Ülkemiz, büyük bir felaketi, yıkımı, acıyı, Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Malatya ve onlara yakın illerde yaşadı. Onlarla birlikte bütün ülke yaşadı. Acı, yıkım, kayıp, çok büyüktü.50 Bin 500 insanın, canına kıymıştı. Şehirler, yerleşim yerleri, yerle bir olmuştu. Enkaz yığını, olmuştu. Binlerce, yüz binlerce, insan, evsiz, aç, susuz karanlıkta ortada kalmışlardı. Yaşanan acı, yıkım, kelimelerle anlatılmayacak kadar büyüktü. Hala da, bu büyük yıkımın acısını yaşayanların gözyaşları dinmemiştir. Bu büyük yıkım, ülke ekonomisine de büyük kayıplar, verdirmişti.
Bu büyük felaket yıkım, ülkemiz için sürekli yaşanacak büyük bir tehlike dönüşmüştür. Önümdeki, ülkemiz için düzenlenmiş deprem haritasında, deprem canavarı, ülkemizi, kuzeyden, batıdan, doğudan, birazını da güneyden, sarmış, durumdadır. İç Anadolu, Akdeniz, Güney Doğu Ana Dolu Bölgeleri ile Doğu Kara Deniz Bölgesinin uç kısmının dışındaki bütün bölgeler, iller, bu felaketin tehdidi altındadır.
Deprem haritasına, göre, deprem, bilim adamlarına, uzmanlarına göre, ilimiz TUNCELİ, yakın bir zamanda, her an yaşanacak büyük bir deprem tehlikesi altındadır. Bilim adamları, özelliklede Elazığlı hemşerimiz sayılacak deprem bilim adamı, NACİ GÖRÜR. Tehlikenin çok büyük ve yakın olduğunu, ısrarla, sık, sık dile getirmektedir.
Elazığ Milletvekilimiz, Aynı zamanda bizimde milletvekilimiz, hemşerimiz olan Sayın Gürsel EROL, büyük tehlikeden çok endişelenmiş olacaklar ki, Deprem Bilim adamı Naci GÖRÜRÜ, TBMM meclisine davet etmişler. Orada büyük bir dinleyici kitlesi ile dinlemişler. Edindikleri bilgiler doğrultusunda, ilgili Bakanlıkları ziyaret ederek bilgileri paylaşmışlar. Aynı bilgileri, Tunceli halkı ile yetkilileri ile paylaşmak, uyarılarda bulunmak için 21 milletvekili ile Tunceli’yi, ziyarete gelmişlerdi. Vali beyi ziyaretleri sonrası yaptıkları toplantıda, özellikle bu büyük yakın tehlikeyi dile getirmişlerdi. Bir an önce, yetkililerin, halkın, zaman kaybetmeden gerekli önlemleri, almalarını istemişlerdi.
Sayın Valimiz, ilimize atandığı, göreve başladığı tarihten itibaren, Tunceli’de yaşanacak deprem tehlikesini, öncelikle gündemine almışlardı. Olası bir deprem tehlikesi için gerekli tedbirleri almaya başlamışlardı. Bütün ilçeleri, ziyaret etmişlerdi. Gerekli uyarıları, yapılması gerekenleri, ilçe yetkilileri, halkla paylaşılmışlardı. Geçen zaman içinde, depreme dayanıksız olduğu belirlenmiş yapılar, yıkılmış. Mevcut binaların, depreme dayanıklı olup olmadıkları, yapılan incelemelerle, sürdürülmektedir.
Deprem tehlikesi karşısında, devlet yetkilileri gerekli tedbirleri almaya çalışırlarken, Kahraman Maraş depreminde hasar gören konutların yerine yeni deprem konutları yapım çalışmaları da sürdürülmektedir.
İlimizde, büyük bir deprem tehlikesi, korkusu yaşanırken, büyük depremden konutları, zarar görmüş.700 üstündeki, kişilere, hak sahibi oldukları resmen bildirilmiş, Yeni konutların yapımı için, zarar görmüş konutları, haber verilmeden yıkılmıştır. Bütün bu yapılanlar, mağduriyetler, ortada iken, deprem mağdurlarının hakları, hukuksuz bir şekilde ellerinden alınarak deprem konutları için verilmiş HAK SAHİBİ hakları iptal edilmiştir. Hangi gerekçe, hangi örnek, ileri sürülürse sürülsün, depremden zarar gören konut, hak sahibinin, tapulu malıdır. Elektriği de olmasa, Eski kullanılmamış olsa da oturduğu, oturacağı konutudur. Geleceğinin, korunmasıdır. Güvencesidir. Bütün bu hukuki hakları, yok sayılamaz.
Büyük bir deprem tehlikesi yaşanan bir ilde, devlet babanın, halkı depremden korumak için deprem konutları yapması beklenirken, depremden zarar görmüş, hak sahibi olmuş, yapımına karar verilmiş, deprem konutlarının, hukuki olmayan gerekçelerle, hak sahiplerinin, ellerinden alınmak istenmesi, görülmemiş, yaşanmamış bir örnektir. Devlet Babanın, büyüklüğünü, tarihi süreçlerde yapması gereken tarihi görevlerini, gölgelemektir.
Birkaç uygun olmayan örneklerle, yüzlerce hak sahibinin, gelecekte yaşanacak deprem tehlikesine karşı yaşam güvencesini elinden almak, devlet Babanın büyüklüğüne hiç yakışmaz. Umarız, AFAT Müdürlüğünün yayınladığı yeni başvurularla bu yanlıştan dönülür. Hak sahiplerinin hakları, deprem Bölgesinde, depremde,sığınacakları evleri, ellerinden alınmaz.