Pülümür İl Genel Meclisi üyesi CHP'li Hüseyin Aslan, Özel İdare Genel Sekreterliği'nde düzenlediği basın toplantısına Kur'an-ı Kerim getirdi. Özel İdare Müdürü Nafiz Yıldırım'ın ilçelere yönelik hizmeti eşit yapmadığını ileri süren Aslan, "Kur'an-ı Kerim üzerine yemin etsin ben de kendisine inanayım" dedi.
Özel İdare Genel Sekreterliği'nde, CHP grubuna ait salonda, yanında getirdiği Kur'an ile basın toplantısı düzenleyen Hüseyin Aslan, Özel İdare Müdürü Nafiz Yıldırım'ı köylere hizmet götürme konusunda eşit davranmamakla suçladı. CHP'li meclis üyelerinin oturduğu köylerin yollarıyla Alevi inanç merkezlerinin bulunduğu bölgelere giden yolların yapılmadığını iddia eden CHP'li Aslan, "Tunceli özel idare genel sekreterimiz, Tunceli'deki inanç yerlerinin onarımı ve yollarının yapılması için gelen 5 milyon lira ödeneği sadece 3 ilçedeki inanç yerlerine verdi. Diğer ilçelerdeki inanç yerlerine neden ödenek ayırmadı? Bunu öğrenmek istiyoruz. Yine Tunceli'de köylerin altyapı hizmetlerinde kullanılmak için bakanlıktan gelen 2 milyon lira ödeneği, ihtiyacı olan köylere hakkıyla dağıtıp, dağıtmadığını merak ediyoruz. Bu konuda bir açıklama yapar mı? Son 3 yıldır Pülümür'e hiçbir hizmet yapılmıyor. Bunun nedeni nedir? Özel idarede 239 işçi ve memur çalışıyor, bunların içinde sadece bir tanesi Pülümürlü'dür. Genel sekreter, devletin kurumunu kendi kurumu gibi keyfi kullanıyor. Yetkililer, bu durumu araştırıp, gereğini yapmalıdır" diye konuştu.
Yanında getirdiği Kur'an-ı Kerim'i eline alan Aslan, özel idare genel sekreterine çağrıda bulunarak, şunları söyledi:
"Bugün, buraya doğruları söylemek için geldim. Sayın özel idare genel sekreterimiz, geçmiş yıllarda Pülümür'de müftülük de yapmıştır. Kur'an-ı Kerim'e inandığını da biliyorum. Bu sorduklarımın doğru olduğuna dair bilhassa Kırmızıköprü için gelen ödenek, neden bu köy için kullanmadı? Bir de Mazgirt İlçesi İsmailli köyünde iş makinesi çalıştırıp, çalıştırmadığına dair bu Kur'an-ı Kerim üzerine yemin edebilir mi? Bu Kur'an-ı Kerim üzerine el basarak, yemin etsin ben de kendisine inanayım. Basın yoluyla bu çağrıyı yapıyorum. Söylediklerinin doğruluğuna inanıyorsa söyledikleri doğru ise bu Kur'an-ı Kerim üzerine yemin etsin, ben kendisine inanayım."