Bir kadın daha kayıp gitti şiddet sarmalında. Yıllardır yaşanan bu acı vahşeti anlata anlata dilimizde tüy, gözümüzde yaş bitti. Erkek hakimiyetinin sınır ve yasa tanımaz zulmü ve şiddeti her geçen gün artarak devam ediyor.
Ateş düştüğü yeri de de yakıyor düşmediği yeri de. Kadın cinayetleri gitgide artıyor ve bunun önüne bir türlü geçilemiyor. En son 36 yaşında bir kadın İstanbul’da bir durakta bir barbar tarafından katledildi. Neriman Sakallı . Dersim Çemişgezek Payamdüzü köyünden. Nereli olursa olsun bir kadın daha bir cani tarafından katledildiği. Neriman’ı vuran cani daha sonra kendi canına da kıydı. Kendi canına kıyması öldürdüğü kadına dair duyduğu vicdan azabı mıydı? Pişmanlık mıydı? Bilinmez. Ama sonuç erkek şiddeti ve vahşeti. Bunun adı barbarlık. Ölüm öldüreni temize çekmiyor. Neriman’ın ömrü bir soğuk namlunun ucunda tıpkı öteki kadınlar gibi solup gitti. Köyünde toprağa verilen Neriman'ın ocağına düşen ateş söner mi? Kadınlar simsiyah ağıtlarla omuzladılar tabutu. Ağırdı ölüm ve ardı arkası gelmez bu illet bir dahaki avını nerede yakalar bilinmez. Sıralı ölüm değil bu ecel de değil. İnsan eli ile reva görülmüş gömüt gibi.
Kadınlar omuzladı onun tabutunu. Attıkları slogan şuydu: “Kadına uzanan eller kırılsın!” Değiştirmiyor hiç bir şeyi bağırmak, slogan atmak. Faydası yok bu yok edilişe. Kırılsın eller ama nasıl? Kim kıracak bu zavallıların ellerini ya da parmaklarını? Bu sistem gerekeni yapmadıkça atılan bir slogan mı olayı değiştirecek. Bu avuntu toplumu. Umma ve medet toplumu. O yüzden umar ha umar. Bekler ha bekler. Ne diyelim umup beklemeye devam edin. Kim bilir belki bir gün durum değişir...