Bir zamanlar adını anmanın bile suç olduğu cem evlerinin, ibadet yeri olup olmadığı son yıllarda çokça tartışılır oldu. Devletin resmi temsilcileri, bazı partilerin liderleri, cem evlerinin ibadethane olmadığı açıklamalarında bulunurken, cümbüş evi olduğunu söyleyenler bile oldu.
Bu açıklamalar, ibadetlerini cem evlerinde, cem törenleriyle yapan, ülkenin büyük bir çoğunluğunu oluşturan alevi vatandaşları, çok üzmüştü.
Ankara 16. cı Asliye Mahkemesi, cem evlerinin ibadethane olduğuna karar vererek toplumu ayrıştıran, geren, laik bir hukuk devletinde yapılmaması gereken bu tartışmayı, Yargıtay engellemezse sonlandırmak istedi.
Tarihte, eski çağlarda, savaşların çoğu dinler için yapılan savaşlardı. Çağımız dünyasında eskiye oranla uygarlaşan insanlık, inançların yaşanmasına eskisi gibi müdahale etmedi. Hukuk devletlerinde, laiklik ilkesi temel alınarak, din ve devlet işleri birbirinden ayrı tutularak, halkların dinlerini, inançlarını özgürce yaşamasını, güvence altına aldı.
Bir hukuk devleti olan, demokrasi ile yönetilen ülkemizde, laiklik teminatına rağmen, Alevi vatandaşların, ibadethaneleri olan cem evlerini açmalarına, özgürce ibadetlerini yapmalarına uzun tarihi bir süreçte izin verilmedi. Bir başka dinin ibadethanelerine, ibadetlerine, kiliselerine, müsamaha gösteren, hoş görüyle bakan devlet, ülkenin büyük bir çoğunluğu olan, devletin asli unsurlarından Alevi vatandaşlarına aynı özgürlüğü istenilen düzeyde tanımadı. Hoş görüyü göstermedi.
Son yıllarda yapılan yenilikçi adımlardan, açılımlardan, biride cem evlerinin açılmalarına izin veren açılım oldu. Alevi Halkın yoğunlukla yaşadığı illerde açılan cem evleri, büyük bir eksikliği gidererek Alevi Halkın inançlarını özgürce yaşamalarını sağladı.
Cem evleri, ibadethane olmanın yanında, halkı, toplumu, bir araya getiren buluşturan, inançlar arası hoşgörünün yaşandığı kutsal mekânlar oldu.
Ailece yaşadığımız büyük acıda, acımızı paylaşmak için farklı illerden gelen, cem evinde düzenlenen cenaze törenine katılan farklı inançtaki insanlar, şaşkınlıklarını gizleyemediler, Cem evlerinde yapılanların, Müslümanlığın dışında olmadığını, aynı dinin inancı içinde olduğunu, yanlış anlaşılmalara, ön yargılara, üzüldüklerini ifade ettiler.
Cem evinde yapılan törenlere, devlet katında katılımlar, eski ön yargıların büyük ölçüde aşılmasını sağladığı gibi, birlik ve bütünlüğü pekiştirmede de önemli adımlar oldu.
Tokat ilinde, askerde şehit düşen alevi kökenli şehidin, cem evinde düzenlenen cenaze törenine, ilin valisi dışında hiçbir resmi yetkilinin katılmayışı, hala bu önyargıların giderilmediğine kötü bir örnek olurken, Tunceli Cem Evinde düzenlenen cem törenlerine, cenaze törenlerine, devlet katında, ilin Valisinin, üniversite Rektörünün, Emniyet Müdürünün, resmi kurum müdürlerinin, katılması, Tunceli ziyaretinde düzenlenen cem törenine, Cumhurbaşkanının, katılması, ülkede esen açılımların, hoşgörünün, birlik ve bütünlüğün, yaşanan yapıcı örnekleri oldu.
Tunceli Cem evine katkı, gelir, getireceği düşünülen takvimlerin, İlin Emniyet Müdürlüğü tarafından sağlanması, Cem evinin ihtiyaçları, sorunları, için Valiliğin duyarlı olması, Cem evinin kışlık kömür ihtiyacının emniyet müdürlükleri tarafından karşılanması, Cem evlerine verilen değerin, yaklaşımların güzel yapıcı örnekleri olmuştur.
Emniyet Müdürlüğünün, personelini, Alevilik konusunda bilgilendirmek için alevi dedelerinin katıldığı seminerler, toplantılar düzenlemesi, açılımın bir başka yapıcı adımı olmuştur.
Tunceli Cem Evi, ibadet törenlerinin yanında, Ebedi son yolculuklarına çıkan Dersimlilere, ailelerine, karşılıksız çok büyük hizmetler vermektedir. Dersim Halkı için büyük bir kazanım olan Cem Evi, bütün Dersimlilerin ortak değeri kutsal bir mekânıdır. Her Dersimli, deyim yerinde ise bu kutsal mekânı gözü gibi korumalı, sahiplenmelidir.
Çünkü Tunceli Cem Evi, Dersimlilerin son yolculuğunda mola verecekleri, son duraktır.
+ + +
YAVUZAKLARIN ACI GÜNÜNDE
Dünyanın dört bir yanında yaşayan Dersimlilerin, son yolculuklarına çıktıkları Tunceli Cem evinde meslektaşımız, gazeteci HAYDAR YAVUZAKIN babasının cenaze töreni vardı. Dersim Halkı, sevenleri, devlet yetkilileri, YAVUZAK Ailesinin acısını paylaşmak için oradaydı.
Babanın ardından dökülen gözyaşları, hafifçe yağan yağmur tanecikleri ile birleşip akıyordu. O,bir babaydı. Sevdiklerinden, evlatlarından, sonsuza dek ayrılıyordu. Bu ayrılığa dayanamayan sevdikleri, çocukları, onun için gözyaşı döküyorlardı.
Devlet yetkilileri, her zaman yaptıkları gibi, Dersim Halkının acı gününde, acılarını paylaşmak için yine orada cem evindeydiler.
Babasını kaybeden meslektaşıma, ailesine, başsağlığı, merhuma tanrıdan rahmet diliyorum.
Fikri TAŞ (BAŞYAZAR)[email protected]