Evlenmek isteyip evlenemeyenler çok fazla. Doğru eşi bulmak dijital çağda bile zor. Acaba kiminle evleneceğim ve acaba ne zaman öleceğim, canlılığını koruyan iki kritik soru. Socrates’in şöyle dediğini hatırlayın; mutlaka evlenin. Eşiniz iyi çıkarsa mutlu, kötü çıkarsa filozof olursunuz.
Evlilik öğreten, bilgeleştiren en kadim ilişkidir.
Meslek hayatımda evlilik teklifi almamış kadınların ciddi bir yetersizlik yaşadıklarına çok fazla tanık oldum. Kadının evrimsel olarak istenen olması da yavaştan geride kalıyor. Kadın da erkek de evlenmek istiyorsa bunu kendi talep edebilir. Geleneksel kaosa neden olsa da erkeklere de evlilik teklif edilebilir.
Evlilik bir proses ve belki de evli olmak bir hâl. Bir yolculuğu var. Başlaması neyse de yürümesi, takılması, düşmesi kalkması var. Gönüllülük burada çok önemli bir sürdürücü. Canımız elbette yanacak, ters düşeceğiz. Asla uzlaşamayacağımız onlarca konu olacak. Evliliği böyle anlamak gerekiyor. Evliliği beklentilerinizden özgürleştirin.
Erkekler de kadınlar da evliliği erteliyor. Beklentilere bakılırsa evlilik için hazır bulunuşluk çok kolay değil. Evliliği erteleyen erkeklerden bazıları genç kadınlarla evlenmek ve kayıp yılları kapatmak istiyorlar. Kadınlar da maddi özgürlük ve kariyer kazanıp evlenmekten yana…
Evlenme yaşı oldukça ilerledi.
Çocuk sahibi olmak için hormonel olarak gecikmiş çok fazla çift var. Evlilik konusunda sağlamcı zihnimizi yatıştırmaya devam etmenin bedeli olarak böyle giderse daha fazla tüp bebek merkezine ihtiyacımız olabilir. Nüfus yaşlanıyor. Üreten, arayan, sorular soran kafalar azalıyor. Bu durum birçok açıdan önemli bir tehdit.
Son yıllarda garip şeyler oluyor. Daha büyüğünü, daha genişini yapmaya çalıştığımız iki yer var; daha fazla hapishane, daha fazla üreme kliniği… Bu ikisi arasındaki bağlantıyı anlamak zor değil. Toplumda güvenlik, adalet ve ekonomi alanlarındaki gerilimin etkisiyle evlenme yaşının gecikmesi çok doğal. Ve tabi bunun bir sonucu olarak nüfusun azalması da sosyolojik bedellerden en büyüğü sayılabilir.
Evliliği teşvik etmek istiyorsak boşanmaları kolaylaştırmak önemli bir adım. Tatsız bite(meye)n evlilikler, maddi ve manevi ayrışmanın çok uzaması, geleneksel baskı ile boşanamayacağını ve zarar görmeye devam edeceğini düşünenler evlilikten uzak durmayı yeğliyor.
Uzun süreli flört sonunda verilen evlilik kararının evliliğin dayanıklılığına etkisi maalesef çok az.
Hatta aşk ile başlayan evlilikler de diğer evliliklerden daha güçlü değil. Şunu söyleyebilirim; âşık olmaya açık olun fakat aşıkken evlenmeyin. Aşıkken evlenmek buğulu bir gözlükle sisli bir yolda yürümek gibidir.
Evlenmek için ekonomik, duygusal, estetik açılardan ikna olmayı beklediğimiz doğru. Bir taraftan da bu ikna araçlarının hepsi değişken. Evliliğe ikna eden nedenlerle boşanmak için geçerli nedenlerin aynı olduğunu da söylemek yanıltıcı değil. Eşinizin sosyal biri olması sizi onunla evliliğe ikna edebiliyorken bir türlü eve girmediği için onunla evliliğinizi bitirmek istiyorsunuz. Evlenmek bir bağ kurma stili… Bağ boyunduruk olmadığı sürece tutan, kapsayan ve güç veren bir yol demek.
Bağ kurmayı esaret gibi okuyan erkekler evliliği reddetmeye daha meyilli. Özgürlükle sorumsuzluk birbirine karışıyor. Bekar, yani derin bağlara kapalı, yani ‘’özgür’’, ve sorumluluklardan uzak yanılsaması…
Bunlar için evlenilmez;
- Geleceği garantilemek
- Aşkla bir hayat sürmek
- Kendini değerli hissetmek
- Ekonomik sağlamlık
- Karşındakini değiştirmek
Evlenmek için önemli nedenler;
- Derin bağlar kurmaya ihtiyacımız vardır
- Zorlayıcı yaşam olaylarına karşı yan yana durabildiğimiz bir eşle hayat daha anlamlıdır
- Hayatın her evresinde gelişen, dönüşen, duraksayan ve hatta kaybeden halimizin kabul edildiği bir evlilik ömrü uzatır
- Aile, çoğumuz için önemli bir değerdir. Bize her şeye rağmen hayata devam edebilme cesareti ve mutluluğu olanak verir
- Çocuklarımız olsun isteriz. Sahip çıktığımız, güvenli çocuklar için aile en büyük koşuldur.