Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler ile Milli Eğitim Müdürlükleri, Munzur Üniversitesi ve Dersim Kadın Platformu tarafından etkinlik düzenlendi. Resim, heykel, el sanatları sergisinin yer aldığı etkinliğe Vali ve Belediye Başkan Vekili Tuncay Sonel'de katıldı. Vali Sonel kurulan stantları tek tek gezerek kadınlara karanfil verdi.
Müzik dinletisi, halk oyunları gösterisi gibi etkinliklerin de yer aldığı etkinlikte, Vali Sonel'in katılımcılara salep ikram etmesinin ardından sona erdi.
Öte yandan kentte kadın platformu da kutlama etkinliği gerçekleştirdi. Seyit Rıza Meydanı'nda düzenlenen etkinlikte ise kadınlar gününün tarihiyle ilgili konuşmalar yapıldı.
Dersim Kadın Platformu, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü coşkuyla kutladı. Yapılan açıklamada, 8 Mart’ın ücretli izin günü sayılması talep edilirken, yüzlerce kadının açlık grevinde olduğuna dikkat çekilip açlık grevlerinin sonlandırılması için iktidara gerekli adımların atılması çağrısı yapıldı.
Etkinlikte konuşan Fatoş Yiğit, “8 Mart 1857’de Amerika’nın New York kentinde, tekstil sektöründe çalışan yüzlerce kadın, düşük ücretlerini, uzun çalışma saatlerini ve insanlık dışı çalışma koşullarını protesto etmek için grev başlattı” diyerek şöyle devam etti:
“Kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmak yolunda verdiği bu mücadelede, polisin grevdeki işçilere saldırması ve fabrikaya kilitlemesiyle çıkan yangın sonucunda 129 işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine on bini aşkın kişi katıldı. Bu olaylardan 52 yıl sonra Danimarka’nın Kopenhag şehrinde, Kadın Sosyalist Enternasyonal toplantısında, Clara Zetkin’in önderliğinde 8 Mart, ölen işçilere ve mücadelelerine atfen ‘Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ ilan edildi.”
Ataerkil sistemin karşısında olduklarını vurgulayan kadınlar, “Özgür yaşam kadınların mücadelesi ile kurulacak” diyerek kadın emeği üzerinde kurulan sermayenin de her geçen gün arttığına vurgu yaptı.
Açıklamada, kadınların esnek ve güvencesiz iş politikalarına karşı mücadele çağrısı da yapıldı. Yiğit, metnin devamında şunlara dikkat çekti:
“Esnek, kuralsız, güvencesiz, kayıt dışı ve düşük ücretlerle sömürülmeye, ekonomik krizle birlikte daha fazla yoksullaşmaya, çalışma yaşamının ayrılmaz parçası haline getirilmiş baskı, şiddet ve mobbinge, kreşleri kapatıp kadınlara yüklenmeye çalışılan bakım hizmetleri nedeniyle ücretli işlerde çalışmamızı engelleyen politikalara karşı durmaya, ev içerisinde görünmez kılınıp değersizleştirilen emeğimize sahip çıkarak mücadelemizi yürütüyoruz.
Ceza kanunu ve Medeni kanunda bin bir emek ve mücadeleyle elde ettiğimiz kazanımlarımızın geriletilmesine, nafaka düzenlenmesini ve 6284 sayılı ailenin korunması ve kadına yönelik şiddetin önlenmesi yasasını aileyi dağıttığı, erkeği mağdur ettiği gerekçesiyle değiştirmek isteyenlere, haksız tahrik indirimlerine hız kesmeden devam eden eril yargı mekanizmasına ve yaşam tarzı bahanesiyle kadın cinayetlerini meşru gösterenlere karşı var gücümüzle mücadele etmeye kararlıyız.
Halkları düşmanlaştıran, kutuplaştırıcı, ayrımcı politikaların ve savaşın gölgesinde yaşamlarımızın yok edilmesine, savaştan, yoksulluktan kaçan mülteci kadınların uğradığı katmerli sömürüye ve şiddete, bizi her geçen gün daha da yoksullaştıran, yaşam koşullarımızı zorlaştıran ekonomik krizdeki sorumluluklarını mermi fiyatlarıyla örtbas etmek isteyen militarist söylemlere, kendi gibi düşünmeyen herkesi vatan haini gören ve hedef gösterenlere karşı barış içinde yaşam hakkımıza sahip çıkıyoruz.”
Ortak açıklamada ayrıca açlık grevinde olan Leyla Güven ve diğer yurttaşların taleplerine karşılık verilmesi gerektiğine de vurgu yapıldı.
“ULUSLARARASI SÖZLEŞMELER YERİNE GETİRİLMELİ”
Açıklamada 8 Mart’ın ücretli izin günü sayılması gerektiğini söyleyen kadınlar taleplerini şöyle sıraladı
*Eşit işe eşit ücret sağlanmalı.
*İş yerinde şiddeti, ayrımcılığı ve mobbingi önleyen düzenlemeler yapılmalı.
* Esnek-güvencesiz-kayıt dışı ve taşeron çalışmaya, kiralık işçilik uygulamasına son verilmeli, güvenceli iş güvenli yaşam koşulları sağlanmalıdır.
*Kapatılan kamu kreşleri açılmalı, kadın veya erkek olduğuna bakılmaksızın en az 50 çalışanın bulunduğu iş yerlerinde gündüz bakım evi ve kreşler açılmalı.
*Doğum izinleri 24 haftaya çıkarılmalı, devredilemez babalık izni düzenlenmeli, süt izninin kullanımı önündeki keyfi engeller kaldırılmalı ve ücretli-ücretsiz doğum izninden dönen kadınların statü kaybı yaşaması engellenmeli.
* Kadın Bakanlığı kurulmalı, Kadınlara ve lgbti+’ lara yönelik her türlü şiddeti ve ayrımcılığı önleyici yasal düzenlemeler acilen yapılmalı.
*Grevli toplu sözleşme hakkı, sendikal hak ve özgürlüklerimiz önündeki engeller kaldırılmalı, Kamu kurumlarının bütçeleri toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifiyle hazırlanmalı.
*OHAL komisyonu derhal lağvedilmeli, KHK’lerle haksız hukuksuz yere işten çıkarılan tüm emekçiler görevlerine iade edilmeli,
*Kadınlar için daha fazla yoksulluk, şiddet, göç ve ayrımcılık anlamına gelen savaş politikaları son bulmalı. Eşit ve özgür biçimde barış içinde bir arada yaşamın sağlanacağı demokratik koşulların oluşması sağlanmalı.
*Eğitim ve sağlık alanı başta olmak üzere kamusal alanın tümüne yayılan dinselleştirme politikalarından vazgeçilmeli.
*İstanbul sözleşmesi başta olmak üzere kadınlardan yana imza atılan uluslararası sözleşmelerin gereklikleri yerine getirilmelidir.