İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde yapılan basın açıklamasını DEDEF Genel Başkan Yardımcısı Hasan Güzel okudu.
“Topla, tüfekle, sürgünlerle başaramadıklarını tarikatlar eliyle yapmak istiyorlar” diyen Hasan Güzel, şunları dile getirdi:
“Dersim’de dernek ve vakıf adı altında kurumlaşan bu tarikatların devletten bağımsız faaliyet sürdürdüklerine inanmıyoruz. Tam tersi bir devlet politikası olarak düşünmekteyiz.
Bilimin ve aydınlanmanın merkezi olması gereken Munzur Üniversite’si, bu gerici cemaat/tarikatların cirit attığı ve kadro kaptığı bir çiftlik haline gelmiş durumda ve üniversite uzantılı kentteki cemaatler aynı zamanda birbirini beslemekte ve kollamaktadır. Bu durum asla kabul edilemez.”
“HALKIN CEVABI SERT OLACAKTIR”
Hasan Güzel, Dersim’deki cemaat ve tarikat yapılanmasının toplumsal gereksinimden kaynaklı olmadığını vurgulayarak, “Bu yapılanmalar örgütlenme özgürlüğü kapsamında düşünülemez” dedi.
Güzel, Dersimlilerin inancından koparılmaya çalışıldığını söyleyerek şöyle devam etti:
“Bugün caddeleri, sokakları ırkçı sembollerle donatılan, inanç yerleri, dağı taşı bombalanan, doğası, maden ocaklarıyla talan edilen, ormanları yakılan, kutsal kabul ettikleri dağ keçileri için av ihalesi açılan Dersim coğrafyası sahipsiz değildir.
Doğa katliamından sonra bir başka kuşatma, tarikatlardan cemaatlerle, AKP’nin hükümet ve devlet gücüyle, Dersim’i öz gücünden, öz kimliğinden ve inancından koparmaya çalışıyorlar. Ahtımız aht, sözümüz söz olsun, tarikatlara da AKP’ye de bu kuşatmaya da dur diyeceğiz. Buradaki misyonerlerini bir an önce geri çeksinler, geri çekmezler ise bu halkın vereceği cevap sert olacaktır.
‘Dersim’e sefer olur ama zafer olmaz’ diyen Alişer Efendi’nin felsefesini ve Raa Haqi inancını esas alan insanlığın ortak değerlerinde yürüyen Dersimliler ve dostları geçmişte olduğu gibi bugün de teslim olmayacaklardır.”