Baro Başkanı Barış Yıldırım, gönderdiği dilekçede 1937/38 süreci ve sonrasında resmi devlet görevlileri tarafından gerçekleştirilen eylemler için bugüne kadar devletçe herhangi bir işlemde bulunulmamasının insanlık vicdanını en az Dersim Askeri Harekatı kadar incittiğini belirtti.
Ölüm, sürgün, evlatlık verme
Dilekçede Yıldırım, Dersim Katliamı’nda binlerce insanın katledildiğini, sürgün edildiğini ve birçok çocuğun da evlatlık verildiğini belirtti.
* Dersim 1937/38/39 Askerî Harekâtı öncesinde başta Jandarma Genel Komutanlığı, Umumî Müfettişlik ve sair olmak üzere çeşitli idarî / askerî mercilerce Dersim’e yönelik raporlar hazırlanmış ve nihayet 25 Aralık 1935 tarihli Tunceli Vilayetinin İdaresi Hakkında Kanun çıkarılmış ve neticeten 4 Mayıs 1937 tarihinde Bakanlar Kurulu tarafından alınan bir karar ile Tunceli’de “şedit ve müessir” bir askerî harekâtın yapılmasına karar verildi.
* O tarihlerde yürürlükte bulunan başta mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanunu hükümleri olmak üzere birçok mevzuat hükmüne aykırı olarak Tunceli’de [her yaş grubundan ve kadın / erkek ayrımı yapılmaksızın] binlerce kişi kasıtlı olarak katledildi.
* Askerî Harekât sürecini takiben binlerce kişi Türkiye’nin çeşitli yerlerine sürgün edilmiş ve gönderildikleri yerlerde mecburî iskâna tabi tutuldu.
* Tunceli’de 1937/38 yıllarında birçok çocuk ailelerinin rızası hilafına cebren ailelerinden alınarak çeşitli ailelere evlatlık olarak verilmiş ve bu çocukların tamamına yakınından bir daha haber alınamadı.
* 1937/38 Askerî Harekâtı süreci ve sonrasında on binlerce çocuk, kadın ve erkeğin insanlık vicdanını derin bir şekilde yaralayan hayal bile edilemeyecek kötülüklerin kurbanı olduğu tarihsel bir gerçek.
* 1937/38 yıllarında resmî görevli sıfatıyla Tunceli’de bulunan çeşitli şahısların anlatımları devlet tarafından gerçekleştirilen trajediyi açıkça ortaya koyuyor.
Talepler
Yıldırım, yukarıda sayılan tüm suçlar sebebiyle Bakanlar Kurulu’ndan şunları talep etti:
1.Özür dilenmesine ve özrün kamuoyuyla paylaşılmasına,
2.Dersim 1937/38/39 sürecine dair hakikatin tamamının kamuoyuyla paylaşılmasına,
3.Öldürülenlerin yakınlarının onurlarını, itibarlarını ve haklarını iade eden resmî bir açıklama yapılmasına,
4.Kayıpların nerede olduklarının araştırılmasına; kaçırılan çocukların ve öldürülenlerin kimliklerinin tespiti için araştırma yapılmasına; öldürülenlerin naaşlarının bulunması, tanımlanması ve ailelerin ve toplumların kültürel pratikleri veya mağdurların vasiyet ettiği veya ettiği varsayılan şekillerde yeniden gömülmesi için gerekli işlemlerin yapılmasına;
5.Dersim 1937/38/39 süreci ve sonrasında meydana gelen hadiselerle ilgili olarak sorumlulukların kabûlünü ve gerçeklerin tanınmasını içerecek şekilde kamuoyundan özür dilenmesine,
6.Öldürülenler için anma törenleri düzenlenmesine,
7.Dersim 1937/38 süreci ve sonrasında meydana gelen ihlâllerin doğru bir anlatımının uluslararası insan hakları hukuku ve uluslararası insancıl hukuk eğitimi ve çalışmalarına yönelik dokümanlara dahil edilmesine,
8.Söz konusu ihlâllerin bir daha tekrar edilmeyeceğine dair garanti verilmesine; Bakanlar Kurulu'nca karar verilmesi.