Yöre halkı tarafından “Dersim Katı Atık Birliği (DER-KAB)” adıyla katı atıkları dönüştürme tesisinin doğa ve tüm canlılara zarar vereceği söylendi.
Dersim’de, valiliğe bağlı İl Mahalli Çevre Kurulu’nun görüşleri doğrultusunda, Dersim Belediyesi tarafından “Dersim Katı Atık Birliği (DER-KAB)” adıyla katı atıkları dönüştürme tesisi yapılmak isteniliyor. Proje için yatırımın yüzde 85’i Avrupa Birliği (AB) tarafından karşılanacak. DER-KAB projenin hayata geçirilmesi için 2014 yılında Hawago Derg (Uzuntarla) köyü Kalkundur mevkii, Çîceqe (Çiçekli) yolu mevkii, Tüllül (Sütlüce) köyü yolu mevkii ve Tılek (Kiltaşı) mevkii güzergahını belirledi. 183 bin metrekarelik alanda yapılması planlanan tesisin, daha sonra Tüllük mevkiinde yapılmasına karar verildi. 2018 yılında ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tesis için Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) yaparak “olumlu” rapor hazırladı.
Mezopotamya Ajansı’ndan Cengiz Özbasar’ın haberine göre; Tüllük köyü bölgesine yapılmak istenen tesisin yer seçimi ise belediye tarafından şu şekilde gerekçelendirildi: “Sütlüce Mevkii; Yüzeysel su kaynaklarına ve koruma alanlarına uzak olması, bağlantı yollarına yakın olması, sahanın çukur bir bölgede kalması, görünür olmaması, hâkim rüzgâr yönünde yerleşim yeri bulunmaması, arazi eğiminin atık depolama sahası yapımına uygun olması, saha zemininde kil tabakası gözlenmesi, çığ, heyelan riski olmaması, yerleşim bölgesine uzaklığının uygun olması, saha kapasitesinin uygun ve genişlemeye müsait olması gibi avantajlı nedenlerden ötürü diğer alternatif sahalar arasında en uygun yer olarak belirlenmiştir.”
Tesis için yapılan değişikliğine karşı Tüllük, Verekaj (Kocalar), Axdat (Baldan), Şagşek (Güleç), Çınarlı ve Suvat köy muhtarlıkları, Tunceli Asliye Hukuk Mahkemesi’ne dava dilekçesi sundu. Açılan dava ise hala devam ediyor.
ZEHİR SAÇACAK
Tüllük köyünden Beser Kurbak, tesisin yapılması halinde bölgede hiçbir canlının kalmayacağını söyledi. Tesisin toprağa ve ormana zarar vereceğini ifade eden Kurbak, “Tesisten sadece bizim köy değil, civar köyler de zarar görecek. Bu tesis zehir saçacak, doğaya, insana zarar verecek. Bu tesisin burada yapılmasını istemiyoruz. Tesisin yapılması halinde bu bölge boşalacak” şeklinde konuştu.
TÜM CANLILAR ZARAR GÖRECEK
Tesisin doğayı bir bütün olarak tahrip edeceğini ifade eden Emine Kurbak da, tesisin hayvancılığı bitireceğini ve yaban hayata zarar vereceğini belirterek, “İnsanların sağlığı bozulacak, bu nedenle tesisin burada yapılmasını doğru bulmuyoruz” dedi.
PROJEYE DEĞİL, YERE TEPKİ
Köylülerin tesise karşı açtığı davada vekillik görevini üstelen avukat Özgür Ulaş Kaplan, DER-KAP projesi ile il ve ilçe belediyelerinden gelen katı çöplerin tekrar geri dönüştürülmesinin amaçlandığını kaydetti. Çöplerin “vahşi depolama” yerine dönüştürülmesinin olumlu olduğunu ancak projenin yapılmak istenilen yerin doğru olmadığına dikkati çeken Kaplan, “Yöre halkı da projenin kendisine karşı değil, yer tespitine karşı. Çünkü tespit edilen yerin tamamı orman sahasıdır. Aynı zamanda yerleşim ve inanç yerlerine yakın. Yine mezarlık alanlarına çok yakın bir alan” diye belirtti.
Bölgedeki ağaçların tümünün kesileceğinin altını çizen Kaplan,“Şuan alanın tamamı meşe ağaçları ile kaplı. Burada işletmenin açılması halinde on binlerce ağaç kesilmiş olacak. Bu nedenle doğaya zarar verilecek, çevre tahribatı yaratılacak. Arıcılık faaliyetlerine de olumsuz etkileri olacak” ifadelerini kullandı.
ORMAN SAHASI SEÇİLMİŞ
Rüzgarın hakim yönü nedeniyle ortaya çıkacak kokuların bölge köyleri ile birlikte il merkezine ulaşacağını vurgulayan Kaplan, tesisin yer altı sularını da kirleteceğini belirtti. Projeye ilişkin emsal kararlarının var olduğunu dile getiren Kaplan, “Bizler de buna itiraz ediyoruz. Bu kadar çorak bitki örtüsünden yoksun uygun saha varken, neden orman sahası seçilmiş? Bu proje orman sahası dışında çorak, orman tahribatı yaratmayacak yerleşim yerlerinde gerçekleştirilebilir. Hukuka aykırı şekilde bu alan belirlenmiştir. İlgili ulusal ve uluslararası sözleşmelere aykırıdır. Burada habitat alanı ve koruma altında olan hayvanlar var. Bu hayvanların geçiş alanları yok edilmiş olacak” dedi.
ÇEVRE TAHRİBATI
Kentte baraj ve maden sahaları nedeniyle ciddi tahribat yaşandığını anımsatan Kaplan, tesisin de benzer zararlar vereceğini söyledi. Kaplan şöyle devam etti: “Bu kadar çevre tahribatının yaşandığı bir ortamda, yerel yönetimlerimizin böyle hatalı yer seçimleri ile çevre tahribatına yer vermesi, ormanların yok edilmesi kabul edilmez. Bu anlamda çevre tahribatının kimden gelip gelmediğine bakılmaksızın, özellikle çevreye vereceği zararı göz önünde bulundurulması gerekir. Bu anlamda yöre halkı da en demokratik tepkisini gösteriyor ve göstermeye devam edecek. Burada bu hususların tespiti açısından Erzincan İdari Mahkemesi tarafından alanda bir keşif gerçekleştirildi. Keşifle birlikte bilirkişiler sahayı inceleyecek ve bununla ilgili raporlar hazırlayacak. Daha sonra rapor mahkemeye sunulacak ve mahkeme buna göre bir karar verecek. Biz bu davayı yöre halkı ve köy muhtarları adına açtık. Bu keşif sonucuna göre mahkemeler neticelenecektir ve kararlar verilecektir.”
YER REVİZE EDİLEBİLİR
“Mahkeme sürecinden önce diyalogla da bu sorunu çözmeye çalıştık ve mahkeme devam ederken de diyalog devam etti” diyen Kaplan, ilgili belediyelerle konuşulduğunu ancak netice alamadıklarını ifade etti. Yöre halkının itirazlarının dikkate alınmadığını ve yer değişikliği yapılmadığını söyleyen Kaplan, “Proje revize edilip, farklı alanlara bakılabilirdi. Geçmişte de bu sorun çözümlenebilirdi ama geçmişte diyalog eksikliği nedeniyle hatalı yer tespiti yapıldı. Bugün de burada proje hayata geçirilmek isteniyor”
HABER MERKEZİ