Açıklamada, "Resmi tarih tezini savunmaya devam eden sol tandanslı bir kısım Dersimliler ve Kürt milliyetçileri, aynı merkezden yönlendirmeli olarak harekete geçtiler" denildi.
Bilindiği üzere Dersim Belediyesi tarafından yapılan "Veyve Kıtavu" etkinliğinde Yazar Haydar Beltan kitabını tanıtmış, kitabının temel argümanlarını açık biçimde ifade etmişti. Ancak Beltan'ın konuşmaları eleştirilerin hedefi olmuştu. Eleştirilerin ardından Dersim Kongresi de bir açıklama yayınladı.
İşte o açıklamanın tam metni...
Dersim Belediyesi 12 Ağustos 2021 günü “Veyvê Kıtavu” başlığı altında bir etkinlik düzenledi. Bu etkinlikte Dersimli birkaç yazar kendi kitaplarını tanıttılar. Bu konuşmacılardan biri de “Ve Suyu Ateşe Verdiler” kitabının yazarı Haydar Beltan idi. Haydar Beltan konuşmasını, kitabının temel argümanı etrafında sürdürüyor. Bu ana eksen, devletin ve devlet yazarlarının resmi tarih tezinin büyük bir yalan üzerine kurulduğunu anlatmak oluyor.
Resmi tarih tezi, Dersim tertelesinden günümüze kadar sistemli ve aralıksız bir propagandaya dayanıyor. Propagandanın ana ekseni Dersimde bir isyan olduğu, bu isyan liderinin de Seyit Rıza olduğudur. Kendisine ilericiyim, demokratım ve tüm tarihsel haksızlıklara amasız karşıyım diyen her insanın bu resmi tarih tezinin dayanıksız olduğunu anlatmak gibi bir görevi olmalı.
Haydar Beltan’ın yapmaya çalıştığı da buydu. Beltan kendi penceresinden “Dersim’de bir isyan ve direnişin olmadığını, devletin 1932’lerden itibaren zaten soykırım planını yürürlüğe koyduğunu”, isyan ve direniş tezini de bu palana uygun uydurduğunu ileri sürdü. Devamen, Seyit Rıza’nın hemen hemen her yıl devletle ya kendisinin, ya da elçiler vasıtasıyla görüştüğünü anlattı. Her kişinin kendini ifade etme kabiliyetine bağlı olarak, bir takım ifade ve vurguların zayıflığı ve/ya da fazlalığı çok normal bir durumdur. Ne var ki, günümüzde açığa çıkan sayısız belge ve sözlü anlatım, Dersim’de isyan diye bir eylemin olmadığını ve Seyit Rıza’nın da bir isyan lideri olmadığını, Dersimlilerin varlıklarına yönelen soykırıma karşı nefs-i müdafaa yaptıklarını anlatmaktadır. Nitekim en hızlı “isyan tezi” savunucularının bir kısmının hızlı bir u-dönüşü yaptığını, hatta hiçbir zaman “isyan vardı” demediklerini de bu tartışma vesilesiyle öğrenmiş olduk.
Tam da bu kavşakta, resmi tarih tezini savunmaya devam eden sol tandanslı bir kısım Dersimliler ve Kürt milliyetçileri, aynı merkezden yönlendirmeli olarak harekete geçtiler.
Kendisine “Dersim İnşa Kongresi” adını veren bir kuruluş, 19 Ağustos 2021 günü yayımladığı bir bildiride; “Bu kirli saldırı ve yönelmelerin yeni olmadığını ve nerelerde planlandığını, bizler çok iyi biliyoruz.” diyerek resmi saldırı emrini vermiş oldu.
Dersimlileri birbirlerine düşmanlığa çağıran bu fetva, manipüle ettiği Dersimlilerin daha da hırçın ve kıyıcı olmalarını sağlamak için yıkım teorisinin çerçevesini, “Sey Rıza, Nuri Dersimi ve Alican Önlü’ye yönelik saldırı kişisel sebeplere dayanmadığını, yürürlükte olan konseptin uygulaması olduğunu” söyleyerek genişletiyor. Bir cümle sonra da konseptin ne olduğunu şu cümle ile özetliyor. “Konsept; Dersim’in Kürt ve Alevi kimliğini tahrip ederek, Dersim’i Türkleştirmeyi hedefliyor!”
Bu uçsuz bucaksız yalan teorisi, bir kişinin konuşmasındaki, birkaç vurgu kaymasına karşı kurulamaz. Böyle bir oluşumun kendi başına ürettiği bir ürün de değildir. Bizler de, hayal ürünü ve bir politikanın gereği olarak başlatılan bu saldırı kampanyasının nerelerde üretildiğini çok iyi biliyoruz. Bu saldırının amacı, Dersimi bir bütün olarak Kürt görmeyen, Kürtlerden, Zaza/Kırmanc, Ermenilerden ve nispeten Türk nüfustan oluştuğunu savunan, kendilerini Kırmanc/Zaza olarak tanımlayan herkesi “yürürlükte olan konsept”e dahil ederek şeytanlaştırmak istiyorsunuz.
Dersim’de isyan kurgusunun devlet tezi olduğu, Seyit Rıza’nın İsyan önderi olduğu iddiası, resmi tarih tezi’nin bir yalanı olduğunu söylemek neden Seyit Rıza ve “değerlerimize saldırı” olsun.
Yaptığınız saldırı kampanyası çağrısında on yaşındaki çocukları bile güldürecek, o “büyük tespit”e ne demeli? Diyorsunuz ki, ‘’ İç boğuşma” söyleminin amacı soykırımı haklı çıkarma, ‘’Sey Rıza devletle görüştü’’ argümanının amacı ise Sey Rızayı ‘’işbirlikçi’’ göstererek, soykırım karşıtı direnişi itibarsızlaştırmaktır.” Bir halkın tarihini ya bir bütün olarak kahramanlıklar ya da ihanetler üzerinden okuduğunuz için, aşiret sistemini yaşayan toplulukların kendilerine yaptıkları fenalıkları anlamıyor değilsiniz, kasıtlı olarak devletin isyan tezini, Dersimliyi manipüle etmek için kullanmak işinize geliyor. “Sey Rıza devletle görüştü argümanı…Sey Rıza’yı “işbirlikçi” göstererek soykırım karşıtı direnişi itibarsızlaştırmakmış. Bu rafine devlet tezidir. Bu resmi tarih tezine yandaş olarak asıl siz soykırımı meşru gösteriyorsunuz. Abdullah Öcalan bir zamanlar, nerede ise her hafta devlet heyeti ile görüşmeler yapıyordu. Ondan bir “işbirlikçi” çıkarmak aklınızdan geçmedi. Seyit Rıza (siz Sey Rıza diyorsunuz) devletle görüştü demek niye ondan “işbirlikçi çıkarmak” olsun.
Mesela o dönemlerde Nuri Dersimi’nin, nam-ı diğer Baytar Nuri, görüşmediği devlet yetkilisi kalmamıştı. Hatta kendisi devlet yetkilileriyle sazlı sözlü muhabetlerinden bahseder. Devlet yetkilileriyle görüşmek işbirlikçilik oluyorsa, çubuğun ucunu neden Baytar Nuri’ye bükmüyorsunuz?
Seyit Rıza ile Alican Önlü’yü yan yana getirmek, isimlerini birlikte kayda geçmek de apayrı bir garabet oluyor.
Dersim Belediyesi’nin düzenlediği söz konusu etkinlikte diğer katlımcılar gibi Haydar Beltan da Dersim tarihinin bir kesiti ve bu kesite damgasını vurmuş aktörler hakkında kendi düşüncelerini dile getirmiştir. Farklı düşüncelerin fikir özgürlüğü çerçevesinde dile getirilmesini bir tehdit olarak değil de gerçek demokratlığın olmazsa olmazı olarak algılayan ve yaşayan birey ve kurumlar için bundan daha doğal bir şey olamaz. Oluşturulmak istenen Kürt Tarih Tezine uymuyor diye Beltan’ın veya başka birisinin linçine davetiye çıkarmak sadece sorumsuzluk değil, tehlikelidir. Bunun bir adım ötesi, Kürt hareketine yakın kurumlarda yöneticilik yapmış şahısların da içinde bulunduğu kendini bilmez bazı provokatörlerin “özgürlük güçleri”ne Beltan gibi “T.C. İşbirlikçisi hain düşkünlerin 2-3’ünü gebertme” çağrısıdır. Bunun vebali de “Dersim İnşa Kongresi” imzasıyla provokasyon çağrıları yapanların boynunadır.
Yazdıklarınızın süsü ve ajitatif cilası bir kenara bırakılacak olursa, (yoruma gerek duyulmadan) dosdoğru Dersim’de bir Kürt isyanı gerçekleşti diyorsunuz.
Günümüzde binlerce sayfalık belge, devletin bütün bir tarih boyunca Dersimi kendine benzetmek, Emevi İslamı hakim kılmak için köklü ve kalıcı bir çözüm yoluna gittiğini anlatıyor. Siz bunu bilmiyor değilsiniz. Ama çok kasıtlı ve bilinçli olarak Dersime isyan ettiyorsunuz. Bundan kahramanlıklar devşirerek, Dersim'in çocuklarını ateşe atıyorsunuz. Bu resmi tarih tezine kan taşımaktır.
Son cümle olarak, tüm Dêsimlilerin tanıklığında açık bir çağrı yapıyoruz. Sizleri Seyit Rıza’ya yönelik saldırı iddianızı ispatlamaya çağırıyoruz. Bunu ispatlayamazsanız, iftiracılar ve Dersimliyi birbirine kırdıran fitneciler olarak tarihe geçeceksiniz.
25 Ağustos 2021
Dersim Kongresi