Geçtiğimiz hafta CHP Genel Merkezi tarafından görevlendirilen yaklaşık 15 milletvekili hem il merkezinde hem de ilçe merkezinde çeşitli temaslarda bulundu. Siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri, sendikalar, esnaflar ve yurttaşların sorunları dinlendi.
Tüm bu ziyaretlerin hepsini olmasa da bir kısmını izleme ve takip etme fırsatı buldum.
Özellikle Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal ile CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç'un temaslarını yakından takip ettim.
Gözlemlerim şöyle;
1. Program gereği CHP'li milletvekilleri gruplara ayrılmış. Bu gruplar arasında en "zorlu görev" Orhan Sarıbal'a verilmiş. Sarıbal'ın ziyaret listesinde hem EMEP hem de HDP vardı. Sarıbal bu görüşmelerde biraz terledi. Cümleleri toparlamakta zorlandı. Her sıkıştığında lafı yuvarlayarak sözü demokrasiye getirdi. Kürt sorununu açıktan ifade etmedi. CHP, Kürt meselesinde zaten kırıklarla dolu olan karnesini henüz düzeltebilmiş değil. Kürt sorununu açıktan ifade etmemeye devam ediyorlar.
2. Orhan Sarıbal, gerek EMEP ziyaretinde gerekse HDP ziyaretinde bir sürü not tuttu. Özelikle asimilasyon, anadilde eğitim, Kürt sorunu, dil ve kültüre ilişkin sorunları detaylıca kaleme aldı. "Bu notlar ne olacak?" dediğimde ise, "Genel merkez düzeyinde raporlaştırılacak" dedi.
3. HDP ziyaretinde, HDP'li yöneticiler hem genelde kısmen de yerelde yaşanan sorunlara dikkat çekti. Karşılıklı iyimser bir görüşme olduğunu ifade edebilirim. Ancak EMEP ziyaretinde CHP'ye yönelik eleştiriler de vardı. Özellikle Kılıçdaroğlu'nun "biz" dili yerine "ben" dili kullanılması eleştirildi. Ayrıca toplumsal vakalarda CHP'nin "sokağa çıkmayın" çağrısına bir eleştiri geldi. EMEP tarafından bunun doğru olmadığı ifade edildi.
4. Orhan Sarıbal gibi tarım alanında, ziraat alanında uzman olan bir milletvekilini, ayrıca ulusal soruna bakışı kısıtlı olan bir milletvekilini HDP ve EMEP'e göndermek biraz acemilik gibi geldi bana. Dersim'e gelen 15 milletvekili arasında Kürt sorununa yaklaşımı daha kapsamlı olan isimler de vardı en nihayetinde...
5. CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç'un TMMOB ziyareti ise tam bir hayal kırıklığı oldu benim için. Ali Öztunç, CHP'nin Çevre ve Doğadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı'dır. TMMOB'a yapılan ziyaretin ya süresi kısaydı, yada CHP'nin ekolojik perspektifi sorunluydu. İkisinden biri... Çünkü Ali Öztunç, Dersim'deki madenlere ve vadilerin korunmasına ilişkin bir bakış ortaya koyamadı. Sorular cevapsız kaldı.
6. Elbette ki Sütlüce bölgesinde yapımı planlanan Katı Atık Entegre Tesisi de gündeme geldi. Öztunç'un projeye yönelik tek anti-tezi "Derin Deşarj" olmaması yönündeydi. Ali Öztunç, bir tane pire için bütün yorganı yakmış oldu.
7. CHP'nin Çevre ve Doğadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç, Sütlüce bölgesindeki köylülerle de bir toplantı yaptı. Bir yandan topu TMMOB'a attı, diğer yandan Tunceli Belediyesine attı. Kendi partisinden olan Pülümür, Ovacık, Nazımiye ve Pertek belediyelerinin bu projenin ortağı olduğunu unuttu. Aynı zamanda bu ilçe belediyelerinin halen DER-KAB Meclisi'nde yer aldığından söz etmedi.
8.Köylülerin, "CHP'li belediyeler DER-KAB'tan çekilsin" talebi de karşılıksız kaldı. Bunu şimdilik yapamıyoruz gibi bir şey söyledi. Toplantı sonrası görüştüğüm köylüler de artık her şeyin farkına varmıştı. Dersim'deki siyasetler bir oyalama taktiği içerisinde. Köylüler de artık bunun farkına varmış oldu.
İşte CHP'li heyetin temasları benim gözlemlediğim kadarıyla böyle. Tüm bunlar birer eleştiri değil, somut gözlemlerden oluşmaktadır. Tüm bunlarla birlikte CHP'li vekiller kentte birçok dinamikle bir araya geldi. Ancak ketin sorunlarını yakından gözlemleyen gazetecilerle bir araya gelmedi. Böyle bir yan yana gelişin sadece CHP'ye değil, tüm siyasetlere katkı sunabileceğini düşünüyorum.