Son zamanlarda taş ve kum ocaklarının doğa üzerindeki tahribatının tartışıldığı belirtilen açıklamada, “İl örgütümüz, Pülümür suyu üzerinde kum ocakları ve Mili köyüne yakın taş kırma ve kum eleme tesislerine karşı başlatılan imza kampanyasına dair, işletmecisiyle görüşme yapmış ve olumlu sonuçlar almıştır. Taş ocağı işletmecisi, halkımızın taleplerine olumlu cevap vermiştir” ifadeleri yer aldı.
“1938 soykırımı ve 1993-94 köy boşaltmalarından sonra insansızlaştırılan topraklarımızın bir kısmı halen yasak kapsamındadır” denilen açıklamada ziyaret ve kutsal sayılan toprağa gidilemediği vurgulandı.
“ORTAK TEPKİMİZİ ÖRGÜTLEMELİYİZ”
Kentte en kutsal Düldül Tepesi’nin adeta işgal altında olduğu kaydedilen açıklamada, “Halkımız çok uzun yıllardır bu kutsalını ziyaret edip çıra yakamamakta, lokmasını bu ziyarette pay edememektedir. Toprakları ve kutsallarından koparılan halkımız yoğun bir asimilasyon altında tutulmaktadır. Dersimde yaşanan tüm çevresel, siyasal, toplumsal ve kültürel olaylara karşı ortak tepkimizi örgütleyemezsek belediyemize Dersim tabelası da asamayız, yıkılmak için göz dikilen en büyük değerlerimizden Seyid Rıza heykelini de koruyamayız” ifadelerine yer verildi.
“HALKIMIZIN YANINDA OLACAĞIZ”
Açıklama şöyle devam etti:
“Her tepeye dikilen, tüm doğayı tahrip eden ve mahremiyetimize göz diken kalekollara dair de bir çift sözümüz olmalı. Yine her yaz mevsiminde güvenlik güçleri tarafından yakıldığı söylenen ormanlarımıza da aynı duyarlılıkla yaklaşmak, onları her türlü saldırıdan korumak sorumluluğumuz var. Demokratik, ekolojik ve cinsiyet özgürlükçü paradigmayı kendine esas alan partimiz HDP, bol akarsuların olduğu, fauna ve flora çeşitliliği ayrıca endemik tür bakımından bir dünya mirası olan doğamıza ve halkımızın yaşam kültürüne yapılan her saldırıya karşı, halkımızın yanında olduk, yanında da olacağız.”