Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün partisinin iç Anadolu bölgesi milletvekilleri ile bir araya geldi. Toplantı sırasında partisinin Eskişehir Milletvekili Haluk Özdalga “ Cemevlerinin artık iktidarları tarafından ibadethane olarak “ tanınmasını gerektiğini ifade etti ancak Erdoğan bu talebe sert bir şekilde karşı çıktı.
Erdoğan’a göre “Aleviler’in ibadethanesi cami ve mescitlerdir” ve bunlar dışındaki yerlerin ibadethane olarak kabulü kendi iktidarları tarafından mümkün değildir.
Daha birkaç gün önce AKP’ye katılan Sinan YERLİKAYA ne demişti, AKP grubunda? “ Ben AKP’nin Alevi Sorununu çözeceğine inanıyorum “ dememiş miydi?
Peki, TBMM Başkanı Cemil ÇİÇEK, TBMM’de cemevi talebi konusunda ne demişti, hatırlatalım ; “ Alevilerin ibadet yeri Cami’dir “
Diyanet İşleri Başkanlığından sorumlu Başbakan yardımcısı Bekir BOZDAĞ ne diyor? ; “ Alevilerin ibadet yeri Cami’dir “
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet GÖRMEZ ne diyor “ Cemevileri ibadethane değildir “
İşte AKP’nin Alevi Meselesinde ki çözümü bu kadar netken, bazı zat-ı saflar çıkıp hala AKP’ye Alevilik konusunda umut besliyorlar.
Romanlarını çok beğendiğim Reha Çamuroğlu’nun AKP milletvekilliği dönemindeki başlattığı “ Alevi Açılımının” nasıl da hüsranla sona erdiğini bu tasfiye edilmiş Baykal CHP’sinin Kılıçdaroğlu küskünleri galiba bilmiyorlar?
Bilmemeleri de pek hayret verici olmasa gerek. Zira bu küskünler grubunun Alevilerin sorunlarına, anadillerine olduğu kadar yabancı kaldıkları şüphe götürmez bir gerçektir.
Diğer bir gerçek ise AKP’nin cemevlerini, cemaat evine dönüştürme politikasıdır. Bu politika nasıl işliyor ve ne planlıyorlar?
1 ) AKP, cemevlerini ekonomik açıdan kendine bağlamaya çalışıyor. Cemevlerinin giderlerini Özel İdare Bütçesinden karşılamak yerine Sodes gibi projelerle dolaylı yollardan karşılayarak, cemevlerini kendisine bağımlı kılmayı böylece istediği kendisine yakın Cemevi Derneklerini kontrol altında tutmaya çalışmayı istiyor.
2 ) AKP, cemevlerini “ cami ve mescit” olarak hukuken kabul ettirebilecek Cemevi Dernek yönetimlerini destekleyerek cemevlerine “ cami ve mescit” statüsü kazandırmayı ve böylece cemevlerine imam/müftü/vaiz atamayı düşünüyor.
3 ) AKP, illerdeki müftülükler aracılığı ile cemevi derneklerinin yöneticileri ile iyi ilişkiler geliştirip, cemevleri üzerinde bir Diyanet vesayeti yaratmaya çalışıyor.
4 ) AKP, cemevleri yönetimlerinde olabildiğince ekonomik olarak kendisine bağlı kişilerin bulunmasını istiyor, bunun için Alevi kökenli iş adamlarına paravan dernekler ve federasyonlar kurdurup (Adnan Polat örneğinde olduğu gibi ) Alevi İnancını kamu ihaleleri için zapt u rap altında tutmaya çalışıyor.
5 ) AKP, cemevlerinden Alevileri soğutmak için illerdeki kurum amirlerinden olabildiğince cemevlerine gitmelerini istemekte, gidenlerin cem ibadetine uygun olmayan davranış sergilemelerini, bu uygunsuz davranışları sırasında cemevi yöneticileri ile sıkı fıkı bir ilişkide olduklarını halka göstermelerini; böylece cemevlerine ibadet için gelen insanların cem ibadetinin adabına uygun olmayan manzaralardan iğrenip ibadet için cemevlerine gelmemesi için psikolojik bir çalışma içinde olmalarını canı gönülden istemektedir.
6 ) AKP, üniversiteler yoluyla cemevleri üzerinde denetim kurmaya çalışmakta cemevlerinin faaliyetlerini belirleyebilmekte, cemaate yakın televizyonların ülkede sanki Alevi Sorunu yokmuşçasına “ toz pembe” programlar yapması için çaba sarf etmektedir.
7 ) AKP, Diyanet İşleri Başkanlığı marifetiyle Aleviliği Sünnileştirmek için sözde Aleviliğin temel eserlerinin yayınlanmasını desteklemekte, Muharrem ayında cemevlerinde cemaata yakın yazar/çizer/romancıların kitaplarının bedava dağıtılmasına çalışmaktadır.
8 ) AKP, hiçbir İslam ülkesinde olmayan 1980’lerde Diyanet İşleri Başkanlığının uydurduğu Kutlu Doğum Haftası etkinliklerini olabildiğince cemevlerinde de yapmak
istemekte, böylece cemevleri üzerinde ki Diyanet vesayetini sağlamlaştırmayı düşünmektedir.
9 ) AKP, cemevi yönetimleri ile halkı birbirine karşı soğuttuktan sonra toplumdan destek görmeyen, gittikçe itibarsızlaşan cemevi yönetimlerini tamamen kendi himayesine almakta ve bu cemevi yöneticilerine her istediğini kabul ettirmeye çalışmaktadır.
10 ) AKP, desteklediği “yürü ya kulum” dediği bazı dedeler elinden de kendisinin memurlarına/bakanlarına/bürokratlarına cemevlerinde / üniversitelerde Zülfikarları- bağlamaları hediye ettirmekte, bu karşılıklı hediyeleşmeleri yazılı ve görsel basına yansıtmakta böylece “ tozpembe” görüntülerle imajını, Aleviliğin prestijini yok ederek iyi göstermeye çalışmaktadır.
11 ) AKP, kendisine bir takım çıkar ilişkileri ile ( makam/ mevkii gibi… ) kendisine bağladığı bazı saf dedeleri bakanlarıyla görüştürmekte, bakanlar her defasında bu saf dedelerin sırtlarını sıvazlamakta ve her buluşmanın sonu bağlama elde “ hepimiz kardeşiz “ nameleriyle bitirilmektedir. Ancak yemekler yenip, herkes yoluna gittikten sonra geriye havaya uçan sözler kalmaktadır.
İşte AKP’nin cemevlerini cemaat evlerine dönüştürme projesi bu şekilde olmaktadır, değerli canlar.
AKP bunu başardığında, ortada ona yardımcı olan safların saflığında saflık kalmaz ve artık cemaat evine dönüştürdükleri cemevlerinde cemaat saflarında bir imam eşliğinde saf tutmuş olurlar. Tarih bakalım bu safları nasıl yazacak? Sırat-ul müstakim yolunda mı yoksa sırat-ul lezzine yolunda mı?
Kararı siz verin.22.02.2013
CİHAN SÖYLEMEZ
·Tunceli Hacı Bektaş-ı Veli Kültürünü Yayma ve Yardımlaşma Derneği Dernek üyesi
*Sitemizde yayınlanan köşe yazılarının sorumluluğu yazarlarına aittir.