DERSİM’le ilgili yazılmış romanlar var… Makaleler var… Ben rastlamadım, herhalde, şiirler de vardır…
Bu anlatımların sahipleri; hemen hemen hepsi, Dersimli değerli eserlerinin anlatım zenginliği içinde 38 kırımını anlatıyorlar…
Özellikle gençlerimizin, bu eserlerden haberdar olduklarını sanıyorum… Ayrıca, bir takım resmi raporların da bilindiğini tahmin ediyorum… Ama çeşitli kaynaklarda yer alan Dersim’le, Dersim’lilerin pek bilindiğini sanmıyorum.
O bilgilere; Osmanlı arşivlerinden çıkarılmış belgelerde, bazı romanlarda bazı anılarda ve bazı tarihi kaynaklarda rastlıyoruz.
O kaynaklarda yer alan ifadelerin; Dersim’i, Dersim’liyi ve olayları daha geniş bir çerçevede görüntüleyeceğini düşünüyorum. O nedenle, söz konusu kaynaklardan bazı alıntılar aktaracağım. Tabii bu bir yazı dizisi olacaktır. Aşağıda Osmanlı arşiviyle başlıyorum. Tüm arşiv alıntılarını; Cihangir Gündoğdu ve Vural Genç adlarındaki iki akademisyenin yayımladıkları; DERSİM’DE OSMANLI SİYASETİ adlı çalışmadan aktaracağım.
“ … Medeniyet, maişet, muaşeret daha doğrusu insaniyet ne demek olduğunu bilmezler. (…) Afrika’nın akvam-ı vahşiyesini andırır çırılçıplak ot kökü ve meşe palamutu ile geçinir. (…)”
MİKDAD MİDHAT BEDİRHAN; Dersim’liyi “insan dışı” bir varlık olarak teşhir etmek için, bütün anlatım gücünü kullanmış. Bende ünlü HALİDE EDİB ADIVAR’dan küçük bir alıntı yapacağım. Hanedan’ın ne denli “medeni” olduğunu görmüş olacağız.
…. Bedirhan Paşa, Kürdistan’dan İstanbul’a “on karısı” ve “kırk oğlu” ile idareten getirildiği zaman, (…)
Görüldüğü gibi Midhat Bedirhan; Dersim’liyi coşkuyla kötülemekde; hiç de, haklı değil…
- Bedirhan Paşa notunu Halide Hanımın, MOR SALKIMLI EV adlı anılarından alındı.
Rıza CAN