• BIST 9614.28
  • Altın 2928.974
  • Dolar 34.6381
  • Euro 36.4981
  • İstanbul 8 °C
  • Ankara 3 °C
  • Tunceli 2 °C

Dersim Jenosidi, Dersim Assemblesi ve Ocakları Üzerine

Dersim Jenosidi, Dersim Assemblesi ve Ocakları Üzerine
Av. Hüseyin Arslan – Londra
4 Mayıs Bakanlar Kurulu genelgesi tarihinin başlı başına bir yıldönümü nedeni olması kararı biraz daha ayrıntılı konuşulabilir ve Dersiman yaşlılarımızın görüşü alınabilirdi. Hatta bu konuda ilk söz hakkı onlara verilmeliydi, zira Tertele mağduru şahısların ve mağdur bir jenerasyonun ruh hali, ifade tarzı, acıları anma ve hatırlama hissi farklıdır. Söz o ki, misal 15 Kasım ruhu ile 4 Mayıs ruhu aynı ruh halleri değildir. Aralık 1935, 4 Mayıs 37, 15 Kasım 1937, Temmuz veya Ağustos 38 tarihleri bazı önemli tarihlerdir. 4 Mayıs kararı erken alınmış bir karardır fakat teknik olarak içeriği aynı kastı barındırmaktadır. Söz gelimi eğer bir karar ve başlangıç söz konusu ise Tunceli Kanunu da aslında jenosid imar planıdır ve asıl plan ve aksiyon bu kanun ile hazırlanmıştır. Deyim yerinde ise 35 kanunu bir jenosid kanunu, bir jenosid emaresidir. Bu gelişmelere düşünüldüğünde asıl söz hakkı Dersim ataları olan yaşlılara verilmeliydi. Zira ruh hali ve acıların ifade tarzı asıl belirleyici bir reaksiyondur Tertele mağduru bir birey ya da toplum için. 15 Kasım anmaları görüldüğü kadar daha etkili olmaktadır toplum nezdinde. Temmuz ve Ağustos 38 dönemi de en çok acıların yaşandığı ve toplumun hafızasının zedelendiği bir dönemdir.
İkinci bir mesele ise Tertele ve Roza Şae söylemleridir. Bana öyle geliyor ki Roza Şae ismi Dersiman bir ruh halini yansıtmamakta ve söylemde kalmakta adeta Dersiman mağdur haline tezat oluşturmaktadır. Zararı olmamakla beraber asıl kavram Tertele olmalıdır. Tertele jenosid kavramına denk gelmekte ve hatta jenosidden önce gelen ve daha kapsamlı bir tanımlama, bir halk tanımlamasıdır ve dünyanın hiç bir yerinde böyle bir halk tarifi pek görülmemiştir. Sahiplenilmeli ve Dersiman literatürde asıl kavram olmalıdır.
Dersim jenosidi üzerine ‘özür dilenmesi’ meselesine gelince; Tertele mağduru Dersim etnisitesi adına özür dilemek her şeyden halka rağmen ve halk adına jenosid karşılığı bir aldatma ve unutturma kampanyasından başka bir şey değildir. Şöyle ki, Dersim etnisitesi yok edilmek istendi ve etnik kimliği dönemin askeri rejimi bünyesinde süngünün ve silahın hedefi oldu, yani yok sayıldı veya yok edilmek istendi tamamen. Bu kasıt ve fiil karşılığında ‘özür’ istemek büyük bir hata ve yanılgıdır. Bunu açıklamak zor olmasa gerek. Her şeyden önce Dersim etnik toplumu tanınmalı ve inançları ve kimliği resmiyet kazanmalıdır. Döneminde yerinden edilen ailelerin mülkiyetleri dikkate alınarak ve uğradıkları zarar tamamen tazmin edilmelidir. Zararın karşılanması maddi ve manevi olmak üzere ikiye ayrılmalı ve bütün hasarlar telafi edilmelidir. Dersim etnik identitesi kabul edilmeli ve Dersim coğrafyası sınırları ile beraber tanınmalıdır. Dersim’de yapılanların Parlamento tarafından jenosid olduğu Kabul edilmeli ve itibarı iade edilmelidir. Dersim etnik toplumunun itibarı iade edilmeden, kimliği ve etnik coğrafyası tanınmadan ‘özür’ dilenmesi abesle iştigaldir ve Dersimlileri uyutma çabalarının bir neticesidir. Unutulmamalı ki soykırımın cezası mevcuttur ve telafisi ‘özür’ değildir. Telafi ancak ve ancak Dersim kimliğinin kabulü ve tarifi ile mümkündür. Yani jenosid ile yağmalanan Dersim kimliğinin tekrar tarifi ve kabulü şarttır. İnançları, dili, toprağı ve kimliği anayasal statüde tanınmalı ve jenosid’den doğan zararların maddi ve manevi hasarları tamamen karşılanmalıdır. Dersiman toplum Anatolia toplumunun bir parçasıdır ve Dersiman birey Anatolia’da diğer etnik topluluklar ile beraber yaşamakta ve bu mevkide Dersiman birey herhangi bir hadise yasamamaktadır. İtiqati ırkçı değil ve fakat evrenseldir, barışçıldır, birlikteliği esas alır.
 
Öte yandan bazı Dersim kurumlarının jenosid meselelerinde ‘katliam’ söylemi kullanarak bu olayı yedeklemeleri ve asıl içeriğini örtmeye çalışmaları aslında bir ihmaldir. Fakat bunu bazı bireyler bilinçli yapmakta ve Dersim Tertelesi’ni ‘katliam’ olarak addetmekte ve içeriğini boşaltmaktadır. Bu şahıslara sözüm o ki eğer Tertele ya da jenosid demeye gücünüz yetmiyorsa bir ihtimal ‘katliam’ kavramını açıklamaya muhtemelen gücünüz yeter. Koskoca Dersim coğrafyasında yaşanan toplu katliamlara Tertele denir veya jenosid ve fakat katliam denmez. Katliam belirli yerlerde yapılan bir grup öldürmeyi kapsar ve fakat bütün Dersim’de toplu olarak öldürme eylemlerinin tamamına Tertele yani jenosid denir. Toplu kırım yerlerini bir bütün olarak düşündüğünüzde bunun bir soykırım olduğunu anlamak zor değildir. Zira Dersiman toplum herkesten önce kendi jenosid tarifini kendisi yapmıştır: Tertele. Bu konuda bir kuşku yoktur ve rakamların küçüklüğü ve büyüklüğü jenosidde kıstas değildir.
Şunu tekrar belirmekte fayda var ki Dersim meselesi bireylerin kendini meşhur etme vasıtası, oy toplama vasıtası, siyasi örgütlerin örgütlenme vasıtası ve Tertele mağdurlarının maruz kaldığı zulmü siyasi propaganda aracı yapıp politik rant elde etme vasıtası olmamalıdır ve fakat bütün Dersimli önde gelen bağımsız çalışmayı bilen şahıslar Dersim yaşlıları ile bir araya gelip toplu halde karar verecekleri bir Assemble bir Cemaat ile sağlanmalıdır. Bu manada Dersiman toplum ‘dernek’, ‘dernekler federasyonu’ ve siyasi örgütler üzerinden örgütlenmeyi bırakıp kendi bağımsız bir assemblesini oluşturup bu hasar ve zararı tespit etmelidir. Söz konusu assemble toprak, kimlik, dil ve inanç boyutunu tarif etmeli ve hedefini açıklamalıdır. Bu mesele belirli bireyler üzerinden yürümemelidir. Eğer böyle bir oluşuma gidilmez ise Dersiman identite yok olacaktır. Zira Tüllük karakolu örneğinde görüldüğü gibi memleketimiz silahlı birliklerce tamamen işgal edilmektedir, sivil bir kalkınma görünmemektedir. Bu gelişmeler memleketimizin demokrasiye olan inancını da hissettirmektedir. Bu ihtiyaçları karşılayan bir Dersim Assemblesi, Kızılbaş Ocak ve Cemat’i (Meclis) kurulmalı ve çalışmalar bu Assemble, Cemat ve Ocaklar tarafından yürütülmelidir. Ocakların yönetimi tamamen dedelere bırakılmalı ve Cem vasıtası ile eski Dersim’de olduğu gibi toplumun önemli meseleleri üzerine Dersim Kızılbaş İtaqaati vasıtası ile içtihat geliştirmeli ve alınan kararlar Dersim Kızılbaş İtiqati içtihatlarını oluşturmalı ve toplumda teamül hukuku geliştirilmelidir. Bu vesile ile Kızılbaş İtiqati toplumda yaşam bulacak ve toplum dünyanın en barışçıl yasalarını uygulama imkanı bulacaktır. Bu yönü ile toplum asıl yaşam felsefesine geri dönmüş olacak ve toplumda itiqat on plana çıkacaktır, böylelikle toplumumuzun moral değerleri geri gelecek ve kirli siyaset vasıtası ile toplumumuza getirilen bağnaz alışkanlıklardan arındırılacaktır. Bu gelişmeler toplumda barışı ve beraberliği tesis edecek ve Dersiman toplum asıl öz kimliğine geri dönmüş olacaktır. Eğer Dersiman toplumun kendi İtiqat kurumları ve kimlik kurumlarını yönlendirecek bir Assemble kurulmaz ise Dersim etnisitesi yok olmaya yüz tutacaktır. Asıl Tertele bu vakit hedefine ulaşmış olacaktır.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 1971-2023 Dersim Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 (428) 212 10 16 | Faks : 0 (428) 212 10 16 | Haber Scripti: CM Bilişim