyin YAŞAR