Oyun kapkaranlık sahnede Feuerbach’ın “Biraz ışık” deyişi ile açılır. İnsanlar zifiri karanlıkta oturup bekliyorlar. “Karanlık yeniden aydınlanacak mı?” sorusuyla devam eder. Almanca Feuerbach “ateş ve dere” sözcüklerinden oluşmaktadır. Oyunda ateş ve dere arasında geçişleri, yaşamdaki zaman serinliği sıcaklığı aynı anda hissedeceksiniz. Aslında oyunda Ludwing Feurbach’ın izlerinin olabileceği, Feurbach isminin yazar tarafından özellikle seçilmiş olabileceğini düşündüm.
Ludwig Feurbach’ın en önemli düşüncesi “yabancılaşma” üzerine olandır. Ludwig Feuerbach, tanrı denilen şeyin aslında insanın kendi düşüncesi ve kendi özü olduğunu söyler. Ancak insan bu özü kendi dışına taşımış ve kendisine dışarıdan bakan bu figüre tanrı adını vererek kendisini ikiye bölmüş ve kendisine yabancılaşmıştır. Böyle bir tanrı düşüncesinden vazgeçmeden insan kendi yabancılığından kurtulamaz demiştir.
MEKAN VE ZAMAN ARASINDAKİ GEÇİŞLER VURGULANIYOR
Oyundaki Feurbach insanı yani kendisini şizofrenik bir şekilde kendini ben ve öteki diye ikiye bölmüş olduğunu ve kendinin dışına çıkmış olduğunu söyler. Kendisine dışarıdan bakan öteki figüre geçmişindeki üstün oyunculuk yeteneğini koymuştur ve bu düşünceyle kendine yabancılaşmıştır. “Bu kadar meşhur olmama rağmen insanın biyografisinden boşluklar olamaz mı? Eğer bu rolü alamazsam kendimi yok ederim.” cümleleriyle bu durum vurgulanmaktadır.
Ludwig Feurbach’ta, mekan ve zaman tüm varlıkların varoluş biçimidir. Sadece mekan ve zaman içindeki varoluş bir varoluştur. Mekan ve zamanın yadsınışı, onların özünün değil, yalnızca sınırlarının yadsınışıdır. Zamana tabii olmayan bir duyumsama, bir irade, zamana tabii olmayan bir düşünce ve bir varlık anlamsızlıktır. Metafizikte, şeylerin özünde mekanla zamanın yadsınması zararlı pratik sonuçlara yol açar. Zaman ve mekanın konumunu her yerde savunan bir kimse yaşamda da ölçülüdür ve pratik bir anlayışa sahiptir. Oyundaki Feurbach’ta da mekan ve zaman arasındaki geçişler çarpıcı bir şekilde vurgulanmaktadır. Özellikle Feurbach’ın kuşlarla buluştuğu sahne ışıklarla birlikte muhteşemdir.
Feurbach, oyun kişisini yaratabilmek adına kendi derinliklerine ve geçmişine doğru dalışa geçer. Kendisiyle bir yüzleşme sürecidir. Feurbach bu süreç içinde, belki de yaşamının sonuna kadar unutmak istedikleriyle karşılaşmaktadır. Bu yüzleşme oldukça yorucu olacaktır. Oyundaki genç kişi belki de onun geçmişine doğru yolculuğunda bir vesiledir.
VURGULAR DAHA ÇOK IŞIKLARLA YAPILMAKTA
Selçuk Yöntem’in yorumuyla 22 yıl önce sahnelenen “Benim Adım Feuerbach” yeniden tiyatroseverlerle buluşmaktadır... Selçuk Yöntem’in yanı sıra Toprak Can Adıgüzel ve Gülçin Kültür Şahin rol almaktadır. Tüm tiyatro izleyicilerinin biraz ışığa bir şeyler bulabileceği bir tiyatro deneyimi sunan Benim Adım Feuerbach’ın dekor tasarımı Gül Emre’nin, ışık tasarımı ise Yakup Çartık’ın imzasını taşıyor. Oyunda çok fazla dekor kullanılmamıştır. Dekordan daha çok ışıklarla vurgular yapılmaktadır.
Oyuncu Selçuk Yöntem, 6 yıl aranın ardından tiyatro sahnesine Benim Adım Feuerbach oyunu ile dönmektedir. Yöntem, tıpkı kendisi gibi sahnelere uzun yıllar ara veren ve sonrasında kendisini seçmelerde bulan bir aktörü, Feuerbach karakterini; 22 yıl önce olduğu gibi yine Ayşenil Şamlıoğlu yönetmenliğinde canlandırıyor. Selçuk Yöntem ve Ayşenil Şamlıoğlu yıllar sonra aynı oyunu sahneye koyarak oyundaki Feurbach gibi kendileriyle yüzleşip kendi yaşam oyunlarının sağlamasını mı yapmaktadırlar.