Sabahleyin evden çıkmış gazete yerime gidiyordum. Yolumun üzerindeki SEYİT RIZA PARKI günün erken saatleri olmasına rağmen ziyaretçisi çoktu. Seyit RIZA’YI sevenler etrafını sarmıştı. Yeni yasa ile kimlik sahibi olacak parkın devamlı sakinleri sokak köpekleri parktan uzak kışlanın koyu gölgelerine yatmışlardı. Daha çok akşam saatlerinde parkın çevresine sıralanan yörenin organik ürünlerini sergileyen seyyar satıcılar, birer ikişer gelmeye başlamışlardı. Belediye ekipleri şehir içinde asfalt çalışmalarını sürdürüyordu.
Telefonum çaldı. Baktım kayıtlı olmayan bir numara arıyor beni. Deniz Banktan aradığını söyleyen bir bayan, “Müdürümüz sizi yerinizde ziyaret etmek istiyor” dedi. “Hayhay buyursun gelsin” dedim. Yanında bir bayan çalışanı ile Deniz Bank Müdürü çıkıp ziyaretimize geldi.
Denizi olmayan Dersime, denizi getiren DENİZ BANK Emekliler Gününde Emeklileri unutmamış emekli bir öğretmen olan benim şahsımda tüm emeklilerin emekliler haftasını kutlamak iyi dileklerde bulunmak için gelmişler.
Hep öyle olurdu. Akla o gelirdi. Bankaların birini araması tarihinde ödenmeyen bir taksit veya ödenmeyen bir çek için olurdu. Banka yetkililerinin bir iş yerini ziyaret etmesi ise parası olan işverenin kendileri ile çalışması için olurdu.
Bu kez öyle olmamıştı. Deniz Bank Müdürü, parası olmayan bir emekliyi karşılıksız beklentisiz ziyaret etmişti. “Şahsınızda emekliler haftasında bütün emeklilere sağlıklar diliyorum” diyen Deniz Bank Müdürü, bir gün kendisinin de emekli olacağını biliyordu.
Ziyaret saatine tesadüfen katılan emeklilerle, bayan banka çalışanının birlikte çektirdikleri fotoğraf sonrası Deniz Bank’ın, Emekliler Haftasında emekliyi ziyaret için ısmarladıkları pastayı Emekliler haftasından habersiz emeklilerle yiyerek haftamızı kutladık.
* * * * * *
YÜRÜRLÜĞE GİREN YENİ BİR KANUN
BORÇLAR KANUNU, gün boyu bütün kanalların tanıtmaya çalıştığı yeni kanuna göre komşunun beslediği köpeği bitişikteki komşunun bahçesine izinsiz girdiğinde bahçe sahibi köpeği veya kediyi öldürebilecekmiş. Duyduğumda bütün duyanlar gibi bırakın şaşkınlığı şoke oldum.
Oturduğumuz apartmandaki komşulardan biri havladığında kilometrelerce uzaktan duyulan gelip geçenlere saldırmaya çalışan bir köpeği getirip apartmanın bahçesine bağladı. Geceleri sürekli havlayarak apartmandakileri çevre binalardaki oturanları uyutmadığı gibi, gündüz götürüp bağlandığı çarşıda da gelip geçenlere saldırmak isteyerek korkutuyordu. Topluca yaptığımız şikâyete rağmen belediye ancak bir yıl sonra o köpeği uzaklaştırabildi. Onun yüzünden kavga ettiğimiz davalık olduğumuz halde hiçbir zaman o köpeğin öldürülmesini kötü muamele görmesini istemedik.
İnsanlık tarih boyunca, kedilere ve köpeklere, evcil hayvanlara yaşamında yer verdi. Onları birlikte yaşamın bir parçası saydı. Bugünün yaşanmayan koşullarında onların sayesinde vahşi hayvanlardan kendini beslediği hayvanlarını korudu. Geceleri onların güvencesinde rahat güvenli uyudu.
Bugün yaşanan şehir yaşamında onlara ihtiyacı kalmayınca, onların öldürülmesi için kanun çıkarıldı.
Hukuk devleti olmayan eski çağlardaki devletlerde bile böyle bir yasa yoktu. Hâlbuki ülkemiz evrensel hukuk kurallarına göre yönetilen bir hukuk devletidir. Hukuk devleti böyle bir kanun çıkaramaz.
Şaka değilse bu işte mutlaka bir yanlışlık olmalı. Yoksa bütün dünya hukuk devleti olduğumuza inanmaz, bize güler.
* * * * * *
HUKUK DEVLETİ
Çağımızda ülkeler kalkınmışlığın, zenginleşmenin yanında Evrensel hukuk kuralarına bağlı devletler olarak da öne çıkarlar. Saygınlık görürler. Bizim ülkemizde aralarına katılmak istediğimiz uygar hukuk devletlerinden biri olarak bilinir.
Emniyet güçlerimizin hukuk kurallarıyla bağdaşmayan bir uygulaması işlemi Tunceli’de tepkilere endişelere yol açtı. Gecenin bir vaktinde sendika yöneticileri olmadan bir sendikanın kapısının kilidi kırılarak arama yapılması, yeni bir kilit takılması sıkıyönetim olağanüstü halle yönetilen koşullarda bile görülmemişti.
Cumhuriyetin adını alan Cumhuriyet Savcıları, evrensel insan hak ve özgürlüklerini güvence altına alan hukuk devletinde hukuk devletini gölgeleyecek işlemlere uygulamalara hukuksuzluklara izin vermezler. Hangi koşullarda olursa olsun temel insan hak ve özgürlüklerinden ödün vermemek hukuk devletlerinin temel görevidir.
Teşkilatta bugüne kadar yapılmamış açılımları gerçekleştiren halkla emniyet güçleri arasında güvene dayalı ilişkileri geliştiren geçmişte çokça yapılan şikâyetçi olunan kötü muameleyi işkenceyi ortadan kaldıran emniyet güçlerimizin insan hakları konusunda daha dikkatli olacağını hukuk kurallarına uymayan kanunsuz işlemlere izin vermeyeceklerini umuyoruz.
Sayın Valimizin dediği gibi artık devlet bölgeye, yanlız silahla değil halkın güvenini kazanımını sağlayacak yeni yüzle yeni bir yaklaşımla gitmelidir.
Fikri TAŞ