Sanat Sokağı’nda bir araya gelen kadınlar, basın açıklaması gerçekleştirdi. Dersim Kadın Platformu adına açıklamayı okuyan Handan Kahraman Şanlı şunları ifade etti:
“Gülistan Doku, Azra Gülendam Haytaoğlu ,Emine Gökkız Ve daha binlerce kadın.. Hikayemiz aynı. Erkekler onlar sırf hayır dediği için, kendilerinden boşandığı yada ayrıldığı için veya hiç birlikte olmak istemediği için kadınları öldürüyor. Bu cesareti, kadınlar öldürüldüğünde dahi kadınların hayatını mercek altına alan, kadınların tercihlerini sorgulayan, öldüreni değil öldürüleni suçlayan savcılardan, hakimlerden, medyadan, iktidardan, toplumdan bir bütün erkek egemenliğinden, her gün kadınların yaşam güvencesini elinden alan AKP iktidarından alıyor. AKP iktidarı ve onun erkek egemen kurumları kadınların yaşam güvencesi olan haklarına saldırarak artık sadece kadın düşmanı politikaları uygulamakla kalmıyor, kadın katili oluyor.
Kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri, kadına ve çocuğa yönelik cinsel istismar vakaları artarak devam ediyor.
Her gün yeni bir kadın cinayetine uyanıyoruz. Antalya'da, vahşice Boğularak öldürülen Azra Gülendam Haytaoğlu 5 parçaya ayrılıp, valizle ormana gömüldü. izmir de öğretmen olarak görev yapan Emine Gökkız tatil için gittiği maraşta dolaşmaya çıkmış ve geçtiğimiz günlerde ormanlık alanda cesedi bulunmuştur. Yine dün ilimizde havuzlu bir kafede 16 yaşında bir çocuk askeri bir personelin tacizine maruz kalmıştır.
Cinayetlere engel olması gerekenler kadını şiddete karşı koruyan yasaları iptal ederek yeni cinayetlere zemin hazırlıyorlar. Her bir cümleleri kadınlara, LGBT+’lara şiddet olarak dönüyor. Erkek şiddetine karşı önlem alınması çağrılarımıza kulak tıkayan iktidar, bizim için hayati öneme sahip İstanbul Sözleşmesinden imzayı çekerek kadın katliamlarına zemin hazırlamıştır. Biz kadınların uzun yıllar mücadelesinin bir kazanımı olan İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddetle mücadelede en etkin yasa iken bunu uygulamayıp kaldırmışlardır. Oysa İstanbul Sözleşmesi, hukuki güvencemizdi. İstanbul Sözleşmesini hedef alıp Sözleşmeden çekilenler kadına yönelik şiddeti teşvik etmişlerdir.
Bugün, IŞİD çetelerinin, Şengal’e saldırısı sonucu binlerce Êzidî’yi soykırıma maruz bırakmasının 7’inci yıldönümü. 3 Ağustos 2014 tarihinde IŞİD çetelerinin, Şengal’e saldırısı sonucu binlerce Êzidî, soykırıma uğramış, o gün 6000 kadın ve çocuk esir alınmış, 400 bin Êzidî zorla göçertilmiştir.
Esir alınan kadın ve çocuklara cinsel işkence uygulanmış, köle pazarlarında para karşılığında satılmış, zorla din değiştirmeye maruz bırakılmıştır. IŞİD çetelerinin özellikle Êzidî kadınlara uyguladığı bu yöntemler, Êzidî kadınların şahsında kadın iradesini teslim alma ve biat ettirme politikasının bir devamıdır.
Bugün buradan sesleniyoruz.
Şengalden Antalyaya ,Maraşa katledilen kadınlar isyanımızdır diyoruz. Eşitlik içinde ve şiddetsiz bir yaşam kurma gücünü ellerinde taşıyan tüm kadınları, sözleşmeyi ve mücadeleyle kazanılmış tüm haklarımızı korumak için birlikte mücadeleye çağırıyoruz. Haklarımızdan, hayatlarımızdan ve İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz!”