İnsan yaşamında ve sağlığında, önemli yeri ve payı olan doktorlar, zaman, zaman gündem oldukları gibi, bu günlerde yine gündem oldular. Kazakistanlı doktora, yapılan saldırıyla, doktorlara, sağlık çalışanlarına, yapılan, saldırılar, bir kez daha ülke gündemine düştü.
Hasta haneler, sağlık kurumları, toplum yaşamında, önemli sağlık kurumlarıdır. Çalışanları, doktorlar, hemşireler, memurları, da saygın görevlilerdir. Doktorlara, yapılan saldırılar, özelliklede kaba kuvvetli saldırılar, kabul edilemez, affedilmeyecek kadar, çirkindir.
Sağlık kurumlarımızda, zaman, zaman meydana gelen, yaşanan, bu üzücü hadiselerin, meydana gelmesinde, hastaların, hasta yakınlarının, payının yanında, doktorların da payı olsa, yapılan saldırıları, hakaretleri, haklı kılmaz.
Doktorlar, sağlık sorununda, hastalara, şifa veren, çözüm arayan, saygın görevlilerdir.
Uygar ülkelerde, hiçbir zaman bu sorunlar yaşanmaz, hele, hele ülke gündemine, hiç düşmez. Bizde düşer, doktorumuzda, hastamızda, hasta yakınımızda, bu kültürü, yeterince taşımaz. Paylaşmaz.
Bazı Hastalar, hasta yakınları, zaman, zaman doktorlara, sağlık çalışanlarına, hak etmedikleri tepkilerde bulunurken, bazı doktorlarımızda, hastaları, üzen, davranışlar sergilemektedirler. Hasta içeri girer, doktor, başını kaldırmaz. Hasta bekler. Sonrasında başını kaldırıp, ’Neyin var. Diye sorar. Hoş geldiniz. Oturunuz. Nasılsınız.’ Demez. Konuşurken de yüksek sesle, sorar. Kısacası, tedavi eden, sağlık kazandıran, doktorun, yaklaşımını, tavrını, sergilemez. Uygar ülkenin, doktoru, hastayı kapıda gülümseyerek, misafiri gibi karşılar. Sorununu rahatça, anlatması ortamını sağlar. Sorularını nazik bir dille sorar. Bunları yurt dışından gelen buradaki hasta hanelerde yaşadıklarını, gördüklerini anlatanlardan dinledim.
Tabi ki bizim doktorlarımız, onların doktorları kadar, sorunsuz, sorunları olmayan doktorlar. Değillerdir. Çalışma koşulları, ücret yetersizliği, vatandaşa nefes aldırtmayan fiyat artışları, hayat pahalılığı, arabası olanların yakıt sorunu, ücret yetersizliği, vatandaş gibi onları da etkilemiştir. Günlük, uzun süreli iş yükü, hasta yoğunluğu, uygar ülkelerin doktorlarının sergiledikleri davranışları sergilemelerine engel olabilir. Ülkemizde var olan, aynı sorunları, yorgunluğu, yaşayan, buna rağmen, uygar ülkelerin uygar doktorları, gibi görev yapan doktorlarımız, yok değil. Çoktur. Bunun yanında az da olsa hastaya, hasta muamelesi yeterince yapamayan, önemsemeyen doktorlarımız, da ne yazık ki vardır.
Eşimin muayenesi için gitmiştik. Bize bakmadan,’ Neyiniz, var. ’Sorusu sonrası, bizi dinlemeden, isteklerimizi duymadan, karşısındaki doktor olduğunu tahmin ettiğimiz arkadaşı ile sohbet etti. Onu dinledi. Okuyamadığımız bir reçete yazıp bize uzattı. Çıktık geldik. Reçeteyi eczacıya verdik. Doktora, hastamız sürekli bu ilacı kullanmaktadır. Rapor düzenlemesini, bir kutudan fazla yazması istediğimiz halde, bizi duymamış. Dinlememiş olacak ki hiç birini yapmamış. Bize de olumlu veya olumsuz bir cevap vermemişti.
Bir başkası, devlet memuru, hastanede muayene olmak için, randevu sisteminden randevu alamıyor. Alamayınca da kalkıp hastaneye gidiyor. Saat 15 geçiyor. Muayene olacak doktora gidiyor. Hastası yok. Yardımcısı hemşireyle sohbet ediyorlar. Muayene olmak istediğini söylüyor. ’Doktor, ’Hayır. Diyor. ’randevusuz hasta kabul etmiyoruz. Yasaktır. .‘diyor. Aynı Doktor, daha öncede tanık olduğum, ilçeden gelen yaşlı bir gibi kadın hastayı, randevusuz kabul etmemişti. Köşemde yazmıştım. O günün Sağlık Müdürü, randevusuz hasta kabul etmeyen doktorlara, tepki göstermiş. Bakanlığımızın, Sayın Valimizin de Emirleridir. Gidip her gün denetlememizi mi istiyorlar.’ Diye tepki göstermişlerdi. Bazı doktorlar, randevusuz kabul ederken, hastaları geri çevirmezken, bazıları, mesai saati bitmediği halde. Kabul etmiyorlar. Hastaları hasta halleriyle geri çeviriyorlar.
Bazı doktorlarımızın eksikliklerini dile getirirken, devletimizin de doktorlara, layık oldukları değerleri, haklarını, yeterince vermediğini, sağlık çalışanlarını, temsil eden sivil toplum örgütleri, basın açıklamaları ile dile getirmektedirler. Sayın Cumhurbaşkanımızın, doktorlar için, ’Giderlerse gitsinler.’ Sözü etkisini göstermiş olacak ki, yurt dışına, doktor akını sürmektedir. Ulusal bir gazetede yayınlanan, resimli bir haberde, gelir düşüklüğü, çalışma koşullarının yetersizliği, şiddete uğramaları nedeni ile yurt dışına, ALMANYAYA, giden doktorların, bulundukları şehirde, bir araya gelip, çimenli bir piknik yerinde, topluca piknik yaptıkları resmi, gülen yüzlerine rağmen, ülkemiz için büyük, üzücü, bir değer kaybının resmiydi.
Doktorlar, sağlık çalışanları, insanlık için önemli bir görevi ifa eden, saygın görevlilerdir. Onların tedavi ettikleri, sağlık hizmeti verdikleri hastalarda, onları, saygın kılan ögelerdir. Bir bütünün parçalarıdır.
Doktorlarımıza, sağlık çalışanlarına, sahip çıkalım, yaşama koşullarını iyileştirelim ki, onlarda hastalarına, sahip çıkıp şifa dağıtabilsinler.
Doktorlara, saygı duyacağız, onlarda hastalarına.
