Dersim’de Milli köyündeki taş ocağının kırma ve eleme bölümlerinin kasımda kaldırılmasına karar verildi. Ancak halk "Daha fazla tahammülümüz kalmadı" diyor.
Dersim’de Milli köyünde 15 yıla yakın faaliyette olan taşocağı tesisi için belediye ile yapılan protokol sonrası kasım ayında taş kırma ve eleme bölümünün kaldırılmasına karar verildi. Köylüler, “Altı ay daha topraklarımızın tahrip edilmesine artık tahammülümüz kalmadı” diyerek bir an önce faaliyetlerin bitirilmesini istiyor.
Dersim merkeze bağlı İnönü Mahallesi sınırları içerisindeki Milli Köyü mevkiinde Doğan İnşaat ve Sanayi Ticaret limited şirketine ait taşocağının kapatılması için imza kampanyası başlatıldı. Kampanya sonrası Dersim Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu ile şirket yetkilisi Erdal Güntaş arasında bir protokol imzalandı. Protokol sonrası açıklama yapan belediye “Bölgenin yeşillendirilerek doğal karakterine kavuşturulması konusunda Belediyemiz ile Doğan inşaat yönetiminin görüşmeleri olumlu sonuçlanmış ve Kasım 2020’de tesis içerisinde bulunan taş kırma ve eleme bölümünün kaldırılmasına karar verilmiştir” denildi. Karara köylülerden itiraz geldi.
İKİ İŞLETME DE CÜMLE CANA ZARAR VERMEKTE
15 yıldır, faaliyet yürüten taş ocağına karşı yürütülen imza kampanyasına dair gazetemiz Evrensel’e konuşan köy halkından Veli Ay, hem Aşağı İnönü Mahallesi’nde hem de yukarı İnönü Mahallesi’nde (Milli Köyü) iki ayrı taş ocağı olduğunu belirterek “Her iki ocak da belediye sınırları içerisindedir. Mahallenin dibinde, toplu yasam alanlarına çok yakın yerde çalışmalarını sürdürüyorlar. Mahalle halkının tepkilerine rağmen dönemin belediye yönetimleri bu ÇED raporu dahi olmayan, kaçak işletmelere, ocaklara göz yummuş, hatta sonraları ruhsat bile tahsis etmiştir. Mahalle halkı bu ocaklar için birçok kez savcılığa suç duyurusunda bulunmuş, gerekli resmi ve yerel kurumlara dilekçeler vermiştir” dedi. Bu girişimlere rağmen sorunun çözülmediğini altını çizen Ay, “Dersim'in; inancını, doğasını, kültürünü, insanını sevenler olarak bizler bir imza kampanyası başlattık. Çünkü her iki işletme de hem doğamıza, hem insanımıza, hem kutsallarımıza, cümle cana zarar vermekte. Kum ocağı yüzlerce yıldır var olan ırmağımızın yatağını o kadar çok değiştirdi ki, o yataktaki doğal alan, bununla birlikte birçok canlı türü, organizma yok edildi, yasam alanları tahrip edildi. Aynı zamanda çevreye yaydığı toz zehirden, çakıl taşları çıkarırken çıkardığı gürültüden mahalle halkı etkilendi; hastalandı, üzüm bağlarımız, ağaçlarımız kurudu. Yine bu ocakta yeterince önlem alınmadığı için açtıkları gölde yüzeye yakın çalışan bir ocak çalışanı boğularak öldü.” diye konuştu.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.