Varlıklı bir aileden gelmiyorum. Ve bütün gayretime rağmen zarzor geçiniyorum. Öyleyse benim halktan biri sayılmam gerekmez mi? Ama hayır. Ben halktan biri değilim. Sebebi şu:
Bilindiği gibi, zorla yaptırılmış bir seçim geçirdik. Ak Parti, hemen hemen, yüzde elliyi bulan bir oy aldı. Oysa Haziran seçiminde aldığı oy oranı yüzde kırk bir civarındaydı.
Hiç alçak gönüllülük göstermeyeceğim: Ak Partinin oy kaybına çok sevinenlerden biri olmadım. Çünkü, fiyat artışlarına, bir takım yoksulluk söylentilerine, Doğu ve Güneydoğu’daki ölümlere, Orta Doğu nedeniyle yitirilen itibara rağmen, Ak Parti’nin oy oranı gene yüksekti.
Meğer sevinmem gerekiyormuş. Çünkü 1 Kasım seçimlerinde Ak Parti’nin oy oranı yüzde elliyi buldu.
Bu yüksek oy oranına güvenen Sayın Cumhurbaşkanımız başkan olmak istiyor. Ama bu konuda “Anadolu İhtilali’nin” sahiplerinin söyledikleri var.
Atatürk’ün “Yeni devlet” için söylediklerini Ord. Prof. Enver Ziya Karal seneler evvel bir kitapta toplamış. Okunmuş mu acaba?
İsmet Paşa da CHP’nin 10 Mayıs 1946 tarihli kurultayında şunları söylemiş: Biliniyor mu acaba?
(… “Ben, daha geniş müddetli ve yetkili bir devlet reisi olmak tekliflerine karşı koyacağım. Bunu, benden sonra geleceklerin işi sayarım. Benden sonra geleceklere de bugünkü tertibin bünyemize uygun olduğunu söylemekte ısrar ederim.”…)
Halkımızın bilgisine sunulur.