Akil İnsanlar Heyeti Doğu Anadolu Bölgesi Grubu'nda bulunan Cem Vakfı Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan, Tunceli insanının yıllarca ızdırap ve acıya rağmen insan sevgisinden hiçbir şey yitirmediğini, Tunceli'de yaşayanların sağlam değerlere sahip olduğunu söyledi.
Tunceli’de, iki günden bu yana Akil İnsanlar Heyeti Doğu Anadolu Bölgesi Grubu ile birlikte temaslarda bulunan Prof. Dr. İzzettin Doğan, yaptığı açıklamada, birinci sınıfı okuduğu Tunceli’nin, aradan uzun yıllar geçmesine rağmen halen insan sevgisi ve misafirperverliğini koruyan bir il olduğunu belirtti. Doğan, “Tunceli’de, bende iz bırakan bir yılım geçti. Buranın insanlarının sıcaklığını hiçbir zaman unutmadım. Dün geldiğimde aradan o kadar yıl geçmesine rağmen, bugün 73 yaşındayım. Geçen bu zaman dilimi içinde nasıl ızdırap çektiklerini bilmeme rağmen bu insanların gösterdiği sıcaklığı kendi değerlerinin üstünlüğüne bağlıyorum. Onun için Tunceli gelip görülmesi, yaşanılması ve insanların tanınması gereken özel bir yerdir.” dedi.
"DEVLET, TUNCELİLİLERİN KAYGILARINI GİDERMELİDİR"
Devleti yönetenlerin yanlışlarının, artık bu halka bu ızdırabı çektirmemesi gerektiğine dikkat çeken Doğan, Tunceli’de yaşayan insanların daha özgür ve güven içinde yaşamalarını sağlamaları gerektiğini belirtti. Doğan, “Devleti yönetenlerin yanlışları, bu halka artık bu ızdırapları çektirmemeli. Görüyorum, önemli yasaklar var. Belki yasaklar kaldırılmış olsa bile insanların aklında ve gönlünde bu yasakların devam ettiğine dair kaygılar görüyorum. Bugünkü hükümet Tunceli’de yaşayan insanların kaygılarını gidermelidir. Bu, bir anayasal görevdir.” diye konuştu.
"DEMOKRASİ, TUNCELİ’DE AMACINA UYGUN ÇALIŞMIYOR"
Demokrasinin, Tunceli’de ters çalıştığını ve amacına uygun çalışmadığı yönünde izlenim edindiğini belirten Prof. Doğan, “Eğer yasalara aykırı bir şey varsa. Devlet gücü onun için vardır. Neden, bu güç doğru bir biçimde daha adil ve insanlara daha güvenli ve özgürlük tanımak için kullanılıp organize edilmiyor. Eğer organize edilemiyorsa; bunun başında bulunan sorumlular bunu yerine getiremiyorsa; yapılacak iş, bu sorumluluğu yerine getirebilecek kapasite ve kabiliyette insanları getirmektir. Tunceli ve Tunceli gibi iller varsa onlara da şefkat içinde yaklaşabilecek olan sorunlarını diyalog içinde çözebilecek yöneticilerin yer değiştirmesi gerekiyor.” şeklinde konuştu.
Herkesin, kardeş gibi muamele gördüğü, itibar ve saygı gördüğü adil bir toplum düzeni kurulmasına katkı sunmaya çalıştıklarını ifade eden Doğan, siyasi düşüncelerle insanları birbirine düşürerek, farklılıkları zenginlik olarak algılamak yerine bir ayrımcılık vesilesi yapanlara Anadolu halkının fırsat tanımayacağını söyledi.
Cami ve cem evinin iç içe bulunmasından daha doğal bir şey olamayacağını söyleyen Doğan, “Sadece bu bölge için değil dünya için bir örnek oluşturacak o sevgi ile dokunmuş ilişkilerin kurulması gerekiyor. Cami ve cem evinin yan yana olması, iç içe olması kadar doğal bir şey olamaz. Kilise de olmalıdır. Havra da olmalıdır. Çünkü İslam en son dindir. Bundan sonra başka bir din gelmeyecek. O son din tüm dinleri kucaklayacak şekilde yorumlamalıdır.” diye konuştu.
Cami ve cem evinin yan yana olmasının daha önceden yapılması gereken bir şey olduğunu hatırlatan Doğan, bu sayede inançların birbirine yaklaşacağını, ön yargıların yıkılacağını ve bu sayede haksız ithamların ortadan kalkacağını belirtti...