Elli günlük Dersim gezimde Lig öncesi idmanlarını izlediğim Dersimspor takımı beklentileri karşılayacak ve şampiyon olacak kadar oluşturulan bir kadro değil, izlenimi edinerek, ligin başlamasını beklemiştim.
İdman izlenimlerin sonrasında bana sorulan sorular arasında "Şampiyon olur muyuz?" sorusuna karşılık, kanatları ve orta sahası zayıf olan bir takımın şampiyon olmasının güç olduğunu ve bu haliyle şampiyon olunmayacağını lig öncesi belirtmiştim.
Geçen yıl lig öncesi idmanlarını izlediğim düşük maliyetle kurulan Dersimspor takımı, ligin ilk yarısında oluşturduğu kadrosu ile daha hırslı ve daha istekli hedefe odaklanmış bir kadrosu var iken, bu yıl lig öncesi izlediğim Dersimspor takımında ise, kurulan kadro ile hedefe varmayacak istek ve arzuda bir takım görüntüsü izlenimi edinmiştim.
Geçen yıl iyi bir kadroya sahip olan Dersimspor takımı, iyi bir teknik direktörle lige başlamamasıyla şampiyonluk şansını kaybederken, bu yıl ise tecrübeli teknik direktör Bülent Güllü’nün takımın başına getirilip, halk deyimiyle apar, topar kurulan bir kadro sonucunda, iyi bir kadro oluşturulmamasıyla bir sezon daha şansını kaybetmiştir.
Oysa ki kamuoyunda konuşulan ve yönetimden edindiğim bilgiler doğrultusunda bu yıl kurulan kadronun, bu ligin üstünde tecrübeli futbolculardan oluşan bir takım olduğu şeklindeydi.
Dersimspor kulübü tecrübeli futbolculardan oluşan ligin üstünde kurulan bir takım ise eğer, ya kurulan takımda bir sorun var, yada teknik heyetinde bir sorun var anlamına gelmekteydi.
Nihayetinde ligin başlamasıyla birlikte Dersim’de karşılaştığımız ilk Viranşehirspor müsabakasında, lig öncesi idman izlenimler sahaya yansımış, orta sahası ve kanatları olmayan Dersimspor takımında, dağınık bir takım görüntüsüyle mağlubiyeti son dakika penaltı golüyle 1 – 1'lik beraberlikle şans eseri kurtarabilmişti.
Geçen süreç içerisinde Dersimspor’un, Dersim’de oynadığı karşılaşmalarda 2 beraberliği kendi sahasında alırken ilk galibiyetini de ligden çekilen Akçadağspor karşısında 3 – 0 hükmen galip gelerek almış olup, şampiyonluğun favori takımlarında K.Maraş İstiklalspor’a Dersim Atatürk Stadyumunda 0–2'lik skorla yenilmiştir. Dersimspor deplasmanda oynadığı karşılaşmalarda ise Arapgirspor ‘u 3 -0, Elbistanspor’u da 0 – 1'lik skorla yenmiştir.
Ligden çekilen Akçadağspor karşısında hükmen galip şeklinde iç sahada 1 galibiyeti olan Dersimspor takımının, matematiksel olarak şampiyonluk şansını korurken, sahadaki görüntüsüyle şampiyonluktan uzak ruh görüntüsüyle geleceğe dair hiçbir umut vermemektedir.
Kahramanmaraş İstiklal spor müsabakası öncesi idmanları izlediğim Dersimspor takımı futbolcularıyla görüşme yapan Başkan Hüseyin Şengezer’e futbolcuların müsabakayı değil de, paraya öne olan bir konuşma yapması, takımın Dersim ruhu taşımadığı ve bu ruhla da Kahramanmaraş İstiklal spor karşısında yenilginin peşinen kaçınılmaz olduğunun bir göstergesiydi.
Tüm bu olanlara karşılık Dersim ruhuyla hareket eden Başkan Hüseyin Şengezer kendi bütçesi üzerinden “futbolculara bu müsabakayı yeterki alın, gerekeni ben yapacağım, ben söz veriyorum”demesine rağmen, Kahramanmaraş İstiklal spor müsabakası Dersim’de kaybedildi.
Oysa ki çok yakından izlediğim Dersimspor – Kahramanmaraş İstiklal spor müsabakasında iki futbolcunun sürekli markajında olan Ulaş Sarı, İstiklalspor takımında 2 futbolcu eksiltmesine rağmen arkasında gelen etkili bir golcünün veya etkili bir 10 numaranın olmamasıyla gol atma şansını yakalayamadığı gibi halk deyimiyle üstelikte,üstüne üstlük bir de penaltı kaçırmıştır.
Nitekim Kahramanmaraş İstiklal spor, Dersimspor karşısında iyi futbol oynamadan,Dersim savunmasının zayıf ve az olduğu etkili bir hücum sonucundayakaladığı iki kontratak pozisyonunu fırsata çevirerek 2 – 0'lık galibiyete ulaştı.
Halk deyimiyle sözün özü "atamayana atarlar" misali gibi bir sezon daha heba edilmeye doğru hızla ilerliyor.
Eğer, takım Dersim ruhunu yakalarsa içeride ve dışarıda önünde hiçbir güç duramaz.
