• BIST 9549.89
  • Altın 3005.805
  • Dolar 34.5348
  • Euro 36.0249
  • İstanbul 5 °C
  • Ankara 4 °C
  • Tunceli 10 °C

BÜTÜN YOLLARIN ÇIKTIĞI ANKARA’DA

Fikri TAŞ

   Yılbaşıyı, DİLAN’la geçirmek için geldiğimiz, bütün yolların çıktığı Ankara’da renkli görüntülere tanık olduk. Çarşamba günü ülkenin bütün illerinden gelen sağlık çalışanları ile, KESK’e bağlı sendikaların temsilcileri, başlarındaki şapkaları, ellerindeki pankartları ile Başkentin sokaklarını, binbir çiçeğin açtığı çiçek tarlasına benzetmişlerdi. Misafir kaldığımız semte yakın ABDİ İPEKÇİ PARKI, tam bir çiçek tarlasıydı. Yeni açmış çiçeklerle, her yaştan her renkten çiçekler parkı süslemişti. Atılan sloganlar, parkı süsleyen, zenginleştiren, kuş sesleri gibiydi.
   Annelerinin kucaklarındaki, çocuk arabalarındaki bebeklerde oradaydılar. Balonları sallayan, düdük çalan kardeşlerine, bağıran annelerine, babalarına anlamadan bakıyorlardı.
   Binler, on binler, çalışanların, emekçilerin hakları için oradaydılar. Yakından duysunlar diye, Ülkeyi yönetenlerin şehrine gelmişlerdi.
   Davul zurnaların eşliğinde bayrama, düğüne gider gibi süslenmişlerdi. Coşkulu, halayların çekildiği düğün yeriydi ABDİ İPEKÇİ PARKI.
   1979 yılında menfur bir suikasta kurban giden, o günlerin ünlü gazetecisi ABDİ İPEKÇİ orada yoktu. Adını taşıyan park, yurdun dört köşesinden gelenlere kucağını açmış. Misafir etmişti.
   Slogan seslerinden ürken parkın sakinleri, gökyüzünde daireler çizerek merakla onları seyrediyorlardı.
   Aynı renk, renk çiçekler, KIZILAY’da da açmıştı. Kızılay Meydanına akan geniş kaldırımlar, taşarcasına dolmuştu. Davul zurna sesleri, slogan sesleri korna seslerini susturmuştu. Kravatlı çantalıların mekânını taşradan, kenar semtlerden, gelen kravatsızlar doldurmuştu. Hepsi orada olmanın heyecanını, gurunu yaşıyorlardı. Hepsinin yüzlerinde, karalılığın, haklılığın ifadesi vardı.
   Bir kez daha bütün yollar Ankara’ya çıkmıştı.
   Akşam televizyon kanallarında, Ankara benzeri, İstanbul un, İzmir’in on binlere, ev sahipliği yapan alanların da da çiçekler açmıştı,
   Televizyon kanallarında, Dersimde tarihi açılımın, devlet katında onaylandığının müjdesini aldık. Televizyon kanallarında gülen yüzü ile bu müjdeli haberi veren, bu tarihi adımı atan, Tunceli Üniversitesi REKTÖRÜ, haklı olarak gururluydu. Mutluydu. Üniversitelerimizde farklı ülkelerin farklı dilleri okutulurken, Bu ülkenin T.C. kimliğini taşıyan vatandaşlarının konuştukları ana dilleri üniversitelerimizde okutulmuyordu. Mardin ARTUKLU Üniversitesi ile Tunceli Üniversitesi bu tarihi ilki gerçekleştirerek.  Üniversitelerimizde, kültürümüze zenginlik katan dillerimizden, KÜRTÇE, KIRMANCA, ZAZACA, ARAPÇA dillerinin, adlarını taşıyan bilim dallarında resmen okutulmasının yolunu açtılar.
   Bu bir tarihi, demokrasi ve özgürlükler açılımıdır. Bu tarihi adımları atanlar, gerçekleştirenler, tarihin sayfalarında hak ettikleri yerlerini alacaklardır. Onları bu cesur özgürlükçü adımlarından dolayı büyük bir övgüyle alkışlıyorum.
   Ankara’nın, başkentin, adını taşıyan, başkentte, ulusal kanallar kadar izlenen BAŞKENT televizyon kanalında bizi sevindiren bir başka programa tanık olduk. Sanayi Ticaret Odası Başkanımız Yusuf CENGİZ,’İ, iki ünlü bakanla, Sanayi Ticaret Odaları Genel Başkanı HİSACIKLIOĞLUNUN arsında gördük, Bu bizi bir Tuncelili olarak çok sevindirdi. Hükümet, çıkaracağı çek yasası için, aynı zamanda konsey üyesi olan Ticaret sanayi odası başkanımızı, görüşlerini almak için düzenledikleri toplantıya davet etmişler.S.Ticaret Odası Başkanımız, yapılan toplantıda çek yasası konusunda önerilerini sunarken, ülkenin temel sorunları konusunda da bir Dersimli’ye yakışır cesur,ülkenin yararına olacak, yapıcı, uyarıcı bir konuşma yapmış.Okuduğum konuşmasından dolayı kendilerini,arayıp tebrik ettim. Sanayi Ticaret Odamızın satın aldıkları yeni yerlerinin resmi açılışına davet edilen, HİSARCIKLIOĞLUNUN, Başkanımızı bakanların arasına alıp onurlandırması gibi, açılışa katılması, Tunceli Halkını, onurlandırmanın bir başka  ifadesi olacaktır.
    Bir önceki yazımda bahsettiğim, İbrahim KORKMAZ’la ilgili bir yazımdan dolayı, Tunceli’ye gelip benimle görüşmek isteyen Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri ile Ankara’nın en eski ünlü liselerinden Atatürk Lisesinde bir araya geldik. Almanlar tarafından yapıldığı söylenen lisenin geniş yüksek tavanlı salonları, sınıfları adeta beni büyüledi. Okul Müdürünün hoş geldin demediği odasında, bakanlık yetkilileri, misafirlerini, misafir gibi karşıladılar. İki kez ısmarladıkları çaylar sonrası okulun bahçe kapısına kadar misafirlerini uğurlayan bakanlık yetkilileri kendilerine yakışan büyüklüğün örneğini sergilediler.
   Bütün yolların çıktığı Ankara’da havalar soğudu. Doğal gazla ısınan Ankara’nın havası, eksoz borularından çıkan gazlarla kirlenmesine rağmen eskisi kadar kirli değildir.

Fikri TAŞ

Bu yazı toplam 2524 defa okunmuştur.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 1971-2023 Dersim Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 (428) 212 10 16 | Faks : 0 (428) 212 10 16 | Haber Scripti: CM Bilişim