“Dersim’de kabul gören fikir; doğaya, çevreye, toprağa, oranın iklimine, klimasına uygun, tarımsal kalkınma temelli bir yaklaşımdır” diyen Halis, kentte kooperatifçiliğin geliştirilmesini öneriyor.
Dersim kendine has birçok sorunu olan bir kent. Altyapının, lojistik desteğin ve kente yapılan yatırımların yetersizliği, iş sahalarını daraltıp büyük oranda geri dönüş taleplerine rağmen kentin sağlıklı büyümesini ve gelişme potansiyelini engelliyor. Bu durum işsizliği tetiklerken zaten yoksul olan kentin ve kent halkının ekonomik açmazlarını da çoğaltıyor.
DERSİM: DÖRT DAĞIN İÇİNDE YALNIZ BİR KENT
Karayolları dışında ulaşım olanağı olmayan Dersim’e, sadece Elâzığ ve Erzincan üzerinden kurulabilen mevcut yol bağlantıları hem dışarıya açılma olanaklarını kısıtlıyor hem de ulaşım ve nakliye maliyetlerini çoğaltıyor. Örneğin kentin doğru dürüst tek sanayi yatırımı olan Munzur Su’yun toplam giderlerinin yaklaşık yüzde 35’ini sadece nakliye giderleri oluşturuyor ve bu durum kentte üretilen tüm ürünlerin girdi maliyetlerini yükselttiği için kent dışındaki pazarlarda fiyat rekabetine olumsuz yansıyor. Elazığ’da yaşanan teknik bir sorun birkaç saatte çözülebiliyorken, Dersim’de bu süre birkaç haftayı bulabiliyor.
Doğal güzellikleri, kendine özgü farklı bir kültürel iklime ve tek Alevi kenti kimliğine sahip olması nedeniyle son yıllarda artan ilgi, altyapı yetersizliği ve plansızlık yüzünden kente gelir sağlamak yerine, doğa daha fazla tahrip oluyor ve asimilasyon ilerliyor, güvenlik odaklı devlet politikaları da kentin dışarıya yansıma şekline zarar veriyor.
Dersim’deki yerel yönetimler, siyasi otoriteler, sivil toplum örgütleri, yöre dernekleri ve kanaat önderleri, bırakın çözüm üretmeyi tüm bu sorunları gündem bile yapmazken, çözümsüz ve çaresiz kalan halkın birlik ve dayanışma inancı günden güne azalıyor, motivasyonu düşüyor, gelecek kaygısı artıyor.
YERLİ NÜFUS GÖÇ EDİYOR, YABANCILAR GELİYOR
Tüm bu nedenlerle Dersim, son yıllarda dışarıya çok göç veriyor ama aynı oranda bir nüfus da kente yerleşiyor ve bunların çoğu Dersimli değil. Halkın elinden alınan köy meraları ve hazine arazileri, Kovancılar gibi yakın mesafelerden gelen sermayeye satılıyor. Bu durum kentte, haklı olarak demografi değişimi endişesi de uyandırıyor.
Dersim’in kendi olanakları ve kendi toplumuyla, sadece kendi gücüne güvenerek, yeni bir bakış açısı ve yeni önermelerle ayağa kalkması gerekiyor ama nasıl?
PİRHA olarak, uzun yıllarını sendikal hareket ve sivil toplum örgütlerinde geçirmiş, son yıllarda Dersim’de kooperatif ve tarımsal kalkınma çalışmalarına katılmış, 1951 Mazgirt Kurkurik (Aktarla) köyü doğumlu, Mazgirt Kültür ve Dayanışma Derneği Başkan Yardımcısı Doğan Halis’le bu konuları görüştük.
Doğan Halis, Mazgirt’ten başlayarak yaşadığı deneyimleri, Dersim’in sorunlarını ve bunlara dair önerilerini anlattı.
“MAZGİRT ÜRETİMSİZ BİR KENT, ÇOK YOĞUN GÖÇ VERMİŞ”
Mazgirt’in yaşadığı sorunları çok kişinin bildiğini ama bu sorunlara kimsenin derinlemesine nüfuz edemediği bir süreç yaşandığını belirten Halis, “Üretimsiz bir kent. Çok yoğun göç vermiş. 1962-65 arasında ilçelerle beraber 26.500 nüfusu varken, bugün o nüfus 7.800 dolayına gerilemiştir. İlçe merkezi nüfusu o zaman 7.600 dolayında iken şimdi 1.300 civarı rakamlar telaffuz ediliyor. Sadece 1992-2002 yılları arasında 10 binin üzerinde göç vermiş bir ilçe. Bu tabii Dersim için kimsenin yabancı olmadığı bir süreç. İnsansızlaşmış, üretimden kopmuş, her şeyin ilçeden köylere taşındığı bir süreç yaşanıyordu. Bu, halen devam ediyor. Ekmek, yumurta, yoğurt gibi temel gıda ürünleri, sebze üretenler de pek yaygın değil” dedi.
Tüm bu nedenlerle ilçenin tekrar ayağa kalkabilmesinin yolunun, üretime dayalı yeni bir yapılanma olduğunu ifade eden Halis, bu amaçla biri Çarsancak (Akpazar), dördü ilçe merkezi olmak üzere, tarımsal kalkınma amaçlı kooperatifçilik konusunda paneller düzenlediklerini, bu panellere alanında uzman, tarımı, gıdayı, kooperatifçiliği bilen kişi ve kurumları kattıklarını, bu konularda üniversite, Ziraat Mühendisleri Odası ve Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu’yla birlikte çalıştıklarını belirtti.
“KOOPERATİF KURARSANIZ SİZE İNEK VERECEĞİZ”
Tekin Türkel’in belediye başkanlığı zamanında bazı adımların atıldığını, Mazgirt merkezde çiftlik üreticilerini desteklemek amaçlı bir pazaryeri kurulduğunu ama pek başarı sağlanamadığını ve üretimin de kayda değer bir sonuca ulaşamadığını belirten Halis, “2000’li yılların başında kurulmuş bir kooperatif vardı, sonradan ismi Elmalı Tarımsal Kalkınma Kooperatifi olmuştu. Mazgirt Merkez ile 18 mahalle ve köyü kapsayan, 118 ortaklı bir kooperatifti. Oraya çok emek verdik” dedi ve kooperatifin hikayesini şöyle anlattı:
“Bu önemliydi ama kooperatif bilgisi ve kooperatifçilik konusunda altyapısı olmayan insanlara, AKP’nin Dersim’de ilişkilerini geliştirmek, yumuşatmak için daha önce Fetullahçıların yürüttüğü, köylere buzdolabı vermenin bir yansıması gibi, ilçe merkezinde ‘eğer bir kooperatif kurarsanız size inek vereceğiz’ demişler. Sonuçta inekleri de dağıtmışlar. Ama bir üreticiliği olan insanlar var, bir de yeşil kartlı olanlar var. Yeşil kartlıların çoğu inekleri iç etmiş. Öbürleri bir üretim yapmış, emek vermiş, ürün almışlar.”
“DOĞAYA, İKLİME UYGUN TARIMSAL KALKINMA”
Sonuçta dayanışmanın neredeyse sıfırlandığı ve hiçbir altyapısı olmadığı için kooperatif fikrinin ne olduğunu bilmeyen bir toplumda, köydeki kalkınmanın ilçeye yansımasının nasıl olacağının da bilinmediğini anlatan Halis, “Gündemimizdeki esas konu kooperatiftir ama kooperatifi Mazgirt’in yeni dönemiyle birlikte değerlendiriyoruz” dedi ve Mazgirt’in yeni dönemine ilişkin önerilerini ise şöyle ifade etti:
“Hem Mazgirt hem de Dersim’in bütününe ilişkin aynı görüşteyiz. Dersim’de kabul gören fikir; doğaya, çevreye, toprağa, oranın iklimine, klimasına uygun, tarımsal kalkınma temelli bir yaklaşımdır. Bunun için dağlık bölgelerde hayvancılık, düz, susuz alanlarda tarım, daha sulu alanlarda ise sulu tarıma uygun bir çaba gerekir. Bütün bunlardan katma değerli ürün elde etmek için bu ürünlerin işleneceği küçük tesisler lazım. Örneğin süt ve et ürünleri ile sebze meyve kurutmak için tesisler. Nohut, mercimek gibi bakliyat ürünlerinin paketlenebileceği birimler gibi. Böyle bir süreç izlenirse ve ihtiyaçtan fazla ürünler toplanır artarsa kooperatif yoluyla bunları satmak, pazarlamak ve köylere gelir sağlamak mümkün olur.
“ÇİFTÇİLER SORUNLARIYLA BAŞ BAŞA”
Yine merkezde, merkez ve yakın köyleri daha çok kadın emeği üzerinden üretime dahil eden bir çalışma yürütülebilir. Bir de dağ köyleri dediğimiz eskiden beldemiz olan Muxundu (Darıkent) ve Xıran köyleri var. Buralarda da keçi tarımı, keçi hayvancılığı yapılabilir ve süt işletmeleri kurulabilir. Çünkü mevcut kooperatifimizin içinde 320 metrekarelik bir alanı var. Altı buçuk tona yakın bir süt soğutma tesisi var, kapalı alanı var. 14 dönüm de açık alanı var. Fakat bugüne kadar kimse elinden tutmamış. İlçe Tarım Müdürlüğü dahi sürece ilgisiz, sadece evrak doldurmakla yetiniyorlar. Çiftçiler sorunlarıyla baş başa. Muhtarlara bir maaş ödendiği için çoğu maaşın baskısıyla, sorumluluklarının bilincinde olsalar bile hareket edemiyorlar. Bu da bizi çok üzüyor. Çünkü köylerde bir hareket olması için, orada yerel önderlerimizin olması lazım.”
“BELEDİYEYİ TEKRAR AKP’YE VERMEMEK İÇİN GÜÇLERİMİZİ BİRLEŞTİRMELİYİZ”
Üç sol partinin (CHP, HDP, DHF) ayrı adaylarla girmesinden dolayı AKP’nin aradan sıyrılarak belediye başkanlığını kazandığı 2019 seçimlerini hatırlatan Halis, “Benzerinin tekrar edilmemesi için, arada yaşanan olumsuzlukları bir tarafa bırakıp tek aday üzerinde birleşmek, tek belediye başkanlığını gündeme getirmek lazım ama sadece bu yetmez. Ortak program, ortak meclis üyelikleri ve bütün siyasi güçlerin birleşerek ilçenin dokusuna nüfuz ettiği bir ortaklık gerekiyor. Böylece köylerdeki kalkınmayı sağlamak, onların ürünlerini merkezlere taşımak ve ihtiyaç fazlası olanları da mevzuata uygun şekilde diğer yerlere, dost tüketicilere iletmek mümkün olur” dedi.
Ancak bütün bunların tek başına Mazgirt’teki yapıyla sağlamanın kolay olmayacağının altını çizen Halis, “Biz bunu Dersim’in tümüne öneriyoruz. Daha doğrusu Dersim için bizim düşündüğümüz bir Dersim Dayanışma Kurulu, ittifakı, ne derseniz, olması lazım. Bu beklenilen veyahut temenni edilen bir önerinin ötesinde, benzeri öneriler geçmişte yaşanmış. Ama bugün gerçekten yüzünü birbirine daha fazla dönen, merkezdeki enerjiyi de ilçelere dağıtan bir ittifak lazım” dedi.
“GİDİN YAPIN DEĞİL BERABER YAPALIM DEMEK LAZIM”
İşçiler için işçi sınıfının sendikal hareketi neyse küçük çiftçiler için de örgütlenmelerinin aracı olan kooperatifin de o olduğunu dile getiren Halis, “Eğer büyük sermayeniz varsa zaten ticari şirket kurmuş olanlar için sorun yok. Şirketini kurar, ürün alır, programını yapar, satar ama küçük çiftçi, üretici olsa bile pazarlamaya ulaşamıyor. Eğitim verilmediği için mevzuat bilmiyor. Kaymakamlığın, Tarım Müdürlüğü’nün, İl Özel İdaresi’nin karşısında hep negatif konumda kalıyor. Böyle bir sorunla karşı karşıyayız. Öz güveni problemse o zaman bizim yapacağımız, her aşamada eğitim ile desteklenmiş bir kooperatif hareketini ilçelerimizde yaygınlaştırmak ve eğitimi her aşamada verip yanlarında olmak. Gidin yapın değil ‘beraber yapalım’ demek lazım” dedi.
“İLLER BANKASINA AVUÇ AÇMAKLA İLÇEYİ AYAĞA KALDIRAMAZSINIZ”
Aşağıdan, köylerden gelen bir hareketle ilçe merkezlerinin üretim temelli olarak güçlendirilmesi gerektiğini belirten Halis, “Mazgirt’te mevcut güçlerimiz birleştikleri takdirde belediye yönetimini bir biçimde alabilirler ama almak yetmiyor. Geçmişte de yönetimlerimiz vardı. Farklı partilerden, sol sosyalist partilerden aday olundu ama ilçede beklenen hareket yaratılamadı. Çünkü seçilen başkanın kişiliğiyle anılan, başkan ve meclis üyeleri gibi yönetimler oluştu. Hayır, o dönem kapanmıştır” dedi.
Artık her aşamada konuyla ilgilenmek gerektiğini, çünkü enerji ve kaynak sorunu olduğunu belirten Halis, yerel yönetimlerle ilgili olarak, “Siz İller Bankası’ndan gelecek sınırlı bir kaynağa avuç açmakla o ilçeyi ayağa kaldıramazsınız. Personel maaşlarını bile ödeyemezsiniz” dedi.
Halis, Mazgirt Belediyesi’ni AKP’nin kazanmasını ise şöyle anlattı:
“AKP’den seçilen başkan, daha önceden oraya dispanser görevlisi olarak gelmiş biri. Üç adayın yarıştığını görünce, oradaki idari makamlar birleşerek ‘Ya biz burayı zaten idare ediyoruz idari olarak, bir de belediyeyi alalım. Yerel yönetimi de alalım’ demişler. Dolayısıyla belediyeyi alarak halkın sahasına da geçmiş oldular.”
“OCAK MERKEZİMİZİN TEPESİNDE BEŞ VAKİT EZAN OKUNUYOR”
“Biz dernek yöneticileri olarak, her aşamada söylediğimiz programın içinde olmak istiyoruz. Kırsal kalkınma ve köye dönüş meselelerimiz var. Barışçı bir toplum yaratma sorunumuz var. Kültürel değerlerimizin tümü erozyona uğramış. Alevi toplumun yaşadığı eski ocak merkezimiz olan Muxundu, yeni ismiyle Darıkent’in tepesinde beş vakit ezan elektronik olarak köylere de bölgeye de sunulmaktadır. Bu, oradaki güvenlik kuvvetlerinin namaz kılmasıyla ilgili değil, yine namaz kılabilirler. Açar radyosunu oradan dinleyebilir, veyahut da hoparlörü kendi alanına verebilir.
Biz çok yönlü bir saldırıyla karşı karşıyayız. Dersim’i tarif et derseniz, Dersim küçük ama özgül ağırlığı büyük bir şehirdir, küçük ama sorunları büyük bir şehirdir. Çok yönlü saldırılar mevcuttur.” Kaynak: PİRHA